Saat: 7.30 alarm çalıyor. Hayır kalkmak istemiyorum. Tekrar uyumak için gözlerimi kapattım. Lanet olsun uyuyamıyorum. Bu kadar çok arabanın ne işi var burda üstelik sabahın köründe. Evinizde yatıp uyusanıza. Bu İstanbulluları gerçekten anlıyamıyorum. Evde oturup size değer veren ailenizle kahvaltı yapacağınıza gelmiş burda benim başımın etini yiyiyorsunuz. NASILDA UNUTURUM ??? Bugün pazartesi . Eylül'ün verdiği poşetleri karıştırırken bir hediye paketi buldum. Zaten bana çok yardımcı olmuştu ne gerek vardı hediyeye? Benimde onun için birşeyler yapmam gerek. Hediyeyi sonra açarım düşüncesiyle kıyafetler arasından siyah sıfır kollu bir bluz ve mavi darpaça çıkarıp hızlı bir şekilde giyindim. Amca'mın bana hediye etmiş olduğu kahve tonlarındaki çantayı takıp siyah , bağcıklı bir ayakkabıyla kombinledim. Saçımı tarayıp çıktım onlardan birine benzemiştim. Sarı okul otobüsü dışarıda bekliyordu. Dışarı çıktığımda kaldırımda kahverengi saçlı ve aynı renkte gözleri olan bir kız oturmuş ağlıyordu. Sanırım bir sorunu vardı yanına gitmeliydim. Geldiğimden beri kimseyle tanışmamıştım belkide onunla iyi arkadaşlar olabilirz.
Ben : İsmim Merve seninkini öğrenebilirmiyim?
Kız: Melis [ boğuk bir sesle ]
Ben : Neden ağladığını söylemek istermisin?
Kız başta anlatmak istemesede birazcık üstüne gittim. Sanırım bunu yapmamalıydım ama merakıma yenik düştüm.
Melis ; İleride... Bankta oturan iki kişi var görüyormusun?
Kız gözyaşlarını tutamıyor konuşmakta zorlanıyordu.
Ben ; Daha fazla kendini zorlama istersen saha sonra anlatabilirsin.
Bu gerçekten iğrençti. sanırım bankta oturan Melis'in eski sevgilisiydi. Nasılda öpüşüyorlardı . Hemde Melis'in önünde Biri ona bunun hesabını sormalıydı. Yüzüne tükürmek istiyorum bunu hakediyor.Yolculuk boyunca Melis'in yanındaydım. Tek kelime etmedi. Ağlıyordu . Sadece ağlıyordu. Hıçkıra Hıçkıra. Empati kurmaya çalıştım yinede onun ne hissettiğini anlayamadım. Melise sormak istediğim bir sürü soru var ama o bu durumdayken bu doğru olurmuydu? Kendine soru sormayı kes ve onunla Konuş Merve!
Ben: Ailen nerde çalışıyor sen neden burdasın?
Melis : Annemi henüz üç yaşındayken kaybettim . Babam Alex isminde bir sürtükle evli. Alex'in doğduğu yer olan Los Angelas'ta yaşıyorlar. Alex Babamla parası için birlikte ama babam bunu kabullenmiyor belkide kabullenmek istemiyordur. Arabam , Evim birsürü param var ama bunların hiçbiri annemi geri getirmiyo.
Ben; Üzgünüm bilmiyordum.
Melis ; Sende bana ailenden bahset.
Utanmıştım ne diyebilirdim ki ? Annem babam köyde yaşıyor . Tarlada çalışıyolar benide pek sevmezler.Ailemde iletişim kurabildiğim tek kişi kardeşim. HAYIR Bunu söyleyemezdim belkide pembe bir yalanın kimseye zararı olmazdı.
Ben :Ailem Texas'ta yaşıyor. Babam bir şirket sahibi orada çalışıyor. Annemse o şirkette Müdür yardımcısı. Kardeşim var birde ismi Burcu orada bir kolejde okuyor o benim için gerçekten çok değerli. Onlar buraya pek gelmez ben tatillerde onların yanına gider beraber vakit geçiririz.
Melis : Sanırım artık derse girmeliyiz.
Haklıydı önce beraber panoya gittik sınıflarımızı öğrenmek için. Aynı sınıfta değiliz. Henüz bir tane arkadaşım var ve ayrı sınıflarda olmamız üzücü. Melis'in gözleri doldu.
Melis : Melihle aynı sınıftasınız.
Demesiyle gözünden bir damlanın süzülmesi bir oldu . Melihin kim olduğunu anlamak zor değildi. O kareyi aklımdan çıkaramıyorum kızı kendine çekmiş belini kavrayıp öp-- Kes Sesini Merve !
Bir elimle melisin yanağını okşayıp " güçlü olmalısın" dedim. Melis yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. İkimizde sınıflarımıza gittik. Sınıfa girdiğimde herkez kendi alemindeydi kimse selam verme gereği duymadı. Melihte ordaydı tek başına sırada oturuyor telefonuyla oynuyordu. Onun bu kadar yakışıklı olduğunu bilmiyordum karnımda kelebekler uçuştu. Simsiyah saçları okyanus mavisi gözleri vardı. Ona aşık olamazdım olmamalıydım. Kendime tutamıyorum. Dudaklarımı ısırdım. sanırım onu süzdüğümü fark etmişti.
Melih : " Ne bakıyorsun öyle? "
Utandım.
Ben : " şey dalmışım ben üzg--
tam cümlemi tamamlıyacakken herkez hızlı bir şekilde yerine geçti arkamı döndüğümde gördüğüm otuzlu yaşlarında bir bayandı. Kahretsin . öğretmen olmalıydı.
Öğretmen : Yerine geç kızım.
Sınıfa baktım Melih'in yanı ve lakabı " sümüklü" olan bir çocuğun yanı hariç boş biryer yoktu . Sanırım tek çare Melih'in yanına oturmaktı ama kötü hissediyorum. Melis ona deliler gibi aşık .
Melih " Bakıp durma. gel hadi yanıma "
Domates gibi kızardım yanına oturdum yapabilcek başka bişeyim yoktu. Hoca ilk gün olduğundan bizi serbest bırakıp öğretmenler odasına gitmişti. Melihle aramızda yaklaşık beş santim kadar boşluk vardı .
Melih " Ne tür erkeklerden hoşlanırsın güzelim ? "
Leş gibi alkol kokuyordu. Babamdan bilirim bu kokuyu. Gelmeden önce içkiyi fazla kaçırmış olmalı. O sarhoştu belki de ne dediğini bilmiyordu . Ona sert olmamaya çalıştım.
Ben : Sen kendinde değilsin. Git bi elini yüzünü yıka.
Melih iki eliyle belimi sardı. Aramızdaki mesefe git gide azalıyordu. Daha önce kimseyle öpüşmemiş hiç sevgilim olmamıştı bu hoşuma gitmeye başladı . onu ittirdim zor kızı oynuyordum. Derken kapı açıldı......
