4.BÖLÜM "SONSUZ"

50 7 3
                                    

Karanlık bir sonsuzun içindeydim. Ne bu karanlığın sonu vardı ne de benim bunu aşacak gücüm. Tek yapabildiğim ise kendimi karanlığım kollarına bırakmak ve gözlerimi kapatmak oldu.Ne kadar öyle kaldığımı bilmiyorum. Gücümü toplayıp gözlerimi açtığımda sonu  olmayan siyah gözler kaybolmuştu. Gözlerim benden habersiz arayışa çıkmıştı. Neden bu kadar etkilendiğimi bilmiyordum. Bildiğim tek şey  o gözlerin kalbime bıraktığı korkuydu. Derin bir nefes alıp buraya asıl geliş amacımı kendime hatırlattım.Babamı alıp yalnızlığımın güvenli kollarına geri dönmeliydim.

Kalan merdivenleri tamamlayıp, her halinden tekin olmadığı belli olan yere tamamen girmiş oldum.Etrafa baktığımda kimse tarafından fark edilmediğimi anladım. Herkes kendi halindeydi.Sadece dev kılıklı adamlardan biri çok dikkatlice beni inceliyordu. Sanırım benim buraya ait olmadığımı o da anlamıştı. Adımlarım benden habersiz ona doğru gitmeye başlamıştı.Karşısına geçtiğimde uzun bir kız olmama rağmen kafamı bir hayli kaldırmam gerekmişti.Kaşlarını çatmış duvar gibi yüzüyle bana bakıyordu. Artık konuşmam gerektiğini anlayıp boğazımı temizledim.

"Babam nerede onu buraya mı getirdiniz"

Konuya direk girmiştim çünkü buraya karşı sabrım tükenmek üzereydi.

Sözlerimden sonra kaşları daha fazla çatılmıştı.

"Yoksa sen murat itinin kızı mısın" 

Kafamı olumlu anlamda salladığımda dudaklarında sinsi bir gülüş oluşmuştu.İçimdeki korku artık beni boğmaya başlamıştı.Her an arkama bakmadan koşmaya başlayabilirdim.

Hala dudaklarında aynı gülümse varken " Beni takip et" dedi .

O önde ben arkasında yürüyorduk. Bar görünüşlü yerden çıkıp büyük bir demir kapıdan girdik. Biz girdiğimizde kapı yüksek bir sesle geri kapandı.Her geçtiğimiz yer aynı dev adamlarla doluydu. 

Başka bir dev kapıdan geçtiğimizde dört tarafı duvarlarla kaplı küçük bir ine girdiğimizde artık bacaklarım beni taşımıyordu. Kalbim korkudan bedenimden çıkmak üzereydi.Korku ile dolu gözlerimi beni buraya getiren adama çevirdim. Bana hiç bakmadan karşısındaki duvarın önüne gidip elini duvara koydu. Anında elinin altında ve gözlerini önünde mavi bir ışık yandı. Şaşkınlıktan ve korkudan bayılacaktım artık. Duvarın içinde el ve göz okuyucu vardı.


Bir süre sonra duvar büyük bir gürültü ile ikiye ayrıldı ve içinde bir asansör göründü. Adam bana dönüp kafası ile asansörü gösterdi. Kafamı hızlıca iki yana salladım. Bu kadarını da yapamazdım. Hiç tanımadığım bir adamın peşinden gidemezdim. Hızla arkamı dönüp demir kapıyı açmaya çalıştım ama kolumdan tutup beni diğer duvara fırlatmıştı bile. 

"Bu kadar şey gördükten sonra gidebileceğini mi sandın " yüzüme doğru kükremişti. 

"Ben gitmek istiyorum. Kimseye bir şey anlatamam"  son gücümle bunları söyleyebilmiştim.

"Tamam git. Babanın leşini biz getiririz"

Gözlerim şok ile aralanmıştı. Bunu yapamazdım. Ne ablama ne babama bunu tekrar yapamazdım. 

"T-tamam geliyorum"

Kolumdan tutup beni geniş asansörün içine savurdu. Duvar aynı gürültü ile tekrar kapandı. Asansörde karanlığa gömüldü . O an gözlerimi kapattım ve bunların bir rüya olmasını diledim. Benim buraya gelmem bile hatayken şuan hiç tanımadığım bir adam ile yerin altına iniyordum.

Öyle ne kadar süre geçti bilmiyorum kolumun sertçe çekilmesi ile kendime geldim. Gözlerimi açtığımda yerin metrelerce altında savunmasız bir şekilde durduğumu anladım.

Yeni fark ediyordum ama buraya indiğimizde çok fazla ses gelmeye başlamıştı. Başımı seslerin geldiği yöne çevirdiğimde bugünün en büyük şokunu yaşıyordum. Çünkü sol tarafımda bir sürü zindan vardı ve her birinin içinde ölümüne dayak yemiş insanlar vardı. Daha bunun şokundan çıkamadan kolumdan tutulup  sağ taraftaki kapıdan içeri  girmiştik. 


Bura ise dışarının aksine çok modern duruyordu. Burada da  birçok kapı vardı. Ben inceleme yaparken koridorun sonundaki kapıya gelmiştik.  Kapıyı açtıktan sonra sert bir şekilde beni içeri itmişti. Odanın ortasına düşerken  , kapıyı üstüme kitlemiş ti . Odaya dikkatli bir şekilde baktığımda tek olmadığımı anladım çünkü odanın diğer ucunda her tarafı kan içinde babam yatıyordu. Hızlıca yerimden doğrulup babamın yanına gittim. 


O an dikkat edebildiğim tek şey göğsünden vurulmuş olmasıydı. Kapıya koşup yumruklamaya başladım. 

"Yardım edin ne olur babam ölüyor" artık ellerim ağrımaya başlamıştı. Kendimi tam yere bırakacağım zaman saçımdan çekildim. Ve hayatımı değiştirecek o erkeksi sesi duydum.

"Cehennemime hoş geldin MELEĞİM" 

Beni hızlıca kendine çevirdiğinde gördüğüm tek şey sonsuz siyahlardı.






İNŞALLAH GÜZEL BİR BÖLÜM OLMUŞTUR . YORUMLARÍNÍZÍ BEKLİYORUM

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 06, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CEHENNEM MELEGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin