Wakanda her zaman ki gibi sıcacıktı. Şüphesiz bu durumdan şikayet etmeyen kişi kalmamıştı. Bucky yine küçük çocuklar tarafından uyandırılmıştı. Her şeyi hatırlayalı 3 hafta olmuştu. Belki daha fazla. Bilmiyordu. Zaten hatırladığından beri durgunlaşmıştı. Kafasında bir şeyleri oturtmaya çalışıyordu. Steve üstüne pek gitmemişti çünkü arkadaşının hayal edemeyeceği şeyler yaşadığını düşünüyordu. Haklı olabilirdi.
Steve: Hiç biri senin suçun değildi Bucky.
Bucky: Steve konu benim suçum olmayan şeyler değil. Benim kontrolümde olan bir şey. O kadar yıl içinde sadece bir kez kendi kontrolümü sağladım. Sonucun çok parlak olduğu da söylenemez zaten.
Steve: Ne oldu?
Bucky: Sevdiğim bir insan zarar gördü.
Steve: Bucky...
Bucky: Söz veriyorum hazır olunca anlatıcam.
X: İyi çünkü haftalık toplantımızı kaçırıyorsunuz.
Steve: Sana da merhaba Clint.
Bucky: Sen hep böyle insanları dinler misin?
Clint: Aslında dinlemezdim eskiden.
Steve: Sonra Nat ile tanıştı o da ona kötü örnek oldu.
Clint: Yanlış arkadaşlıklar kurmuş olabilirim ama hangimiz kurmadık ki.
Steve: Her ne kadar konuşmaya devam etmek istesem de sormam gerek 3 gündür neredeydin. Laura bir şey söylemedi.
Clint: En yakın arkadaşım ile görevdeydim.
Steve: Yenilmezler ikiye bölününce küstünüz sanıyodum.
Clint: Shield da hâlâ ortağız ve neden küseyim ki?
Bucky haklı dermişcesine Steve'baktı. Steve : Bir şey diyemem. Zaten bize de yardım etmişti Berlin'de.
Bucky bir anda afalladı. Önce o anı düşündü kızıl bir kadın önce ona bakmış sonra Steve'e durup durmayacağını sormuş en son da onlara yardım etmişti. Kadın çok tanıdık gelmişti o an. Ve şimdi kim olduğunu da hatırlıyordu. Belki yanlış hatırlıyorum diye düşünmüştü. Ama kadının adının Nat olduğu söyleniyordu şu an.
Clint: Hey ! Barnes! İyi misin?
Bucky: Evet ben.. ben iyiyim sadece olayları kafamda oturtmaya çalışıyorum.
Clint: Tamam? Her neyse siz Tony ile konuştunuz mu?
Steve: Telefonlarımı açmıyor.
Clint: Bazen Nat ile sizi shipliyoruz. Bunu desteklemeyi bırakın artık. Tuhaf oluyor.
Steve: Ne yapıyorsunuz?Julya her zaman ki gibi sabah erkenden okula gitmiş kantinden bir kahve alıp araştırması üstünde yoğunlaşmıştı. Sütlü şekersiz kahvesinden ilk yudumu aldığdığında nefes alma ihtiyacı hissetti. Dostum buranın kahveleri çok sıcaktı. 11 yıldır burada olmasına rağmen hala sıcağa alışamamıştı tamam belki New York çok sıcak bir yer değildi. Hatta serin bile sayılabilirdi . Ama Rusya da doğup büyümüştü. Orası çok daha soğuktu. 17 yıl önce kuzenini kurtarmak için oradan ayrılmıştı. İtiraf etmek istemese de oradan kaçmak yaptığı en iyi şeydi. Şimdi burada genç ajan adaylarına bilim konusunda yardım ediyordu. Küçükken belli bir dalda çalışmak isterdi. Hepsinde değil. Ama kgb de seçim hakkınız yoktur. İstedikleri şey olursunuz. Nasıl olduğu önemli değildir en iyisi olmalısınız bu yüzden yöntemleri acımasızdır. Julya her sabah hayatını değiştiren o olayı hatırlardı 17 yıl önce RedRoom daki en parlak bilim insanı adayı idi. Ama bu RedRoom'a yetmemişti. Hiç bir zaman yetmezdi. Sizden kanınızın son damlasına kadar faydalanırlardı. Size ne olduğu önemli değildi. Siz silahlardınız. İşte RedRoom da silah kaçırmaktan bıkmış kendi silahlarını yapmaya karar vermişti. Julya'nın olduğu projedeki Julya dahil bütün kızları yapay döllenme ile en iyi ajanlarından hamile bırakmışlardı. Kendi silahlarını kendileri yapmak için ilk adımı atmışlardı. Ama Julya nın hayatını asıl değiştiren olay bu değildi. Black widow projesindeki kızları deneyler için onların olduğu yere götürmüşlerdi. Julya bir şekilde kuzeninin yanına girmeyi başarmıştı. Kaçırılmalarından ve ailelerinin öldürülmesinden sonraki ilk buluşmalarıydı bu. Julya'nın onun üstünde deney yapmalarını engellemesi gerekmişti bunun için çok önemli bir neden vardı. O yüzden kuzeni ile beraber bir dostun yardımı ile kaçmışlardı. Julya'nın hayatını değiştiren asıl olay buydu.
Summer: Profesör?
Julya dalgınlıkla kafasını kaldırdı.
Julya: Söyle bakalım Summer.
Summer: Pepper Potz sizi aradı. Görüşmek istiyormuş.
Julya: Tamam bugün 4 5 gibi uygun olduğumu söylersin başka boş zamanım yok.
Summer: Tamamdır.
Julya: Senin çalışman nasıl gidiyor?
Summer: Hâlâ aynı yerdeyim. İleri gidemiyorum. Kesin kaçırdığım bir şey var.
Julya: Şu çalışmaya ben de bakayım . Bir ara getir nerede kaldığını çözelim.
Summer: Aslında bu çok iyi olur.
Julya: Neyse sen bayan Potz'a haber ver. Çok bekletmeyelim.
Julya derse girmek için odasına doğru yürümeye başladı. Aslında Summer'dan derse girmesini isteyecekti ama bugün formunda hissediyordu. İyi hissediyorsa neden boşu boşuna onu yormalıydı ki. Kapıyı açınca uzun zamandır görmediği bir yüz ile karşılaştı işte Summer' ı derse göndermek için neden diye düşündü. Hızlıca kapıyı kapattı ve Summer ı aradı.
Julya: Tüm randevularımı iptal et ve bugünkü derslerimi sen doldur lütfen çok önemli bir işim çıktı.
Natasha: Bende seni özledim kuzen.Miley: Ya ama gitmek istemiyorum.
Lydia tam 53 dakikadır Miley'i yataktan kaldırmaya çalışıyordu.
Lydia: Normalde bunu sen yapardın ben uyurdum rolümü çalma.
Miley: Ama uykum var.
Lydia: Bana ne ya. Okula gecikicez haydi kalk!
Miley: Git başımdan sarışın!
Lydia: Uyandığında gidicem kızıl!
Miley: Yani sonsuza dek buradayız.
Lydia:Ya Miley! Haydi ilk derse 39 dakika geciktik.
Miley: O zaman evde kalalım!
Lydia: Mantıklı. Kay o zaman ben de uyuycam.
Miley: Gel.
Miley kayar Lydia yanına yatar. İki kız sarılırlar.
Lydia: Annem bizi öldürecek.
Miley: Uyku buna değer.
Lydia: Sen uyumayı çok sevmezsin ki. Sadece moralin bozuk olduğunda.... ne oldu.
Miley: Hiç bir şey . Her zaman ki mevzu.
Lydia: Biliyorsun ailemizin her zaman ki mevzuları asla hiç bir şey olmadı.
Miley: Sadece merak ediyorum... sen hiç etmiyor musun yani babanı?
Lydia: Evet. Ama annem onu öldürdü hem de gözünün önünde ben 6 yaşındayken. Merak edilecek biri olmadığına eminim.
Miley: Tuhaf bir kızsın .
Lydia: Hangimiz normaliz ki. Daha geçen bir şehir robot saldırısı yüzünden uçtu.
Miley: O üç yıl önceydi.
Lydia: Ama oldu.
Miley: Tamam bu Round u sen aldın sarışın ama bir dahakine şansın yok.
Lydia: Dene de gör kızıl.
İki kız derin olmayan ama huzurlu bir uykuya daldılar. Beraber büyümüşler ve o tuhaf şeyleri beraber görmüşlerdi. Ama beraber atlatamamışlardı. Hiç bir zaman atlatamamışlardı.Yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOGETHER (avengers Fan Fiction)
FanficYenilmezler her zaman uyumsuzdu. Birbirlerine benzemezlerdi. En ufak tartışma ile dağılabilirlerdi .Belki de bu yüzden Bakan Ross anlaşmayı önermişti.