Merhaba arkadaşlar !!
Bayadır bölüm yazmıyorum -.- Biliyorum özür dilerim.
Umarım bu bölümü beğenirsiniz.
Lütfen oy verin ve yorum yapın.
İyi okumalar !
.
.
"Ben Sehun. Oh Sehun. Ben bir Shinigami yani ölüm tanrısıyım." dedim.
"Bu dediklerin hiç mantıklı değil. Beynin sana oyun oynuyor Han Min Jee." diye kendini sakinleştirmeye çalışıyordu.
"İster inan ister inanma. Bundan sonra bir bütünüz. Oh Sehun artık sana aittir."
.
.
"Hiçbir şey anlamış değilim." dedi Min Jee elindeki kelepçeye bakarken.
"Zaman geçtikçe anlayacaksın." dedim
Min Jee yandaki yardım butonuna bastı ve 5 dakika içinde doktorlar geldi. Sanırım doktorlar ilk defa böyle bir vaka ile karşılaşıyordu.
"Min Jee-ah !" dedi bayan Han ağlayarak içeri girerken.
Kızına sarıldı ve onun yüzüne baktı.
"Tanrı seni bana bağışladı." dedi bayan Han.
"Ama bu bir ölüm tanrısı." dedim.
Bir Shinigami'ye göre çok salaksın diyordu Min Jee aklından.
"Aklından geçenleri duyabiliyorum." dedim ona kötü bir şekilde bakarak.
"Buing buiing !! " diye Jae Hwa içeri girdi.
Min Jee onu görünce ağlamaya başladı. Kızlar ne kadar da garip.
"Min Jee'nin yaşam fonkisyonları tamamen yok olmuştu. Ama şimdi ne olduysa birden çalıştı. Onu 2 gün daha gözetim altında tutacağız ve sonra taburcu edeceğiz." dedi beyaz önlüklü.
Daha neden burada gözetim altında kalıyor ki ? Zaten ben onu iyileştirdim. Turp gibi işte.
Bir dakika turp nedir ? Nereden duydum ben bu kelimeyi ?
"Hey Min Jee turp ne ? " diye sordum.
"Sadece aklından geçirsen yeter. Ben duyarım" dedim.
Bir sebze adı diye aklından geçirdi.
"Lezzetli mi peki ?" diye sordum.
Bence değil diye aklından geçirdi.
"Şimdi lütfen çıkın. Herhangi bir iç kanamaya karşı onu fazla yormamalıyız." dedi doktor.
"Seni çok seviyorum kızım tanrı seni bize bağışladı." dedi bay ve bayan Han bir ağızdan.
Dedikten sonra odadan çıktılar.
"Cidden turp nedir bilmiyor musun ?" diyerek güldü Min Jee.
"Bizim dünyamız sizinkine benzemez kızım." dedim.
"Sizin dünyanız nasıl ? " dedi.
Anlatsam acaba iğrenir mi ? Ama kendi sordu o zaman cevap vermeliyim.
"Shinigamiler insanların canlarını aldıkları için ruhlar bizim dünyamızda dolaşır. Her yer karanlıktır. Bu kadar bilgi senin için yeterli." dedim.
"Oh, içim ürperdi." diyerek iki kolunu birbirine doladı.
Hah kızım, daha bunlar hiçbir şey.
"Ben bu kelepçelere dokunamıyorum. Neden ? " diye sordu.
"Bunlar saiken kelepçeleri. Onlara dokunamazsın çünkü görünmezler. Sadece çekim gücünü hissedersin. Benimde onlar hakkında bildiğim tek şey bu." diyerek cevap verdim.
"Ben sana dokunabiliyor muyum ? " diye sordu
Ve sonra çekingen tavırlarla omzuma dokundu.
"Ah, sana dokunabiliyorum. Yani sen bir hayalet değilsin ! " dedi gülerek.
Bu kız salak mı ? Kaç defa ona bir Shinigami olduğumu zaten söyledim.
"Bunu yeni mi anladın ? " dedim.
Cevap vermedi.
"Tuvalete gitmeliyim. Benle mi geleceksin ? " dedi Min Jee.
"Bu kelepçeleri çıkaramadığımıza göre senle gelmek zorundayım." dedim gülerek.
"Ne ? " diye bağırdı.
"Sana bakmayacağım." dedim kahkaha atarak.
Yanakları kızarmıştı. Sonra ayağı kalktı ve o ayağı kalktığı an onu kucağıma aldım.
"Hey ! Sen ne yapıyorsun ?!" diye bağırdı.
"Ne yapıyorum ? Seni kucağıma aldım işte." diyerek cevap verdim.
Hayır anlamıyorum bunda garipsenecek ne var ki ?
"Sana öyle dedim biliyorum ama istediğim zaman insan kılığına girip beni görmelerini sağlayabilirim." diyerek cevap verdim.
" Sağol ama tuvalete kadar yürüyebilirim cidden." dedi.
Bende onu aşağı indirdim. Ve odanın içindeki tuvalete girdik.
"Bak arkamı döndüm sana bakmıyorum." dedim gülerek.
"Tamam." dedi.
Belki ona baktığımı düşünebilirsiniz. İstesem bakardım. Ama bakmadım. Çünkü diğer Shinigami'lerin aksine sapık değilim.
Tuvaletten çıktıktan sonra odaya gittik.
"Hadi bana sizin dünyanızdan bahset." dedim.
"İnsanlar'ın dünyası anlattıklarından yola çıkınca Shinigami Dünyası'na göre bin kat iyidir herhalde." dedi
"Evet şuan öyle gibi." dedim gülerek.
"İnsanlar çalışır, okula gider yani gördükçe bizi daha iyi tanıyacaksın." dedi gülerek.
"Hadi kalk dolaşalım." dedim.
Beni çok pis gaza getirmişti. Söylediklerinden sonra bu dünyayı daha çok tanımak istiyordum. İnsanlar'ın Dünyası'na geleli 3 saat kadar olmuştu ama ben şu hastaneden başka biryer görememiştim.
"Hayır gidemeyiz. Yokluğumu anlarlar." dedi.
"Birşey olmaz sadece yarım saat." dedim.
"Eğer yorgun hissediyorsan kucağıma alırım seni. Uçarız." dedim.
Kahkaha attı.
"Sen gözükmüyorsun ama ben gözüküyorum hatırlatmak isterim Sehun." dedi.
Ah doğru ! Bu ayrıntıyı gözden kaçırmıştım.
"Tamam o zaman ben insan kılığına girerim ! " dedim.
Boynumdaki Shinigami dövmeme odaklandım ve kendimin insan versiyonuna dönüştüm.
"A-aman Tanrım !" diye bağırdı Min Jee
" Sen çok iyi gözüküyorsun Sehun ! " dedi.
Ayağa kalktım -tabii ben ayağa kalkınca doğal olarak Min Jee'de ayağa kalkmış oluyor.-
Ve küçük boy aynasının oraya doğru yürüdüm.
Gördüklerimin karşısında şaşkındım.
Cidden bu ben miydim ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
死神- Shinigami- Ölüm Tanrısı
RandomBir Shinigami (ölüm tanrısı) olan Oh Sehun Dünyadaki bir suçlunun hayatına son vermekle görevlendirilmişti. Ancak isim benzerliği yüzünden Han Min Jee adlı 17 yaşındaki lise öğrencisinin hayatına son verdi. Shinigami konseyi bu olanlardan...