Merhaba !
Yeni bölümü geciktirdiğim için özür dilerim.
İyi okumalar !
(Anlamadığınız birşey olursa bana sorabilirsiniz.)
.
.
Boynumdaki Shinigami dövmeme odaklandım ve kendimin insan versiyonuna dönüştüm.
"A-aman Tanrım !" diye bağırdı Min Jee
" Sen çok iyi gözüküyorsun Sehun ! " dedi.
Ayağa kalktım -tabii ben ayağa kalkınca doğal olarak Min Jee'de ayağa kalkmış oluyor.-
Ve küçük boy aynasının oraya doğru yürüdüm.
Gördüklerimin karşısında şaşkındım.
Cidden bu ben miydim ?
.
.
Şu değişik Shinigami görüntümden hiç eser yoktu. Min Jee'nin yerinde olsam kesinlikle kendime aşık olurdum. Bir dakika, ne diyorum ben ?
"Demek beni beğendin Min Jee" diye bağırdım.
"İnsan halini tabii ki. Hemen yanlış anlama. İstersen hep böyle kalabilir misin ? " diye sordu.
"Konsey başkanı ben ölüm tanrıları okulundayken bir insan olarak kalma vaktimin 6 saat olduğunu söylemişti. Sonra tekrar ölüm tanrısına dönüşüyorum." diye cevap verdim.
"Ama sonra gene insana dönüşebiliyor musun ? " diye sordu.
"Evet ama bu beni yorar." dedim gülümseyerek.
Değişik bir şekilde şuan farkettimde Min Jee tatlı bir kızdı. Zayıftı ve boyu 1.63 civarlarında olmalıydı. Gözleri çok fazla olmamasına rağmen büyüktü ve saçları hafif dalgalıydı. Tarzı ise bir kıza göre oldukça iyiydi. Yani diğer kızların tarzını henüz daha görme fırsatım olmadı ama Min Jee'nin tarzı hoşuma gitmişti.
"Hadi gidiyor muyuz ? " dedi Min Jee.
"Nereye götüreceksin beni ? " dedim gülümseyerek.
"Sahili görmeni istiyorum." dedi önüne düşen saçlarını düzeltirken.
Sahil mi ? Bizim dünyamızdaki deniz siyahtı ve ben bundan hiç hoşlanmazdım. Yani bir ölüm tanrısı olabilirim ama siyah olan şeylerden artık hoşlanmıyorum. Ama siyah rengini kıyafetlerimde çok kullanıyorum itiraf etmeliyim.
"Sahile nasıl gideceğiz ? " diye sordum.
"Hastaneye zaten yakın 5 dakikada yürüyebiliriz. " dedi
Yürümeye başladık. Dünya cidden çok güzel biryerdi. Her rengin tonunu çevremde görmem mümkündü. İyi ki Min Jee'yi yanlışlıkla öldürmüşümde bu cezayı almışım. Tanrım, gene ne saçmalıyorum ben ?
"Bak burası işte sahil ! " diye bağırdı Min Jee.
Ben... Cidden... Bu, mavi. Deniz ? Dilim tutuldu.
"Sehun, sen iyi misin ? " diye sordu Min Jee.
"Bu çok güzel." diye sevinçten çığlık attım.
"Sen cidden erkek misin ? Herkesin içinde neden bağırıyorsun ? " dedi Min Jee yüzünü saklamaya çalışırken.
"Onlardan banane. İstersem şimdi öldürürüm bu insanları. " dedim gülerek.
Min Jee korkmuştu. Neden korkuyor ki ? Bunlar gerçekler. Öğrenmesi lazım.
"Masum insanları öldürürsen ne olur ? " diye sordu bana bakmadan.
"Konsey ismimi ölüm duvarına yazar." dedim.
"Ölüm duvarı da ne ? " dedi gülerek.
"Duvara adı yazılan kişi ölür. Ama bir ölüm tanrısının öldürme yöntemi sadece duvar değildir. Çok istersem insanın görüntüsünü ve adını zihnimden geçirerek onları öldürebilirim." dedim.
"Death Note'taki gibi yani ! Bu heyecan verici ! Sen Ryuk ve Rem'i tanıyor musun ?" dedi Min Jee ellerini çırparak.
Ryuk ve Rem'de kim ? Death Note ne ?
"Sen neden bahsediyorsun ? " diye sordum.
"Death Note bir anime . Oradada ölüm tanrıları vardı. Adları Ryuk ve Rem'di." dedi Min Jee.
Anime de ne ? Cidden bu kız nece konuşuyor ?
"Anime ne ? " diye sordum.
"Aigoo ! Cidden öğrenmen gereken çok şey var. Anime, japon çizgi filmlerine denir." dedi alaycı bir sesle.
" İyi tamam be. Hemen dalga geçiyorsun." dedim tersleyen bir sesle.
" Min Jee ? Senin hastanede olman gerekmiyor mu ? "
Arkamı döndüğümde uzun boylu bir çocuk Min Jee'ye doğru bağırıyordu.
"Bu çocukta kim ?" diye sordu çocuk.
"Ah.. O mu ? O şey... Benim çocukluk arkadaşım Sehun." dedi Min Jee.
Vay be. Şimdide çocukluk arkadaşı olduk.
"Kolumu bırak Park Chanyeol ! " diye bağırdı Min Jee.
"Hastaneye gitmen lazım sen burada bu garip görünüşlü çocukla oturuyorsun." diye bağırdı adının Chanyeol olduğunu öğrendiğim kepçe kulaklı.
"Garip görünüşlü mü dedin sen bana ? " diye ayağa kalktım.
"Evet dediysem ne olacak ? " dedi.
"Seni istersem burada hemen ö-"
"Ah, benim karnıma bir ağrı saplandı hemen hastaneye dönmeliyim. Hadi gidelim Sehun !" dedi Min Jee lafımı bitirmeme izi vermeden.
Birşey demeyecektim ki sadece seni burda öpebilirim diyecektim. Şaka yaptım siz beni ne sandınız ?
Öldürebilirim diyecektim tabii ki.
Min Jee kolumdan tuttu ve beni sürüklemeye başladı.
"Seni durdurmasam onu öldürmekle tehdit edecektin ! " diye bağırdı.
"Bu bir tehdit değil ki. İstersem hemen yaparım bunu." diye güldüm.
"Aman ! Çok komik ! " diye koluma tırnağını geçirdi.
Bu kız ne yaptığını sanıyor ! Canım cidden yandı !
"Hey ne yapıyorsun ? İnsan olduğum zamanda acıyı hissedebiliyorum." diye söylendim.
"Bu daha çok işime gelir. Hakettin çünkü. "
Bu kız sadist falan mıydı ? Hala anlayamadım.
Hastaneye gidene kadar tek kelime etmedik. Ben hala Dünya'nın bu kadar hoş biryer olmasına şaşkındım. Min Jee eceliyle ölene kadar ben Dünya'da kalacaktım. Ve bunun ne zaman olacağını konsey başkanı Tao'dan başka hiç bir shinigami bilmiyordu. Aslında bu benim daha çok işime gelirdi çünkü beraber geçireceğiniz ne kadar zamanınız kaldığını bilmek istemezsiniz.
Garip bir şekilde Min Jee'den hoşlanıyor gibiydim. Ama ben aşık olamazdım.
Shinigamiler bir insana aşık olursa 90 gün Shinigami Dünyasında eziyet görürler. Hafızalarıda silinir.
Yani bu kız benim sonum olabilir.
Hastane odasına çıktık ve ben tekrar shinigamiye dönüştüm.
"Hep bir insan olarak kalmanı istiyorum."
"Bunu yapamam. Her insana dönüşmem bana acı çektiriyor."
Bende insan olarak kalmayı isterdim ama acı çekmek istemiyorum.
O sırada kapı çaldı.
Min Jee'nin gir demesine fırsat kalmadan açıldı.
Gelen Chanyeol'du.
Bir dakika o neden bu kadar sinirliydi ?
![](https://img.wattpad.com/cover/15703213-288-k559710.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
死神- Shinigami- Ölüm Tanrısı
RandomBir Shinigami (ölüm tanrısı) olan Oh Sehun Dünyadaki bir suçlunun hayatına son vermekle görevlendirilmişti. Ancak isim benzerliği yüzünden Han Min Jee adlı 17 yaşındaki lise öğrencisinin hayatına son verdi. Shinigami konseyi bu olanlardan...