5 saniyelik kısa bir şok geçirdim. Neler olduğunu bilmiyordum ama buradaki bölgeye geniş çaplı bir kargaşa havası verdiğime emindim. Nasıl edindiğimi bilmesem de sanki tüm hayatım boyunca bu gücü sık sık kullanmışım gibi hissediyordum. Kullanmak çok kolaydı. Sadece enerjimi biraz fazla harcıyordu ve soluk soluğa kalıyordum. Enerjimin tümünü harcamadan önce hızlı davranmam gerekiyordu. Makineyi kontrol eden adamlar hemen odadan kaçıştılar. Onların sağ kalmasına izin veremezdim. Yavaş yavaş güçlerimin hareket hızı yavaşlıyordu. Ancak bir kapıyı kıracak kadar gücümün kaldığını hissettim. ''Bana neler oluyor böyle?!'' diye aklımdan geçirirken kapıyı paramparça ettim.
Bir insandan en az on kat daha hızlı hamleler yaparak adamların peşinden gittim. Aramızda çok mesafe kalmamıştı derken gücümü artık kullanamaz hale geldim. Yinede hala koşabilirdim, ve koştum. Adamları bir odanın girişine kadar takip ettim. Ancak köşeye sıkıştırabildim. Onlara öldürmeden önce soracak çok sorum vardı.
''Yaklaşma, seni canavar!'' Dedi öndeki adam. Benim cevabımı duymak için pek de hevesli değildi eminim. ''Kurtarın beni! Kurtarın bizi! Ah s*ktir. Burada kimse yok...'' Konuşma sırası bana gelince, ''Bana ne yaptınız böyle? Hemen açıklayın yoksa...'' Adam sözümü bitirmeme izin vermeden çığlık attı. Hemen sonra, yukarıdaki gizli bir girişten İspanyol kadın geldi. Elinde menzilli ateşli bir silah vardı. Tehlikeli bir silah olduğuna ve dünyanın şu anki teknolojisine göre epey gelişmiş olduğuna emindim... Ya da içgüdülerim böyle söylüyordu.
Adam, ''Caterina! Hangi cehennemdeydin sen? Bu canavar beni öldürecek!''
''Durun! Sadece konuşmak istiyorum!'' Ancak buradaki insanlar köşeye sıkışınca ne yapacağını bilemeyen korkak köpeklerden başka bir şey değillerdi. Onlardan bilgi alamayacağımı biliyordum. Dövüşmekten yada kaçmaktan başka seçeneğim yoktu.
Elindeki makineyi bana doğru doğrulttu ve tetiğe bastı. Kurşunlar her yerimi delip geçiyor gibi hissediyordum. Nasıl hayatta kalabiliyordum? Öleceğimden emindim, ve tüm hayatım gözlerimin önünden geçiyordu. Her yere sıçrayan (Hafif siyahımsı?) kanımı izledim, ve kurşunlar üzerime doğru gelmeye devam ederken gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PattisLand
FantasyBambaşka bir evrende, bambaşka bir dünyada, Toeros isimli bir kıta vardı. Bu kıtada dört krallık hüküm sürüyordu. Pattis krallığı, Bezelye krallığı, Havuç krallığı ve Pırasa krallığı. Bu dünyada insanlar kendilerini, sebzelerin adlarını kullanarak i...