Sabah kollarımın arasında ki Güneşimi görünce gülümsedim ve burnunun üstüne bir öpücük kondurdum. Garipti ama burnunda tiki vardı ve yine burnunun üstünü kaşıdı ve hafifçe gözlerini araladı
- Hey koca oğlan sana kaç defa daha şunu söylemem gerek benim burnuma dokunma !
Sırıtarak burnuna vurdum sinirle tekrar kaşıdı başımı geriye atarak kahkaha attım. Sinirle omzuma vurdu ve ellerinden destek alarak doğruldu. Ciddiyete bürününce bende doğrularak söyleyeceği şeyi beklemeye başladım
- Benim buradan kurtuluşum yok ne bana burada acı çektirme ne de kendine acı çektirme gel çıkalım şu hastaneden son günlerimi güzel geçirelim ha ne dersin? Kendime çekerek sarıldım gözümden bir damla yaş düşse de ona belli etmeden sildim
- Bir daha böyle aptal aptal konuşma gerekirse bütün doktorları toplarım yığarım buraya ve seni tedavi ederim hem çalışmalara devam ediyorlar çok az kaldı meleğim lütfen benim için sabret senin bu halde olmana sebep olan benim ve bütün hayatımı sonuna kadar sana adayacağım istersen canımı al ama benden bunu isteme meleğim
-Dayanamıyorum artık
- Benim için sabret
Başını göğsüme yaslayarak ağlamaya başladı
6 Yıl Önce
Sadece masa için yaşayan babam ve babamın kıçını örtmek için iyi iş adamı karısını oynayan annem ne güneşi umursuyordu ne de beni bu duruma artık umursamıyor olsam da güneş ne anne sevgisi görüyor ne de baba sevgisi ailemizden hayır gelmeyince biz de birbirimize sıkıca tutunmuş düşmemeye çabalıyorduk. Elimden geldiğince güneşi ihmal etmeyip annemin ve babamın eksikliğini kapatmaya çabalıyordum. Bugün ise film izlemeye gidecektik , gösterişi sevmeyen Güneş okula araba ile gelmemi istemiyordu bu yüzden arabayı iki sokak ileri park ederek okula yürüyerek gittim . Zil çaldıktan sonra beni gören Güneş koşarak yanıma gelip kucağıma atladı.
- Hadi prenses istikamet sinema
- Abi istediğim filmi izleyeceğiz değil mi?
-Ben prensesimin sözünü tutmamazlık yapar mıyım hiç?
-Yapmaz benim yakışıklım
kucağımdan indirerek yürümeye başladım arabanın olduğu sokağa girdiğimizde tam arabaya binecek iken biri arkadan ağzıma bir şey tutunca çırpınsam da gözlerimin kapanması uzun sürmemişti...
Gözlerimi yavaş yavaş açarken aklıma olanlar gelince Güneşi görmek için etrafa baktım. Karşımda bağlı olarak baygın bir şekilde yatan Güneşi görünce çırpındım ama bağlı olduğum zincirler bana engel oluyordu yıkık dökük bir evin içerisindeydik sanırım camlar tahtalamış aradan görünen dışarısı akşam olduğunun kanıtıydı. Gözlerini açmaya başlayan Güneşi görünce seslendim
-Abicim
-Abi, neredeyiz ve neden bağlıyız
-Bilmiyorum sanırım birileri kaçırdı bizi
-Abi korkuyorum ben
-Korkma bir tanem kurtulacağız buradan
Güneşi sakinleştirmeye çalışırken ahşam kapı gıcırdayarak açıldı içeri giren 2 3 koruma ve önündeki 40'lı yaşlarında iyi giyinimli adam Güneş ile arama girerek ikimize de baktı
-Ne istiyorsun lan bizden ?
-Sizde bir şey istemiyorum sizler sadece bir piyonsunuz. Benim derdim babanızla bu yüzden şimdi babanızı arıyoruz çocuklar ama yanlış bir hareket yaparsanız çok büyük bir zarar görürsünüz ve buradan çıkacak bir canınız olmaz. Anlaşıldı mı ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİFT SİLAH TEK KURŞUN
Novela Juvenilİki güçlü silah.. Birleşirse ne olur? İki ayrı silah lakin çıkan tek bir kurşun Peki onlar nasıl birleşti?.. Sırlarla dolu bu hikayeye hazır mısın