Umayın ağzından ;
Ne kadar Arası zor ikna etsemde şu an İzmire doğru havalanmışdık
Onunla İzmire gitmek istememin tek nedeni Arasla izmirde yaşadıklarımızdı sahilde el ele gezmemiz Mesut abinin yerinde onunla rakı içmeyi o kadar çok özlemişdimki ben sevgilimi çok özlemişim ya ama bi sorun var bu hostes bozuntusu Arası kesiyo NEDEN peki çünkü benim sevgilim mışıl mışıl uyuyo yedim seni Aras
- Araaaasss uyan
- Noluyo ya ?
- Uyuma istemiyorum
- Nedenmiş o prenses
Aras benim hostesi paramparça etmek ister gibi bakışlarımı anlamıştı olayı ama beni sinirlendirmek adına konuşmaya başladı ve benim bu oyuna kanmam hiçte zor olmadı
- Bencede uyumamalıyım sevgilim deyip hostesin olduğu tarafa baktı Umay kızarmışdı ! !
- Sen şimdi niye birden uyumamak istedin ki Aras Nolduki yani birden
- Çünkü sevgilim gözlerimi kapattığımda hayatımın en güzel kadınını göremediğimi farkettim
- Kimmiş o güzel kadın Aras gözlerini oyarım senin duydun mu beni tam cümlesimi bitirecekken Aras dudaklari dudaklarimi esir aldı. Başta şok olduğum için karşılık vermesem de bi kaç saniye sonra sevdiğim adamın büyüsüne kapılmıştım ve o özlediğim koku tüm hücrelerime nüfus etmişti.
- Benim Hayatımdaki en güzel kadın sensin Umayım güneşim benim benim gözüm senden başkasını görmüyoki sen benim KIZILLIĞIMIN ASELETİSİN sevgilim .
Arasın bu sözlerine karşılık sessizce ağlamaya başladım çünkü bu güzel adamı çok özlemiştim. Ağladığımı fark eden Aras
-Şşşşs ağlama artık meleğim
- Ben seni çok özledim
- Biliyorum hayatım ama geçti hepsi ben burdayım artık
- Burdasın artık sakın bırakma beni bidaha aras
- Ayrılık bitti artık güzelim veee İzmirdeki eğlenceli günlerimiz başladı
- Oleeey Başlasın
Aras bu halime kıkırdayıp yanağımdan öpüp elimi tuttu.
Arasın ağzından
Bu kız benim masumluğundan kalan son şeydi onu kimse elimden alamaz kimse benim olanı alamazdı benden.
Kimsenin geçmişi bilmesini istemiyordum ve bu yüzden elimden geleni yapacaktım. Geçmişimi silemesemde geleceğimi şekillendirecektim. Uçaktan indiğimizde abim karşılaşmıştı bizi. Umay bana döndü ve fısıldadı
- Abinle ne ara konuştun ve ne ara kabullendi seni
- Abi sonuçta yaşadığımı öğrenmek yetti ona
Kısa muhabbetimiz abimin yanına varmamız üzerine son buldu. Aslında abimin yaşadığımdan haberi vardı ama bunu Umay'a söylemeye niyetli değildim. Abim sanki gerçekten 3 yıl yokmuşum gibi sarıldı bana ve duygulanmış numarası yaptı ardından Umay'a döndü- Sana inanmadığım için özür dilerim
- Önemli değil, önemli olan onun şu anda yanımızda olması öyle değil mi? dedi ve birbirlerine sarıldılar. Şöyle bir geriden bakınca abimden oyuncu olurmuş diye içimden geçirmedim değil. Sarılma faslı bitince abime döndüm
- Sen bizim valizleri alsan bizde İzmir'de hasret gidersek ne güzel olur değil mi abi?
- Tabi ki siz eğlenmenize bakın, araban ilerde. Dedi ve valizleri alıp kendi arabasına doğru yol aldı. Umay'ın elini tuttum ve arabaya doğru yol aldım. Arabaya bindiğimizde ona dönüp gülümsedim karşımdan da aynı tepkiyi alınca önüme dönerek arabayı çalıştırdım ve gideceğimiz yere doğru sürmeye başladım. Onu kaybedemezdim çünkü o olmazsa masanın başına geçemezdim yıllar önce yaptığım bir hata büyük şeylere mal olmuştu ama şimdi tekrar düzeltme şansım vardı ve bunu Umay aracılığı ile yapacaktım, onu bir piyon gibi kullanmak istemesem de hala Umay'ın yanında durmak istemesem de bunu yapmak zorundaydım kariyerim için. Yılların yaşanmışlığı vardı Umay'la Umay benim ilklerimdi, ilk birini sevişim ilk fedakarlıklarım ilk korkularım... daha nice ilkimi Umay ile tatmıştım ben. Umay sayesinde keşfetmiştim bütün duyguları ama o güne kadardı her şey o gün daha derin duygular yeşermişti içimde, gençliğimin cahilliğini yapmıştım o gün ama aklım hala ondaydı. Herkesin korktuğu, zeki Aras Tekin büyük bir aptallık yapmış ve bunun bedelini ödemiştim. Kalp devreye girdiği anda bütün olay suya düşmüştü. Planımı uygulamaya koymak babamın bir sözü ile başladı " Sen benim oğlum değilsin! Tekin soy adına sahip kimse bu aptallığı yapmazdı, sen benim için bittin artık!" bu sözler sayesinde başlamıştı büyük oyun ne kadar bu sözler sanki kalbi dağlanıyormuş hissi verse de itibarını hayatını geri almalıydı. Planın son aşamasıydı onu bulmak ama şimdi ilk aşamasındaydı ve planı tıkır tıkır işliyordu. Dudağımın kenarında hafif bir sırıtma belirince Umay bunu fark ederek konuşmaya başladı:
- Beni nereye götürüyorsun ve bu gülümseme hiç de güzel bir yere götürüyormuş hissi vermedi bana. Büyük bir kahkaha attım
- Ben seni hiç kötü bir yere götürür müyüm bitanem? Biraz sabırlı olman karşılığında zaten nereye gideceğimi göreceksin. Umay pek didikleyen biri değildi çünkü bana kendinden bile çok güveniyordu ve bunu bilmek işlerimi daha da kolaylaştırıyordu. Her adım attığımda Umay'ın tepkileri ve bana inanması adımlarımı daha güvenli ve daha korkusuz atmamı sağlıyordu. Umay'a döndüm ve gülümsedim. Çok güzel, zeki, başarılı ve güçlü biriydi ama aşk konusuna gelince çok aptaldı aynı kendisi gibi o yüzden biliyordu Umay'ın zayıf yönlerini. Gideceğimiz yere varınca durdurdum arabayı.
Yazarın ağzından;
Bütün masada oturanlar neler olduğuna dair hiçbir şey bilmiyordu. Bütün olaylar bir birine kuyruklarından bağlanmış ve koca bir düğüm oluşmuştu. Aslında kelebek etkisiydi bütün olanlar bir olay bir olayı tetiklemiş ve domino etkisiyle birbirine bağlanmıştı. Çözülmesi kolay bir denklem olmasına rağmen kimsenin bu olayların birbirine bağlı olduğunu bilmemesi koca bir denklem çıkarıyordu ortaya. Bu olanlar herkese zarar vermekten başka hiçbir şey yapmamıştı bugüne kadar. Umay en masum olanlarıydı ama en çok hasar alanlarıydı. Tek isteği hayatını yaşamak ve mutlu olmaktı ve bunun için her zaman fedakarlık göstermişti. Aras kaçmıştı çünkü ailesini itibarını arkadaşlarını sevdiğini kaybetmişti. Haftalarca bu çıkmazdan nasıl kurtulurum diye kafa patlatmış en sonunda bir çıkış yolu bulmuştu. Ona yardım edecek kişi ise yıllar önce hayatını kurtardığı ve Aras'a borçlu hisseden abisiydi. Sırrını bir tek bilen oydu ve yakında onu da kaybedeceğini biliyordu ama o zamana kadar çoktan istediklerini almış olacak ve abisine ihtiyacı kalmayacaktı. Uçurum kenarına getirmişti onu Aras. Bütün İzmir ayaklarının altındaydı. Güneş batıyordu usul usul. Umay Aras'a sarıldı ve başını göğsüne koydu saatlerce orada öylece durdular güneş batmış İzmir karanlık gökyüzüne inat ışıklar altında kalmıştı. Aras Umay'dan kurtulmak için geri çekildi ve gülümseyerek sordu
- Hadi Mesut abinin mekana gidelim ve kavuşmamızı taçlandıralım. Umay huzur ile başını salladı. Arabaya bindiklerinde Aras tekrar çalıştırdı arabayı ve mekana sürdü. Geldiklerinde el ele girdiler mekana onları gören Mesut şok içinde kala kaldı. Kekeleyerek
- A.. ama nasıl olur. Sen ölmüştün?
- Sakin ol Mesut abi bir geçip oturalım anlatacağım sana her şeyi. Mesut başını sallayarak ilk önce masalarına meze ve rakı getirdi. Ardından yanlarına oturarak can kulağıyla Aras'ı dinledi. Kafası karışmış bir şekilde bakıyordu Mesut ikisine ardından kendini biraz olsun toparlayarak konuşmaya başladı
- Umay kızım çok perişan oldu senin gitmenin ardından sadece bir kere uğradı yanıma olayları anlatmasıyla başımdan aşağı kaynar sular döküldü sonra bir daha gelmedi buraya. Şimdi sizi tekrar bir arada görmek mutlu etti beni dedi ve ayağa kalktı
- Benim bir kaç işim var siz takılın keyfinize göre diyerek mutfağa yöneldi
Aras bardakları doldurduğunda bir bardağı önüne çekti. Bir kaç saniye boş bakışlar ile izledi bardağı sonra Aras'ın bardağı kaldırması ile o da kaldırdı bardağı ve
- Kavuşmamızın şerefine dedi. bardaklar birbiri ile buluşurken düşündü Umay " bardaklar bile kavuştu peki ya ben neden eski bene kavuşamadım neydi bu içimdeki huzursuzluk ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİFT SİLAH TEK KURŞUN
Ficção Adolescenteİki güçlü silah.. Birleşirse ne olur? İki ayrı silah lakin çıkan tek bir kurşun Peki onlar nasıl birleşti?.. Sırlarla dolu bu hikayeye hazır mısın