Böyle birkaç fotoğraf çekildikten sonra birkaç tane de etrafın fotoğrafını çektim ve Jin'e doğru döndüm.
- Benim bu fotoğrafları çıkarttırmam gerekiyor. İstersen sen eve dön.
Bu söylediğim söz üzerine kafasını "hayır" anlamında salladı.
- Hayır bende seninle geleceğim.
Kafamı tamam anlamında salladıktan sonra sağıma doğru döndüm ve tekrar yürümeye başladık. Birkaç metre yürüdükten sonra yanımıza bisikletli bir çocuk geldi. Kafamı ona doğru çevirdiğimde bana güler bir yüzle bakıyordu.
- Merhaba.- Şey... merhaba.
- Bir şey mi oldu?
- Ben size bu bisikleti vermek istiyorum.
- Neden?
- Çünkü bu bisikleti kullanamıyorum ve arkadaşlarıma ilk gördüğüm kişiye vereceğimi söyledim.
- Ama o senin--
- Olsun. Lütfen alın.
Dedi ve bisikleti bize doğru uzattı. Bende bisikleti bir elimde tuttum ve teşekkür ettim. Çocuk tekrar gülerek bana karşılık verdi ve koşarak yanımızdan uzaklaştı. Bir süre arkasından baktıktan sonra bakışlarımı bisiklete çevirdim. Bu bisiklet o yaştaki bir çocuk için büyüktü. Bu yüzden bize vermek istemiş olabilirdi. Jin'e dönerek;
- O zaman bisikletle gidelim.
Dedim. Jin gülümseyerek bana baktıktan sonra;
- Ben sürebilir miyim? Uzun zaman sonra tekrar seninle bisiklete binmek istiyorum.
Dedi ve bisiklete bindi. Sonra binmem için işaret etti. Ben tam arkasına binmek için hareket etmiştim ki bileğimden tutarak kendine çekti ve bisikletin önüne oturttu. Ben şaşkınlıkla Jin'in yüzüne bakarken Jin bisikleti sürmeye başlamıştı. Bu yüzden düşmemek için ani bir hareketle Jin'in beline sarılmıştım. Jin sessiz sandığı kahkahasını atarken kendimi Jin'den uzaklaştırdım.
- Ne gülüyorsun ya!? Senin yüzünden oldu! Düşmemek için tutunmam gerekiyordu!- Tamam tamam kızma. Özür dilerim. Ama istersen sarılmaya devam edebilirsin.
Jin'in omzuna yavaş bir şekilde vurduktan sonra;
- O sadece bir kere olur.
Dedim ve önüme döndüm. Daha sonra sohbet ederek yolumuza devam ettik. Fotoğrafçının geldiğimizde bisikletten indim ve içeriye girdim. Jin de arkamdan içeriye girdi. Birinin olup olmadığını öğrenmek için etrafıma bakmaya başladığımda güler yüzlü, tahminimce benimle yaşıt bir oğlan bana doğru gelmeye başladı. Birkaç adım önümde durduktan sonra;
- Hoşgeldin Beste.- Hoşbuldum da... sen benim adımı nerden biliyorsun?
- Aaa insan sınıf arkadaşını tanımaz mı?
Söylediği şey ile yüzüne bakmaya devam ettim. Biraz düşündükten sonra şaşkınlıkla kafamı kaldırıp oğlana baktım.
- Mert!?- Ta kendisi.
- Seni gördüğüme çok sevindim.
- Bende sevindim. Ama sarılmıyorsun bak kırılıyorum.
- Sen lisedeyken de böyleydin. Bana sarılmadan yapamazdın. Gel buraya.
Dedim ve sıkıca sarıldım. Ayrıldığımızda Jin'e doğru döndüm.
- Bu Mert. Liseden sınıf arkadaşım.
Dedim. Sonra tekrar Mert'e döndüm.
- Bu da Jin. Çocuklu..... sevgilim.
Jin söylediğim "sevgilim" kelimesiyle önce bana şaşkın bir şekilde baktı. Sonra gülümseyerek Mert'e döndü ve elini uzattı.
- Ben Jin.
Mert Jin'in elini tutarak;
- Ben de Mert. Tanıştığıma memnun oldum Jin.
Dedi. Jin tekrar konuşmaya başladı.
- Ben de tanıştığıma memnun oldum Mert.
Mert ve Jin'in sohbet etmeye başlayacağını anladığım için hemen araya girdim.
- Şey Mert benim bu fotoğraf makimasındaki fotoğrafları çıkarttırmam gerekiyor. Yapabilir misin?- Tabiki yapabilirim. Benim işim bu.
Dedi ve güldükten sonra konuşmasına devam etti.
- Fotoğraf makinasını alabilir miyim?- Ne? Ha şey al.
Diyerek fotoğraf makinasını boynumdan çıkarıp Mert'e uzattım. Mert fotoğraf makinasını elimden alarak yanımızdan uzaklaştı. Sonra Jin bana doğru döndü.
- Sevgilim ha?- Öyle söylemem gerekti. İstersen gidip--
Jin'in bana sarılmasıyla sözüm yarıda kalmıştı.
- N-Ne yapıyorsun Jin?- Sevgilim olmandan mutluyum...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
📷Vote vermeyi ve yorum yapmayı📷
📷unutmayın📷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON Fotoğraf
Ficção AdolescenteHerşey fotoğrafçılık aşkıyla yanıp tutuşan genç bir kızın küçüklük aşkıyla tekrar karşılaşmasıyla başlar.....