İş

16 9 4
                                    

Bölüm müziği: Miğfemiral- Sosyopat

Medya: Toprağın odası ve yataktaki pozisyonu ama kız Toprak değil.

İzmir karanlıkta bile aydınlık, diye bir söz vardır doğru. Karanlık işlerle aydınlık ve ben tam o sokaktayım.

Bornova sokağı.

Burayı biran önce aşmam gerekiyordu. Duvarlarda pahalı sözler, paralı seks için çalışanlar, ayyaşlar, uyuşturucu satıcıları... ama buraya adını veren en önemli kişiler tam karşımdaydı.

Kapişonumu biraz daha gözüme indirerek bana uzatılan elleri ve sesleri görmezden gelmeye çalıştım.

"Selam güzellik."

"İçeri gelmek ister misin? "

"Aç mısın bebek?" Bunu söyleyen keşke parmağının arasındaki jiletli saklayabilseydi iyice.

Sağdaki kapıya vurarak girdim ve rafın üstündeki not kağıtlarından birini ve kalemi alarak notumu yazdım ve karşımdaki kapının altından sürdüm. Gerisingeri çıktım ama geldiğim yoldan dönmedim. Sanki avucumun içinden çıkışı arıyor gibi ezbere ilerletiyordum bu bedeni. Umduğum gibi kendimi Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde buldum.

Gençler ve genç kalmayı dileyenler, İstanbul'da Beyoğlu İzmir'de Kordondaydılar. Kahkahalar zihnimde kucak kucak dolanırken bir bağırış duydum. Ancak sadece benim ilgimi çekmiş gibiydi bu bağırış ve yankılanamayan haykırış.

Bir kız genç bir kız tahminimce on altı on yedi yaşlarında ve yine tahminimce ona bağıran babasıydı. Kız ağlıyordu hüngür hüngür ya da avaz avaz değil. Kısık sesiyle "Ben yapmadım, onu ben çağırmadım." dedi. Babası dönüp üstüne eğilerek salladığı parmağıyla "Sakın ağlama, sana acımayacağım. Daha eve gidince dövüp rahatlayacağım. " dedi. Kız korkuyla geriledi. Çiselediğini fark etmediğim yağmur hızlandı ve yağmur bu gece onun göz yaşlarını gizledi. Kızcağız incecik giyinmiş eminim ki donacaktı. Elleri titriyordu hatta gözleri kayıyordu.

Bir krizin sınırında hastalıklı bir beden o.

Yavaş yürüdüğünü babası fark edince yine geriye dönüp kolunu sıktı ve tekrar bağırdı "Orospu seni."
Gözlerim kocaman açıldı. Kızınki ise buğulanarak kısıldı, buğulanarak kırıldı adam hala bağırıyordu. Duvarla bir edecek gibi oldu bir ara. Kız bir umut etrafına bakıldı ve benim görüş açımdan çıktılar. Benden yardım dilenen kimseye hiçbir şey yapamıyorum. Ben kendi babama bile karşı koyamadım ki güzel kız.

Oysa babalar kızlarının elinden tutsa kızlar onu cehenneme kadar takip eder. Baba kızına yer kadınına yurt olmalı bence. Bizim yerimiz yurdumuz bundan yok.

Kendimi bir kafenin içine atarak patronu sordum. Kasanın önüne getirdiklerinde iş ilanı için geldiğimi söyledim. Beni bir masaya oturttu. "Bir şey ister misin kızım? " titreyen ıslak ellerime baktım. "Bir çay alabilir miyim?" Adam garsona işaret verip istediğimi belirtti. "Kızım sen anlat istersen ben sana göre şartları söyleyeyim. Deneyimlerinden bahset ilk olarak." dedi ve anlatmaya başladım.
"Pekala öncelikle liseden beri bu işi yapıyorum. Arnavutköy ve Nişantaşı'nda çalıştım. Arnavutköy'de Alexandra' da Osman Fethi Baycan gibi harika bir barmen ile çalıştım. Son deneyimim oradaydı ve beni çok geliştirdi. İlk çalıştığım yer olan Sokrates' de ise güzel bir temel yaptım. Biraz reklam gibi oldu ama...
Şartlara gelirsek, gece vardiyasında çalışırım benim çalıştığım zaman diliminde cironun artışının yarısı benimdir. Bu kadar." dedim ve nefes verdim. " Bir deneyelim seni o zaman." diyerek beni bara yönlendirdi. Burası içkisiz bir mekan olduğu için çok rahattım. "Bana white chocolate mocha yapmanı istiyorum. Malzemeleri sana gösterecekler." Kafamı sallayarak diğer çocuğun gösterdiği malzemeleri alarak yaptım ve verdim.

KAYIP PLAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin