5.BÖLÜM "Davetsiz misafir"

32 21 0
                                    

Medya:Asrın♡

" Kırıldıkça değiştik. Kırıldıkça büyüdük. Kırıldıkça toparladık . Ama bilirsin bir şey Kırıldı mı ne kadar toplarsan topla eskisi gibi olmaz."

Annemin cırlamalarıyla en sonunda yataktan çıkabildim. Gece 3'e kadar terasta çizim yapmıştım ve dersim sabahtan olduğu için az bir uykuyla direnicektim bugün. Benim için zor olucaktı çünkü uykuya aşık bir insandım ve uykusuzluk beni dengesizleştiriyordu. Ayaklarımı sürüyerek kendimi banyoya attım hızla işlerimi halledip hızlıca hazırlandım. Çünkü annemin bir daha cırlamasını istemiyordum. Dün Asrın ve annesi kahvaltıya geldiklerinde Asrın'ın telefonu çalmış ve aceleyle çıkmıştı. Nereye gittiğini çok merak etmiştim ama tabikide ona sormak gibi bir hata yapmamıştım.

Aşağı indiğimde annem herzaman ki gibi beni kahvaltı masasının basında bekliyordu, ama hiç yiyesim yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Aşağı indiğimde annem herzaman ki gibi beni kahvaltı masasının basında bekliyordu, ama hiç yiyesim yoktu. Annem beni kahvaltı yapmadan göndermezdi hatta yapim diye başımda oklavayla beklediği zamanları bilirim. O yüzden annemin yanağına kocaman öpücük bırakıp hızla kapıya koştum arkamdan kesin "Marul kafa sen akşam eve gelicen" diyordu ve ben bu dediğini duyamıyordum. Normalde 'marul kafa' denmesine sinir olurdum ama annemin o güzel sesinden onu duymaya bile muhtaç kalmıştım.

Kendimi bahçeden dışarı atıp okula doğru yürümeye başladım. Sabah sabah kendi moralimi ne güzel de bozuyordum ama! Ben dalgın dalgın yürürken okulun olduğu caddeye çıkmıştım. Ama birine çarpmamla olduğum yerde sarsıldım! Bendeki bu birilerine çarpma hastalığını ne yapıcaktım acaba ben. Karşımdaki sarışın çocuk kaşlarını çatıp bana baktı tam ağzını açmıştı ki geri kapatıp beni baştan aşağı süzdü.

"Teşekkür ederim " gibi bir şeyler dedi dudaklarını okuyabildiğim kadarıyla. Neyseki dudak okuyabiliyordum yoksa çıldırırdım herhalde . Ama neden çarpiştığım bu şahsın teşekkür ettiğini anlamamıştım. Şaşkınlıkla suratına baktım. Benim şaşırdığımı görünce bir şeyler dedi ama ben odaklanamadığım için anlamadım. Sonra dudaklarına daha dikkatli bakmaya başladım. "Hergün senin gibi güzelle çarpışmıyorum " gibi bir şeyler dedi ama tam anlamadığım için emin değildim.

Bu lavbali açıklamasından dolayı hızla yanından geçip ilerlemeye başladım. Onun beni bırakmaya niyeti yoktu sanırım, kendini önüme atıp yine bir şeyler demeye başladı ama onu dikkate almadığım için dukdaklarınıda okuma gereği duymadım.

Aslında sempatik biriydi güzel enerjisi vardı ama derse geç kalıyordum o yüzden yanında geçmeye çalıştım yine izin vermedi. Sinirle kafamı kaldırdım tam o anda yanımıza Asrın geldi ve sarışın çocuğun ensesinden tutup ona bir şeyler dedi. Benim tek anladığım " yavşak" kelimesi oldu. Sonra ensesinden itti ve bana dönüp el işaretleriyle " Sen bakma Furkan'a hep böyle yavşak" diyip tekrar Furkan'ın kafasına vurdu sanırım birbirlerini tanıyorlardı.

Furkan küçük bir çocuk gibi kafasını okşayıp iri iri açılmış şaşkın gözleriyle bi bana bir Asrın'a bakiyordu. Benim bu halime şaşırmış olmalıydı. Bu davranışlara çok alışmıştım ama yinede bu durumlarda kendimi aciz hissediyordum. O bakışları birden farklı bir duyguyla doldu, yoksa bana acıyor muydu? Daha fazla bu bakışlara dayanamayacaktım hızla yanlarından ayrıldım ve resmen koşarak fakülteye girdim birkaç kişinin bakışları bana döndü ama aldırmadım ve hızla dersliğimin bulunduğu sınıfa girdim. Ön taraflarda oturmak istemedigim için cam kenarının en arka sırasına oturmuştum.

GECE'NİN DİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin