Bölüm 3

14 2 4
                                    

    Ryu sınırdan içeri girdikten sonra zorda olsa kendini ağaçların arasına kadar götürdü.  Önüne bakarken "daha fazla ilerlemem mümkün değil "diyerek bir ağaca sırtını dayadı. O kadar yorgundu ki  gerisini artık önemsemiyordu. Ya peşlerinden gelip onu öldürürler ya da bu tehlikeli yer onu öldürürdü. Gözlerini kapayıp kendini yorgunluğa teslim etti.

   .....................

    Su krallığı Kral Nemu' nun emri ile zayıflayan ordusunu güçlendirmek adına askerlik yapabilecek kişileri orduya zorla almaya başlamıştı. Kimisi yeni evlendiği eşini bırakmış, kimisi yeni doğan çocuğunu bırakmış, kimisi daha evlenmemiş kişiler kralın emri ile asker olmuşlardı.  O sırada başkente yakın bir kasabada rütbeli askerler askerliğe uygun kişileri aramaktaydı. Kasaba meydanında onsekiz yaşlarında bir delikanlı hüzünlü bir şekilde yürürken manavcı Chika Teyze'nin ona seslenişini duydu. "Kane hemen saklan askerler geliyor"  Kane Krallığın emrini biliyordu. Hemen etrafına baktı ve karşı sokaktan yaklaşmakta olan krallık askerlerini gördü. Chika Teyze' ye Teşekkür anlamında kafa sallayıp hemen ara sokağa girdi. Ne var ki ordudaki  bir asker Kane' yi görmüştü. Rütbeli olan komutanına yaranmak için hemen çocuğun kaçtığı yeri rütbelisine söyledi. Rütbelinin emri ile yaklaşık on asker Kane' nin peşine düştü.

    Kane küçükken annesini bir hastalıktan dolayı kaybetmiş ve asker olan babası ile yalnız yaşamaktaydı. Çocukluğu zor geçmişti. Ve krallık sadece kendini düşündüğü için babasını ve onun gibi yüzlerce kişiyi askerlikten muaf etmemişti. Kane küçüklüğünden beri babasını serbest bırakmayan krallığa karşı nefret duyuyordu. Bu da yetmezmiş gibi son savaş sırasında da babasını kaybetmişti. Bu yüzden Krallığın askeri olmayacak, kaçabildiği kadar kaçacaktı. Yakalanırsa da ölümüne mücadeleye girmeye niyetliydi. Fakat bu küçük yaşta savaş tecrübesi olmadığı için en iyi yapabileceği şey kaçmaktı.

    Kane ara sokaklarda kaçmaya çalışırken onun peşine takılanları fark etti. Su elementini çok iyi kullanamıyordu. Asker olmaya niyeti olmadığı için elementi kullanmak için fazla pratik yapmamıştı. Şimdi kaçarken "Keske daha fazla pratik yapsaymışım. Böyle durumlarda kaçmam daha kolay olurdu" diye düşündü.  Kane' nin aklında nereye kaçması gerektiğini düşünüyordu. Başkente gidemezdi. Orası en çabuk yakalanacağı yer olurdu ve muhtemelen şimdiye kadar koştuğu yolu geri dönüp askerlerin geldiği yoldan gitmesi gerekirdi ki bu da çok zor bir şeydi. Civardaki kasaba yada köylere kaçmaya çalışsa muhtemelen orada da askerler ile karşılaşacak veya o bölgelerin yerel halkı tarafından askerlere ispiyonlanacaktı. Kendi yaşadığı yerdeki halk Kane'nin durumunu bildiği için ona yardım ediyorlardı. Fakat diğer bölgeler bunu bilmediği için kendi çocuğunu, eşini akrabasını askere gönderenler bunun bir haksızlık olduğunu düşünüp onu ele verebilirlerdi. Başka krallığa kaçmayı düşündü. Ama son savaş sonrası çizilen yeni sınırlardan dolayı her krallık sınırlarını korumak için asker göndermişti. Muhtemelen o askerler tarafından sınır ihlali yapıldığı gerekçesi ile en kötü ihtimal öldürülür, en iyi ihtimal yakalanıp krallığa teslim edilirdi. Şu an yapabileceği en mantıklı şey kendi kasabalarına yakın olan yasaklanmış bölgeye girmekti. Sonuçta oraya kimsenin girmeye cesareti yoktu. Gerçi o bölgenin tehlikesi hakkında kendisininde pek bir bilgisi yoktu. Olur da o bölgeye girdiğinde hayatta kalırsa uzun bir süre o bölge de yaşamaya çalışırım düşüncesi ile yönünü yasak bölgeye çevirdi. 

    Kane kasabasının her yerini bildiği için rahat ve hızlı bir şekilde arkasındaki askerlerden kaçıyordu. Yasak bölgeye varması bir günden biraz fazla zamanını alacaktı. Kane kendisini kovalayan askerler ile arasını açtığı için biraz daha rahat düşünmeye başladı. Yasak bölgeye girmeye hazırlıklı olmalıydı ve şu an karnı açtı. Kendisine bir kaç günlüğüne yetecek kadar erzak bulmalıydı. Paranın bir önemi yoktu artık. Önemli olan aç ve susuz kalmamaktı. Kaçtığı yol üzerinde erzak satan bir yer yoktu. Yolunu değiştirdi ve dükkanların, seyyar satıcıların olduğu bir yola girdi. Hemen bir erzak satan yere girdi ve bez bir çantaya bir kaç günlük yetecek kadar erzak doldurdu. Cebindeki tüm parayı hemen dükkan sahibine uzattı. Dükkan sahibi elindeki paralara bakınca fazla para olduğunu gördü.  Kapıdan çıkmak üzere olan çocuğa " Burada fazla para var. gel paranın üstünü al " dedi. Kane arkasını dönmeden "Artık paraya ihtiyacım yok" diyerek yönünü tekrar yasak bölgeye çevirdi. 

    Kane yasak bölgeye varmasına birkaç saatlik bir zaman kalmıştı. Peşindeki askerler onu kovalamayı çoktan bırakmış olsa bile geri dönmeyi düşünmüyordu. Muhtemelen askerler kasabada geriye gözcülük etmek için birtakım asker bırakmış olmalı. Geri dönmesi bir şeyi değiştirmeyecekti.  Şu anda bir tehlike hissetmeyen Kane erzak çantasını çıkarıp aç olan karnını doyurmayı planlıyordu. Nede olsa birkaç saat sonra hayatına ne olacağını kendisi bile bilmiyordu. Bu yüzden başına ne gelecekse dinlenmiş ve tok bir halde gelmesini umarak yemeğini yedi ve biraz dinlenmeye başladı. Aradan geçen birkaç saatin ardından oturduğu yerden kalkan Kane tekrardan yola koyuldu. Birkaç saat sonra yasak bölgenin sınırını belli eden telleri gördü. Biraz duraksadı son kez derin bir nefes alıp zihnini toparladıktan sonra tel örgülerden içeriye girdi.

Bin Yıllık HükümdarlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin