Multi: Ceylin ve Hazal
Multimedya: ATİYE- Soygun Var
BESTE'DEN
Sabah hepimiz siyah giyinmiş bir şekilde salonda oturup konuşuyorduk. Çünkü Ceylin hanım polise değilde kendisi bulmak istemişti hırsızımızı. Zarada siyah pantolonu ve atletiyle salona girdiğinde planı ona da anlattı Ceylin.
''Mekanı basıp adamı alıcağız.'' Bu kadar sorun çözüldü. Hazal gözlerini devirip alt yazı geçti Zaraya.
''Mekanı ilk uzaktan izliyeceğiz sonra Ceylinle sen içeri girip neler olduğuna bakıcaksınız. Bizde Besteyle gözetmen olucağız. Okey?'' Dediğinde saçlarını bağlayıp kafasını salladı Zara. Hepimizin saçları topluydu ilk defa. Kahvaltımızı yapıp arabaya bindik. Ceylin çok stresli görünsede bize belli etmemeye çalışıyordu.
''Ya vazmı geçsek. Çok saçma geldi şua bana.'' Dedi Ceylin.
Zara arka koltuktan kafasını çıkartıp çatık kaşlarla konuştu.
''Saçmalama böyle bir eğlence başka yerde bulamam. Evimize gelen hırsızı soycakmışız gibi bir his var içimde.'' Deyip bağırdı sonra radyodan şarkıyı açtı.
''Bu gece soygun var.'' Hepimiz şarkıyı söylerken sonunda sokağın başına arabayı park etmiş Ceylin. Dükkan çarprazımızda duruyordu. Cam kaplı olduğu için içerisi net bir şekilde gözüküyordu. Tabelada ''Aydın Çevirme'' Yazıyordu.
''Ne işler çeviriyor bu hırsız.'' Dedim kaşlarımı çatarak. Zara kahkahayla bana yanıt verdi.
''Ne iş çevircek. İspanolca, ingilizce, Almanca, çince... Sen seç.'' Dediği şeye gözlerimi devirerek yanıt verdim. ''Bir hırsızın bu dükkanla ne işi olabilir.'' diye sesli düşündü Hazal. Dördümüzde arabadan inip kaldırıma geçtik.
''Evet harika biz şimdi oraya nasıl gireceğiz. Hem Ceylini hemen tanır.'' dediğimde Hazal arabanın kapısını açtı ve bir poşet çıkardı.
''Ne için gireceğinizi bilemem ama Ceylini tanımaması için bir şeyler düşündüm önceden.'' Deyip sarı renkte bir peruk çıkardı. Ceylin gözlerini büyüterek ilk peruğa sonrada Hazala baktı.
Sonrada dükkana bakıp dudağını ısırdı. Yapabileceğimiz bir şey yoktu.
''Ben internetten bir metin buldum onu gösterelim.'' Diyip telefonunu uzattı Zara. Örümcekli telefonunu tiksinerek elime alıp metne baktım. Baygın bakışlarımı Zaraya çevirdim.
''Dua mealimi okutturcaz adamlara. Ciddimisin Zara. Arapça mı?'' Dediğimde kaşlarını çatarak bana baktı.
''Olamaz mı o da bir dil sonuçta. Hem fena mı az dua meali öğrenin be imansızlar.'' Deyip arkasına döndü. Telefonumu çıkarıp İspanyolca bir metin buldum ve ss alıp telefonu Ceyline uzattım. Hazal zorla Ceyline nerden çıkardığını bilemediğim allığı sürüyordu.
''Hazal ne alakası var ya makyajla beni tanıyamayacak mı. Çok saçma.'' Deyip geriye kaçtı ve telefonu elimden aldı. Zarayla dükkana doğru yürümeye başladılar. Bizde duvarın arkasına geçip izlemeye başladık.
CEYLİN'DEN
Kapıyı Zara açtığında içeri girdim. Masada saçları beyazlaşmış gözlüklü bir adam oturuyordu. Gülümseyerek ''Merhaba'' Dedim. Oda hafif gülümseyip ''Hogeldiniz kızım.'' Dedi.
''Amca biz bir şey çevirmeye geldik.'' dediğimde Zara bana şaşkınca baktı ve elimden telefonu aldı.
''Amca biz şu yazıyı çevirtmek için geldik.'' Dedi. Etrafa bakındığımda kimse yoktu. Zaten küçük bir dükkandı. Bir sürü içi kitap dolu raflar vardı. Ve bazı raflar tozlu görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4. HAYAT
ChickLitBirbirinden farkli karakterlere sahip 4 kızın heycanlı aşk hikayesi...