BESTE'DEN
Gözlerimi açtığımda saat sabahın 7'si olduğunu gördüm. Genel olarak da erken kalkmayı severdim. Yataktan gülümseyerek kalktım ve ilk adımımı attım. Gülümsemem çığlığımla son buldu.
''Beste git başka yerde çığlık terapisi yap.'' Deyip yastığı sıkıca kafasının üstüne bastırdı Zara. Yerdeki oyuncağı odanın başka köşesine attıktan sonra ayağa kalkamaya çalıştım. İnleyerek tekrar yere düştüğümde bileğime dokundum. Hayır bir güne daha ne kadar kötü başlayabilirdim gerçtekten. Bir süre bekledim ve ofladım. Bir kez daha acıyla inlediğimde Odanın kapısına koşarak Hazal geldi. Islak gözlerimle şaşkınca Hazala baktım.
''Noluyor manyak manyak şeyler mi düşünüyorsun?'' Dedi bakışlarını ayağımdaki elimde gezdirirken. Kaşlarımı çatarak ağzımı araladım.
''Yere düştüm ayağım acıyor ne diyorsun?'' Dedim şaşkınlıkla.
''Ya bir uyutmadınız. NOLUYOR.'' Dedi yatakta doğrulurken. Sonra beni yerde görünce hafif güldü.
''Kız nabıyon sabah sabah yerde. Yer fantazisi mi?'' Dedikten sonra hafif kahkaha attı. Bazen beni de güldürüyordu ama bu sefer acıdan gülememiştim. Hazal yanıma eğilip kınayıcı gözlerle Zaraya baktı.
''İyi misin düştün mü?'' Dedi elini ayağımda gezdirirken. Kafamı hafif salladığımda burnumu çektim. Zara yataktan kalkıp tuvalete gitti. Elinde bir krem ve bandajla geri geldi.
''Ya kırılmışsa yada çıkmışsa.'' Dedi Hazal. Zara yere çömeldi. ''Öyle bir şey olsaydı yerinde duramazdı. ''Dedi ve hafif oynattı ayağımı. ''Bak dayanabiliyor.'' Deyip kremin kapağını açtı ve eline bir miktar sıktı. Ondan sonra yavaş hareketlerle bileğimi ovmaya başladı. Gözlerimi sıkıca yumup geçmesini bekledim. 2 dakika kadar ovduktan sonra bandajı ayağama sarmaya başladı. Sonra ikiside beni ayağa kaldırıp yatağa yatırdılar.
''Bugün okula gelme. Yürüyemezsin zaten.'' Dedi Hazal üzgünce bakarken. Tamam anlamında kafamı sallayıp sessizce ayağıma baktım. Ceylin uykulu gözlerle esneyerek odaya girdi.
''Nabıyorsunuz burada?'' Dedi gözünü ovalarken. ''Ooo uyuyan güzelimizde uyanmış.'' Dedi Zara sırıtırken. Hazalsa ''Gel uykucu gel. Bak sabah sabah gazimiz var.''Dediğinde gözlerimi devirdikten sonra hafif güldüm. Ceylin bana baktığında ilk anlayamadı ama sonra boydan boya uzattığım ayağımı görünce gözleri açıldı ve bir adım attı.
''Ne oldu sana?'' Dediğinde endişeli gözlerle ayağımı inceliyordu. ''Sabah yürürken oyuncağa bastım ve ayağım kaydı. Diğer ayağımın üstüne düştüm. Ufak bir burkulma. Çok önemli değil.'' Dudaklarını birbirine bastırınca yanlarındaki gamzeleri ortaya çıktı. Hafif gülümseyip parmaklarımı gamzelerine bastırınca daha büyük gülümsedi. Yavrumun hemen gözleride dolmuştu.
''Tamam hadi hazalla ceylin kahvaltı hazırlasın bende refakatçı olarak Bestenin başında durayım.'' Deyip yatağa yattı. Fırsatçı. Hazal gülerken Bende güldüm. Zarada yaptığı akıllıca fikrine sırıtıyordu. Ve yine gülümsemeli bir sabah. Hepimizin yüzünde ufak bir tebessüm. Hazalla Ceylin odadan çıktığında bakışlarımı Zaraya çevirdim.
''Zara'' Dedim çocuksu sesimle. Hemen gülümsedi. Ne isteyeceğimi biliyordu çünkü. Yatağından kalktığında bende hemen yavaşça kenara kaydım. Yanıma uzanıp arkasını bana döndü. Bende hemen kollarımı beline dolayıp kafamı ensesine koydum. Bu benim en sevdiğim hareketti. Birinin bana sarılması yada birinine sarılarak uyumam. Zarada bazen sabahları kalkıp yanıma gelir yatardı. Böyle bir alışkanlığımız vardı. Daha doğrusu bu alışkanlığı ben yarattım. Yarım saat sonra 'kahvaltı hazır' diye bağırdılar. Zara uyuşuk hareketlerle kalkıp bana kalkmama yardımcı oldu. Yavaş adımlarla mutfağa geldiğimizde Hazal çayları koyuyordu. Yerime oturup bir dilim ekmeğe bal sürmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4. HAYAT
ChickLitBirbirinden farkli karakterlere sahip 4 kızın heycanlı aşk hikayesi...