Sizi bölümle baş başa bırakıyotum😇İyi bölümler...
(Yazım hataları için şimdiden özür dilerim.Telefondan yazıyorum ve bu yüzden hatalarım çok olabiliyor.Her neyse...)♥♥♥♥♥♥♥
"Ne işin var burada...Cenk?"
Yerinden doğrularak hala cebinde olan elleri ile bana baktı.Geldiğimi çoktan fark etmiş ama konuşana dek hiç yüzüme bakmamıştı.Yüzüne vuran güneş yüzünden kıstığı gözleri ve çatık kaşları ile bana baktı ve artık meraktan çatlayacak olan beni bilgilendirdi.
"Kitabın söylemiş olmalı.Karargaha gidiyoruz.Beklerken ağaç oldum.Çabuk ol.Düş peşime"
Pardon?Adres bende vardı bir kere zaten!Beni beklemesine gerek yoktu.Hem bu ne biçim biriydi be böyle!Kütüphanede gülücükler kibarlıklar,benim evimde ağaç oldumlar çabuklar...Sinirimi boşa bırakıp mühim soruya yöneldim.Kitabı nereden biliyordu ki bu...Ah!Tabii ya.Bisiklet sürerken karşıma çıktığında kolunu göstermişti.Dövmesi vardı.Oda bir trolldü.Yerimi nasıl bulmuştu ki peki?Neyse neydi.Ya o hem kendi bekleyip hem de bana atar gider yapma cesaretini nereden buluyordu!?!?!Artist zibidi öküzünün yaptığı beyinsizliğine bak ya!Önce şu odunluğuna tepkimi koymalı,sonra zihnimle tartışmaya dönmeliydim.Önüme dönüp gözlerine bakarak konuştum.O okyanus mavilerine...🌊🌊
"Pardon da adres bende var.Beklemene ne gerek vardı.Eğer beklediysen de ne laf ediyosun?Sanki haberim vardı da dedim beklesin ağaç olsun beyfendi.Aslında bekletmeme gerek yokmuş.Yani ağaç olmana.Odun şey!"
Saçmalayaraktan söylene söylene bisikletimi yerden kaldırmış ve pedallara asılıp evden çıkmıştım.O hiç yokmuş gibi davranıp beklemeden yola koyulmuştum.Onu yok sayıp yola koyulmamdan oluşan şaşkınlığından faydalanmış ve ondan önce evden çıkmıştım.İnadına evden çıkarkan dış kapıyı da o gelmesin diye üzerine kilitlemiştim.Hihhihhi;)Kapıdan dışarıya çıksın da göreyim.
Sonunda adrese geldiğimde boş ve terkedilmiş bir kulubedeydim.Uzaktan kulübe gibi dursa da yakından bakınca büyük bir köşke benziyordu.Yolculuk yarım saatten biraz uzun sürmüştü.Adımlarımı korkak alıştıra alıştıra evin demir kapısından içeri attığım anda gelen motor sesiyle irkildim.Çıkmış mıydı oradan?Yandın kızım koş koş!Çok kızmış olmalıydı.Bu sefer daha hızlı yürüyerek içeri girdim.Merdivenler hafif gıcırdasa da ağırlığımı taşımış ve kırılmamışlardı.Aralıklı olan kapıdan hızlıca içeri girdim ve etrafa bakmadan hemen kapıyı kapattım.Ayak sesleri geliyordu.Nedensizce göt korkusu sarmıştı.Çok kızmışmıdır acaba ya?
"Selam!"
Arkamdan gelen sesle irkildim ve yerimde zıpladım.Bedenimi ele geçiren korkunun etkisiyle yavaşça arkamı döndüm.Sırtım ve avuç içlerimi kapıya iyice bastırırken ağzımdan çığlığın çıkmasına engel olamadım.Karşımda o hep filmlerde gördüğümüz zombi kılıklı canavarlardan bir karma vardı.Karşınızda yüzü soyulmaya başlamış,elinde Çığlık filminin katil karakteri gibi bıçak olan,derisinde Frenkeştayn(nasıl yazıldığını bilmiyor olabilirim)gibi dikiş izleri olan Ruhlar Bölgesi 2'deki ak saçlı kadın kılığındaki siyah elbiseli adamın muşmula suratına sahip bu ucubeyi görseniz sizde çığlık atardınız şimdi yalan yok!Canavar eliyle ağzımı kapatmaya çalışınca bu sefer daha çok bağırdım ve ellerimi kapıdan çekip yaratığa saldırmaya çalıştım.Ama çalışmakla kaldım.Yaratığın deneylerde kullandığımız eter kokulu eli uykuya yol açarken benden yavaşça uzaklaşan bilincime gözlerimi kapattım ve bedenimi titrekçe yerle buluşturdum.Son hatırladığım "Yardım Edin!" diye fısıldamamdı.
😱🙊😱🙊😱🙊😱🙊😱🙊😱
Yüzüme vuran rüzgarın burnuma ulaştırdığı rutubet kokusu bilincimi açarken aklıma yaşadıklarımı getirmeye çalıştım.CANAVAR!Belki yanımdadır diye tepki çekmemek için yerimde kıpırdanmadım.Nefes alış verişimi hâlâ aynı modda tutmaya çalışırken bir yandan gözlerimi aralamaya çalıştım.Ama kısık gözlerimle görebildiğim tek şey karanlıktı.Kulağıma gelen dalga seslerinden denize yakın bir yerde olduğumuzu anladım.Demek canavar beni deniz kenarına getirmişti.Oturmaktan tutulan bedenimin uyuşması yavaş yavaş geçerken yüzümde daha yeni hissettiğim kumaş ile gözlerimin bağlandığını anladım.Hafiften ağrıyan başım ile sıkı bağlanmış olduğunu düşündüm.Kulaklarımı iyice kabartarak nefes alışveriş veya ayak sesi var mı diye etrafı dinledim.O sırada duyduğum ses ile bir yandan yalnız olmadığım için sevindim bir yandan da hazırda beklemeli...Bir dakika!Lanet olsun!Ellerimi sarmış olan ip hazırda olmamı engelliyordu.Altımda hissettiğim sandalye sayesinde sandalyeye bağlandığımı anladım.Off!Hayır yani ben hangi akla hizmet evimi,internetimi bırakıp ta ekşın arıyorsam!