*Bir kanser hastası ne kadar sürede iyileşirse o kadar süre sonra*
__
"Kaan, yapma! Burada seninle olmak yeterince utanç verici zaten." dedim elimi elinden ayırmaya çalışırken. Yüzümde engel olamadığım bir tebessüm vardı. Kaan'ın da aynı şekilde. Uzun süredir bu gülümsemeler yüzümüze yapışmış bir haldeydi. Sadece bizim değil, Aral ve Hayat da öyleydi.
"Sevgilim değil misin, elini rahatça tutabilirim." sevgilim diyen ağzını yerim demek istesem de sadece daha büyükçe gülümsedim. Aşıktım ben bu adama ya.
"Ya ama..."
"Aması yok. Ona karışma bari." oflayıp başımla onayladım. "Ha bir de, neden utanıyorsun bakalım sen?" elim kapüşonlumun örttüğü başıma gitti. Her ne kadar iyileşmiş olsam da saçlarım hala kullandığım ilaçların etkisiyle uzamamıştı. Pek umrumda değildi ama Kaan'ın yanında bu halde durmak istemiyordum, yakışmıyordum yanına.
"Kaan, bu şekilde dışarı çıkmak istemediğimi biliyorsun. Bir de getirdin kalabalık yere..."
"Yine mi aynı konu, Hayal?" iki elimi tutup karşıma geçti. "Bak sevgilim, sen defalarca ölümden döndün iyileştiğinin haberinin ardından bile. Aklım çıktı kaç kez sana bir şey olacak korkusuyla. Korkudan bayılmışım hatta bir defasında. Her neyse kötü anılar bunlar, geçelim şimdi. O kadar zorluğun ardından gerçekten şu an tek derdimiz saçların mı?" dolmuş gözlerime aldırmadan dediğine güldüm. Tek bir tel saçım bile yoktu. Ne saçım, ne kirpiğim ne de kaşlarım. Ama dediğim gibi, umrumda değildi.
"Rahatsız oluyorum insanların bakışlarından." birden eliyle başımdaki kapüşonu indirdiğinde telaşla ellerimi çekip geri kapattım. "Yapma şunu, Kaan. Neyse kapatalım şu konuyu."
"Elbet açacağım ben bu konuyu tekrar." dedi huysuzca. "Ama peki, şimdilik kapatayım."
"Eee niye geldik biz buraya?"
"Aslında kalabalık bir yere geldiğimize bakma, sinemaya getirdim seni. Sessiz ve sakin bir filme."
"E evde izleseydik keşke."
"Kendini insanlardan soyutlamanı istemiyorum." omuz silktim. İnsanlar kimin umrundaydı ki.
"E hadi gidelim o zaman, sevgilim." dedim alışveriş merkezinde göz gezdirirken. Eli, elimi daha sıkı kavradı.
"Sevgilim diyen ağzını yerim." onun için demek istediğim cümleyi bana söyleyen hayatımın anlamlarını taşıyan insanlardan birine döndüm. Gözlerimi devirip ona bunu demesinin ayıp olduğunu söyleyeceğim sırada dudaklarını dudaklarımın üstünde hissettim. Saniyelik temas yüzümün kıpkırmızı olmasına yetmişti.
"Bir şey mi diyecektin?"
"Ben mi? Hayır." önüme dönüp onu sinema salonuna çekiştirdim.
__
![](https://img.wattpad.com/cover/137843183-288-k410715.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüme inat 'texting
Nouvelleshayatında kalıcı değilim ki zaten. #kısahikaye - 1 [december19] 070218