Merhaba arkadaşlaaaar. Yeni bir bölümle karşınızdayım umarım hoşunuza gider vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Özellikle yorum yaparsanız çok mutlu olurum ve beğenip beğenmediğinizi anlayabilmem için vote verirseniz.
Multimedia'da Mısra var.
Keyifli okumalar.
(yazım hataları varsa lütfen kusura bakmayın xx )
-G.
Lan!
Bu ses.
Bu mükemmel ses. Bu ses tınısı. Bu kalınlıkta ki ses. Birden fazla duyguyu bir arada hissettiren ses.
Yavaşca arkamı döndüm. Döner dönmez güzel mavilerinin büyüsüne kapıldım. Evet defalarca kez gördüm güzel gözlerini fakat bu kadar yakından görme fırsatını hiç yakalayamamıştım. Konuşmam gerektiği kafama dank ettiğinde hemen ağzımı açıp bir şeyler mırıldandım.
" şey ben üzgünüm "
Kekelemediğime binlerce kez şükrettim ve bir kaç kelimeyi bir araya getirebildiğime. Şimdi neden kekeleyesin dersiniz. Bunun bana göre uzun fakat anlattığım da oldukça kısalan bir hikayesi var. Sonra anlatırım çünkü şu an bu anın büyüsünü bozmak istemiyorum.
Cebime koymak için hazırladığım elimde ki madalyayı işaret edip konuştu.
"madalya almışsın"
Madalyayı iki elimin arasına alıp biraz elimde oynadıktan hemen sonra derin bir nefes aldım fakat bunu ona sezdirmemeye çalışıyordum ardından hızla konuştum ve bu hızımda kelimeler birbirine girdi.
"hı hı şey yani evet " duraksayıp toparlamaya çalışırcasına devam ettim. "evet "
Olduğum yerde kıpırdanıyordum. O ise oldukça rahat bir tavırla hiç çekinmeksizin vücudumu inceliyordu. Çocukta ki rahatlığa bak. Tamam bak vücuduma ama insan sezdirmeden bakar bir çekinir bu kadar da özgüven fazla be. Vücudum da gezdirdiği gözlerine gözlerimi diktim. Bir süre daha mavi gözleri vücudumda oyalandıktan sonra ağır bir şekilde sonunda gözlerimle buluştu. Gözlerinde ki parıltı gerçekten can alıcıydı. Ben onunla tanışmadan önce mavinin bu tonunu hiç bilmezdim ve eğer bana biraz daha böyle bakmaya devam ederse sonuçları hiç hoş olmayacaktı çünkü şimdiden dizlerimin bağının çözüldüğünü hisseder olmuştum. Sonunda kurumuş dudaklarını dili yardımıyla ıslattı. Dudakları yukarı doğru kıvrıldı ve konuşmak adına aralandı.
"Bakabilir miyim ?" kaşlarımı hafifçe çattım. " Neye ? " Gözlerinde ki parlaklığın bir an kaybolduğuna şahit olsam da aldırmadım çünkü daha parlak bir tona büründü. Güzel mavi gözlerine bir de parıltı eklendiğinde dayanılmaz oluyordu. " Madalyana " diyerek bu sefer karnımın hizasında iki elim arasında uğraştığım madalyayı işaret etti. Yüzünden bir anlık bir alay geçse de anında silindi. Nasıl bu kadar hızlı bir şekil de saklıyordu ki duygularını. Yüzünde ki bir anlık fark ettiğim alayın da etkisiyle utandım. Aptallığımdan utandım ! Neden karşısındayken düşünme yetimi kaybediyor gibi hissediyordum ? ve ahh neden bu kadar fazla düşünüyordum. Sonunda konuşmak adına ağzımı araladım.
" neden? " ne dedim ben az önce ? neden mi dedim ? içimden kafama defalarca vurdum aptalım lan ben hatta en kalitelisinden malım. Lütfen lütfen beni bbozacak bir şeyler deme lütfen lütfen.
" Sadece merak ettim " biraz duraksamanın ardına devam etti. " adın neydi? "
Engel olamadığım bir alaylı iifadeyle kaşlarımı havaya kaldırdım. " Eğer soyadımı biliyorsan adımı da bilirsin " ' sen tam bir gerizekalısın Mısra ' uzun zamandır sesin çıkmıyordu şimdi de kes sesini. Ahh. haklısın ben tam bir gerizekalıyım. Yok yani bu ne hava ? Ay bari bozacak bir şeyler demese.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız
Novela JuvenilNe zaman imkansızı seversen işte o zaman gerçek seversin. İ M K A N S I Z .