İskeleye Varış

4 0 0
                                    

Fierronie kendisine küfürler yağdırırken güneş tamamen batmıştı ve gemi limana girmişti. Kaptanın ne dediğini hatırlayıp güverteden ayrılmaya hazırladı kendisini. Ama ayakları bir türlü haraket etmek istemiyordu. Dalgaların gemiye nazikçe vuruşu onu rahatlatıyordu. Eğer kargo bölümüne dönerse hergün olduğu gibi yine düşünceleri o güne yönelecekti. Herşeyi bir anda kaybettiği o lanetli güne.

Derin bir nefes aldıktan sonra kargo bölümüne inen merdivenlere yöneldi. Deneyimli gemiciler çoktan gemiyi limana yanaşmak için hazırlamaya başlamışlardı. Kaptanın kamarasında el feneri ışığı yanıyordu. Büyük ihtimalle gemi yanaşmadan önce evraklardaki eksiklikleri kontrol ediyordu. Etrafına dikkatli bakınca birkaç insan yolcunun güvertede hala aylaklık etmekte olduğunu fark etti. Belki onların arasına karışırsa güvertede geçirebilirdi tüm kalan vaktini.

Kaptan bir müddet sonra kamarasından çıktı ve son kez güverteyi kontrol etti. Yanlış bir durumla karşılaşmadığı için adamlarına demir atma emri verdi ve gemi ustaca limana yaklaştı. Fierronie aklını meşgul etmek ve o anıdan kaçmak için gemicilerin demir atmasını ve gemiyi iskeleye düğümlemelerini izledi. Geminin ana kalası iskeleye dayanır dayanmaz elinde büyük bir evrak tomarı taşıyan insan güverteye geldi. Etrafına şöyle bir bakıp kapatanı sordu. Kaptan hızlı adımlar ile yanına geldi.

—Geminin kaptanı benim. Umarım bir problem yoktur. Kaptanın tedirginliği Fierronie'nin gözünden kaçmamıştı.

—Hayır iyi kaptan. Sadece bir yük gemisnde neden mürettabat dışında yolcu olduğunu merak ediyordum. Adam onun bulunduğu tarafa şüphe ile bakmaya başladı.

—Beni yakaladın memur bey. Yük aldığım limanda acelesi olan birkaç kişi vardı. Hallerine acıdım ve onları gemiye aldım. Ama sizi temin ederim ki zararsız köy halkından başka bir şey değil bunlar. Kaptan bu yalan için oldukça iyi çalışmıştı.

—Peki ya şuradaki küçük kız? Onu bir yerden kaçırıp getirmedin umarım buraya...

—Onu kaçıran ben değilim. Adamlarımdan birinin köyünden o. Ailesini kaybedince köyde barınamadı. Bizim çocuk da almış bunu yanına. Kaptan üzüntü içinde anlını ovuşturmaya başladı.

—Onunla görüşmemede bir sıkıntı yok o zaman...

—Yapmasanız daha iyi olur. Zavallıcık çok şey atlattı ve şu an acı içerisinde. Ama ısrar ederseniz... Kaptan Fierronie'ye dığru birkaç adım attı. Memur onu kolundan tutup durdurdu.

—Neyse boşver. Hepimiz zor zamanlar geçirdik değil mi? Bu kadar açık yürekli olduğun için bak ne diyecem. İstersen malları indirmeye hemen başla ve ben de kontrolü iskelede yapayım. Memur açıkça rüşvet istiyordu.

—İşte bu çok iyi olur. Hem zamandan kazanrım, değil mi? Kaptan cebinden bir zarf çıkarıp adama uzattı.

—Teşekkürmün küçük bir göstergesi...

Adam zarfı kaptanın elinden kapıp kendi cebine tıktı. Gemi kalasından inerken iskelede hazır bekleyen gemicilere son bir bakış attı. Kaptan derin bir nefes alarak yük indirme emrini verdi. Sonra Fierronie'nin de içinde bulnuduğu küçük gruba yaklaştı.

—Hey siz, kimsenin dikkatini çekmeden terk edin gemiyi. Yaknız küçük kız iskelede beklesin. En azından yük indirme işlemi tamamen bitene kadar...

—Tamamdır kaptan. Kaçtık biz. Üç adam ve iki kadından oluşan grup hızlıca gemiyi terk ettiler.

Fierronie geminin kalasından iskeleye indi ve bir köşeye oturup yükün indirilmesini izledi. Bu olay bir müddet zihnini meşgul ettiysede, o farkına bile varamadan düşünceleri yine o güne kaydı.   

Liman KentiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin