- S O Y K A N K A T L İ -

323 29 9
                                    

-Beyaz İmparatorluk-

  "Gitti." AnnaPentran, kafasını hızla kaldırdı. Duyduğu kelime siyah gözlerinden ince bir su damlasının süzülmesine neden oldu. Dudaklarını yavaşça oynattı, gülümsemeye çalıştı. Olmadı. Yutkundu. Kırmızı sade elbisesi göğüs kafesine baskı uyguluyordu sanki. Nefes almakta zorlandı. Leydi Lenna'nın otoriter yüzünden ayırdı yüzünü. Yavaşça çöktü yere. Beyaz örtüler serili yatağına dayadı sırtını. Hiçbir şey yapma isteği yoktu içinde. Lenna, AnnaPentran'ın yanına oturdu. Genç kızın başını kendi omzuna koydu eliyle. Ona şefkat göstermek niyetindeydi. AnnaPentran tepkisizdi. Lenna devam etti;

"Bu sabah, askeri birliğe katılmış... Doğuya..." Küçük bir nefes alırken, AnnaPentran'ın başını okşadı; "Doğuya gitmiş." AnnaPentran günlerdir odasında hapis hayatı yaşarken, Aeran'a ulaşması için halasından yardım istemişti. Leydi Lenna Enkraynıl, onu kırmamış ve sabah erkenden Auron'a gitmişti. Ama sıradan Auron'lular tüm soykanların ve tabii Aeran'ın doğuya gittiğini söylemişlerdi. Leydi Lenna, genç yeğeninin saçlarını okşarken içinde gerçekten bir üzüntü vardı. Lanetler okuduğu abisi, Beyaz Kral yine yapmıştı yapacağını. Yine bir şeyleri mahvetmiş ve bu sefer biricik kızının kalbini kırmayı göze almıştı. Ama Lenna biliyordu, bu AnnaPentran'ın ilk acısı değildi, son olmayacaktı. Siyah saçlarının üzerinden kafasını yavaşça öptü AnnaPentran'ın. Kız usul usul ağlıyordu. Tek hissettiği acıydı ve kabullenemiyordu. Aeran nasıl gitmişti? Bir şekilde, bir yolunu bulup kaçamaz mıydı? AnnaPentran'a, sevdiği kıza veda edemez miydi? AnnaPentran hıçkırdı. "Aptal!" diye bağırdı. "Ben bir aptalım! 'Gel' dedi. Bana 'gel' dedi. Gitmedim!" Artık haykırıyordu. "Gitmedim! Derin'i onun yerine koymak istedim! Derin'i sevmek istedim! Aeran'dan vazgeçmek istedim!" Lenna daha sıkı sarıldı AnnaPentran'a. 

"O ölecek! Tanrı'm! O ölecek!" Lenna'nın gözlerinden birkaç damla yaş firar ederken, dışarıda karga gaklamaları yükseliyordu. 

                                                                                  ♣

-Beyaz Meclis-

"Her şey isteğiniz gibi sürüyor efendim. Tüm Auron Soykanları Doğu kasabalarına gönderildi." Asker, büyük tahta masanın en uç köşesindeki tahtta oturan kralına memnuniyetle baktı. Beyaz Kral, başını hafifçe eğerek askerini onarken, asillerden biri söz aldı.

"Kral Enkraynıl." Beyaz Kral, eliyle konuşmasına izin verdiğini gösterdikten sonra asil devam etti;

"Benim size sormak istediğim bir şey var; Auron'lular kiminle savaşıyor? Doğu toprakları üzerinde hiç düşmanımız olmadığını biliyorum ve gerçekten Auron askerlerinin orada ne yaptıklarını anlayamıyorum." Şövalyeler, genç asilin sözlerine güldüler. Beyaz Kral keyifli bir ifade ile konuştu;

"Haklısın sevgili Jahner. Doğu'da düşman hiçbir devlet yok. Yani kısa bir süre önce yoktu. Ama biz güzel bir politika izledik ve Kahran Cadılarına çeşitli işkenceler yaptık, onları kışkırttık ve o zavallı köylülerden düşmanlar yarattık. Şimdide bu gözü dönmüş yaratıkları Auron'luların üstüne sağlıyoruz. Dahice değil mi?" Jahner, Beyaz Meclis'e katılma şerefine yeni layık olmuştu ve politikadan anladığı yoktu. Soramadan edemedi;

"Bunu neden yapıyorsunuz? Auron'luları neden düşman olarak görüyorsunuz?" Beyaz Kral otoriter bir sesle cevapladı;

"Auron'luları değil, soykanları. Soykanları düşman olarak görüyoruz. Soykan Aileleri masum değil ve gün geçtikçe güçleniyorlar. Bu durum İmparatorluğum için çok büyük bir tehdit. Ben bu İmparatorlukta, Beyaz Krallık halkının haricindeki hiçbir halka güç veremem. Güçlenmelerine göz yumamam." Jahner, duyduklarını düşünürken bir şövalye söz aldı;

Satranç Jokerleri 2 : Devrim Şafaklı Düğün♣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin