2.Bölüm

4 2 0
                                    

Yavaşça Gazi'ye bakıp
"Birileri bizi izliyor"
Dedim kolumu sola uzatarak. Adamlar farketmiş olmalılar ki bir anda yok oldular. Gazi bana bakıp
"Senin kafan mı güzel kardeşim?"
Diye güldü. Haksız değildi orada şu an kimse yoktu ama onları gördüğüme emindim. İki adam vardı orda ve bizi izliyorlardı.
"Orada birileri vardı. Kendim gördüm!"
Dedim ısrarla. Ayağa kalkıp
"Tamam gidip bakayım barii"
Dedi ve o tarafa yürümeye başladı. Manyak biri idi Gazi. Neredeyse her dövüş sanatını biliyordu. Tam oraya varmışken biri masama oturdu. Başım Gazi'ye sönük olduğundan adamı farketmedim. Korktum ve küçük bir kedi gibi bana bakan beyaz tenli,siyah gözlü,kel takım elbiseli Ada'ma baktım. Boynunda bir ejderha dövmesi vardı(!)
"Ali Kalam"
Dedi. Bu benim adımdı ve çok büyük bir şeydi bunu bilmesi!
"Buyrun"
Dedim. Ada'm cebinden bir kart çıkardı ve
"Dünyamız tehlikede bay Kalam. Yardımınıza ihtiyacımız var"
Dedi. Dalga geçiyordu. Kesin dalga geçiyordu. Dünya tehlikedeydi ve daha 11. Sınıfı bile okumayan bir çocuk mu onu kurtaracak tı? Tabii
"Benimle dalga geçmeyi bıraksanız da neden burada olduğunuzu söyleseniz!"
Dedim en ciddi tavrımla. Ama biraz daha kendimi kasarsam ya yüz felci geçirecektim yada iki saat gülme krizine girecektim!
"Ben çok ciddiyim bay Kalam! Dünya ağır bir tehlike altında ve bu tehlikeyi durdurmak için size de ihtiyacımız var bay Akım a da"
Dedi. Gazi nin soy adı Akım'dı. Ve sırf bu yüzden fizikten nefret ediyordu.
"Ne konu da acaba?"
Dedim şaşkınlığı mı ve heycanımı kapatarak.
"Oyun aslında bir tuzakmış!"
Dediği an beni tavladı.
"Derken?"
Dedim sanki yalan söylüyormuş gibi.
"Detaylar sizin Titanınızın iletişim sisteminde. Bir sesli mesaj. Dinleyin ve bize geri dönüş yapın"
Dedi ve aniden masan kalktı. Ve ben şok. Ben iptal.

########################

Eve gidince ilk işim oyuna giriş oldu. Babamlar binbir soru sorsalar da pek umrumda değildi. Acilen Titan'ıma girmeli ve o mesajı dinlemeliydim.
Oyuna girdiğimde her başlangıç gibi bir hangarda uyandım. Yavaşça etrafıma baktım. Uyku halinde binlerce robot vardı. Eğer titanımı uyandırırsam hangarın benim için ayrılan kapağı açılacak ve beni direkt oyuna atacaktı ve o mesajı dinlemeye vaktim olmayacaktı. Bu olayı yaşamamak için güç çubuğunu çıkartmalıydım hangarın. En azından kendi kısmımı.
Titanımdan aşağı inip hızla hangarın ana kısmına doğru yola koyuldum. Çok sürmeden enerji kapsüllerinin olduğu odaya vardım. Binlerce kapsül vardı. Her Titana bir kapsül. Ama şimdi asıl zor olanı benimkini bulmak!
Uzun ve boktan bir arayışın sonunda buldum. Gri bir kapsüldü benimki. Büyük ve iki girişliydi. Bir girişi enerji aktarıyordu onu kapatıp hızla Titan'ıma ilerledim. Ulaşınca bir gariplik fark ettim. Üç asker tam ortada Tiran'lara birşey koyuyordu. Bir nevi alıcı gibiydi. Onlara görünmeden girmem imkansızdı. Ama denemeliydim diye titanımın arka kısmından içiri girmeye çalıştım ama nafile. Tam o esnada askerlerden biri
"Bu aptallar oyun oynamaya devam etsin biz de kazanmaya devam edelim"
Dedi ve benim Titan'ıma doğru yöneldi. İki askerdi yani onları indirebilirdim ama beni sıkıntıya düşürürdü. Tam o esnada aklıma bir fikir geldi. Hemen güç saatime baktım ve kapama tuşuna bastım ve buuum yeniden normal dünyadayım. Ne kadar da zeki biriyim ya. Bir daha oyuna girince Tiran'ım da doğacaktım. Yani öyle umuyordum.
Oyuna bir daha girip işimi halletmeye karar verdim ve yeniden girdim. Ve tahminim doğruydu. Titanımın içindeydim.
Hızla Mail'i açtım ve ses dosyasını yüklemeye başladım. Yükleme bitip hazır olduğunu görünce ise dinlemek için kulaklığı taktım. Tam o esnada...

Sanal DünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin