1. Buz mavisi

5 2 0
                                    

Hala inanmıyordum, başka bir şehirde olmama ailemi bırakmama, ordan buraya nasıl geldiğimi düşündüm yeniden. Annem ve babam onları karşıma almama ne sinirlenmiş ne de ‘gidemezsin’ demişlerdi. Bu hayatımın şoku birer kurşun olarak geri ruhuma saplanmıştı. Ailemin beni umursadığı falan yoktu. Kendimi kaybolmuş küçük kız gibi hissetmiştim. Acı benliğim ruhuma zarar veriyordu. Kalbim ‘artık senin bir ailen yok’ diye bağırıyordu. Ben şimdi gerçekten kimsesizdim. Uçaktan inerken özgürlüğüm olan bu şehire baktım. Planımı çoktan yapmıştım kalacak bir evim var, ve yeni okuluma yazılmıştım. Kiraladığım bu küçük ama sevimli eve bakarken, dahada sıcakla doldu içim benim ailemin veremediği sıcaklığı artık bu ev vericekti.

Anahtarla kapıyı açarken burnuma havasız ama temiz koku doldu. Hemen gidip pencereleri açarken, derin bir nefes çektim içime bu sıcak havada duş almak hem bedenime hem benliğime hemde ruhuma iyi gelicekti. Sıcak suyu ayarlarken kendimi ilk defa bukadar mutlu ve masum hissediyordum. Aynadan görüntüme baktım. Dışım ne kadar beyazsa içim de bir okadar siyahtı. Yalnızlığım tekrardan beynime işlerken bütün mutluluğum gitmiş, gülümsemem yüzümde asılı kalmıştı. Duşumu alıp çıkarken kendimi tazelenmiş hissediyordum. Hemen üstüme tayt ve bol beyaz bir kazak giymiştim. Dşarıya baktığımda güneşin aksine hava kapalı ve yağmurluydu. Tıpkı içim gibiydi. Karnımın acıktığını hissederken, aklıma uçakta hiç birşey yemediğim aklıma geldi. Otobüs yolculuğunda bile kusmiyim diye su içmeyen bir kızdım ben. Gelirken aşşağı mahallede bir bakkal görmüştüm. Elime cüzdanımı alıp ayakkabılarımı giydim.

Kendimi direk dışarıya atarken gözüm yolun bir kısmında yağmura aldırmayan ve top oynamaya devam eden bu çocuklara kaymıştı. Tebessümle onları izlerken, gerçek özgürlüğün bu olduğunu düşündüm. Burda hayat, samimi ortam ve özgürlük vardı. Bakkala gelirken içerdeki tonton sevimli amcaya samimi olarak gülümsedim. “Buyur kızım ne istemiştin?” kendime sadece bugünlük atıştırmalık alsam yeterdi. Yarın alışveriş yapardım. “Makarna,karam ve süt verebilirmisiniz?” amca hemen dediklerimi poşete koyarken “yenimisin kızım seni hiç görmedim buralarda” diye sormuştu. “Yeni taşındım da buraları daha bilmiyorum” diye yalan uydurdum. Tabiki gelmeden önce burayı araştırmış ve her yerini biliyordum. “Çabuk öğrenirsin kızım, buralarda öyle hırsız falan olmaz sakindir” gülümsedim. “İyi günler” diyip arkamı döndüm.

Ani bir hızla burnumu birisinin geniş ve kaslı gövdesine toslarken, bu kokuyu tüm bedenimde hissetmek istemiştim. “Keyfin yerindemi?” diye bir ses duydum. Bir adım geri çekilip çarptığım kişiye bakarken “özür dilerim” diyebildim. Buz mavisi gözler, düzgün burnu, dolgun ve pembe dudakları okadar güzeldiki dilimi yuttuğumu düşünebilirdim. İfadesiz ve anlamayan gözlerle bana bakarken, saçmaladığımın farkına varıp tekrardan tonton amcaya tekrardan“iyi günler” diyip hemen çıktım. Eve doğru yürürken aklımda karam ve süt ikilisi vardı. Evet 5 dakika önce meteor parçasıyla çarpıştım ama karam ve sütü düşünüyordum. O güzel buz mavisi gözlerine ve suratına karam yenilirdi işte. Şimdi ise evde oturmuş onu düşünüyordum. Kafaya takmamaya karar verip kendimi direk yatağa attım.

Alarmın sesi ilk defa bukadar güzel gelmişti. Kalkıp üstümü giyerken havaya baktım. Güneşli ve sıcaktı. Hemen çantamı alıp alışverişe çıkarken, ne alıcağımı düşünüyordum. Büyük alışveriş merkezine geldim, alışveriş sepetimi elime alırken hemen yiyecek reyonuna kendimi attım, makarnayı hemen sepetime koydum. Salçalı makarnayı özlemiştim.

Gerekli malzemeleri alıp, abur cubur reyonuna gittim. Bir kaç çeşit cipsi sepete koyarken gözüm karamlara ve gofretlere takılmıştı. Onlarıda sepetime koydum, canım cici bebe istemişti. Bir insan cici bebeyi neden en üst rafa koyardiki. Zıplayıp almaya çalışırken elim cici bebeye çarptı. Bir tanesi düştü diye sevinirken kafama düştü. Birisi kahkaha atarken o tarafa baktım. Bu dünki meteordu yanında bi çocuk daha vardı. Çocuk kahkaha atarken dünki meteor parçasıda sırıtıyordu. “Cidden cici bebe mi?” ona ‘senin anan güzel mi’ der gibi baktım. “Niye olamazmı hiç mi yetişkin birisini cici bebe alırken görmedin?” alayla bakıp "görmedim” dedi.

Umursamazca cici bebeyi yerden alıp sepetime koyarken meteorun yanındaki çocuk elini cipsin içinden çıkarıp hiç birşey olmamış gibi parmaklarını yaladı. Tamam bu zevki biliyordum ama böyle iğrenç yapanı görmemiştim. Bu görüntüyle yüzümü buruştururken, çocuk bana bakıp sırıtıyordu. Meteor parçası adını bilmediğim çocuğun kafasına vururken, “düzgün ye şunu pezevenk” diye söylendi. Sepetimi alıp yanlarından geçerken adını bilmediğim hoş ve ağır olmayan parfümü köpek gibi kokladım. Meteor bu yaptığımla sırıtırken “istersen parfümümü sana verebilirim” utançtan yanaklarım kızarmadı, morardı.

Herkeze merhaba bebeklerim🤓
Şöyleki 2 hafta tatildeyim. Ve yazmak için bayağı bir zamanım olucak. Sabırla okumanızı rica ediyorum. Vote ve yorum atmayı unutmayın lütfen.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 04, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KimsesizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin