Leon, annesinin bakışları arasında sessiz sessiz tatlısını yerken biraz sonra kopacak kıyametin farkındaydı. Yine de sakinliğini bozmuyordu. Aslında hiç de istemeyeceği bir şey iken evlilik, hele ki Hilal Küçük Hanım ile, babasına inat gitmekten kendini alamıyordu.
"Bana bir şeyler anlatman gerekiyor Leonidas..." Kirya Veronika, oğlunun gerçekleştirmek istediği bu evliliğin hayatını mahvetmekten başka bir şey yaramayacağını düşünüyordu. Buna izin vermeyecek, hatta direnecekti. Ancak Leonidas'ın da kararlı bir duruş sergilemesi gerekiyordu. Şimdi yaptığı gibi inatlaşırsa Kirya, Vasili'nin kararlarını kabul etmek zorunda kalacaktı.
"Leon...-
" Mitera! Hilal güzel bir kadın. Ve ben güzel kadınları severim." Tam anlamıyla böyle düşünmese de Hilal ile evliliği kabul etmesinin bir nedeni de buydu. Dolgun hatları, kıvrımlı beli, kollarında istediği gibi hareket ettirebileceği küçük bedeni ile Leon'u etkiliyordu. Belli ki kısa sürecek olan bu evliliği ancak Hilal ile dilediği gibi sevişmek katlanılabilir yapardı.
"Poly kala! Sadece bu yüzden evlenilir mi yavrum?" Kirya'nın inadından vazgeçmeyeceğini anlayınca kalktı masadan Leon.
"Mitera... Ben Hilal ile evleneceğim," masadaki peçete ile nazikçe ağzını sildikten sonra devam etti. "Sen istesen de, istemesen de..."
Eva duyduklarıyla elindeki tepsiyi parmak boğumları beyazlaşacak kadar sıktı. Gözleri yanıyor, göğsüne bir ağırlık biniyordu sanki. Derin derin nefesler alırken Teğmen ile göz göze geldi.
"Eva, lütfen kitaplığımın tozunu al bugün." dedi Teğmen kızı unursamadan. Bunun üzerine Eva, titrek bacaklarını hareket ettirerek işini çabucak bitirmeye çalıştı.
**********
"Senden hiç bsklemezdim Hilal." Ayşe Hemşire, kocaman gözleriyle Hilal'i rahatsız ederken genç kız ne cevap vereceğini bilemedi.
"Neyi?" diyebildi hiddetle. Ayşe'yi sevip sayıyor ancak sivri dilli olduğunu da biliyordu.
"Eh, Teğmen Leon seninle pek bir alakadarmış ya! Onu diyorum."
"Kim söyledi yahu bunu?" Hilal hiddetle kaşlarını çattı.
"Kim söylediyse söyledi. Mühim olan başka bir şey şimdi."
"Sen herkesin söylediğine inanma!" Hilal, son sargı bezini de kutudan çıkardıktan sonra derin bir nefes verdi. Hem Teğmen mevzusu onu geriyor hem de Halit İkbal olarak artık pek bir şey yapamıyor oluşuna üzülüyordu.
"Küçük Hanım?" Ayşe Hemşire'ye itiraz edeli daha dakika olmamıştı ki Teğmen Leon, yavaşça girdi malzeme odasına.
"Merak etme sen, ben gördüklerime inanıyorum." Ayşe, son boş kutuyu da alarak çıktı odadan.
"Ne istiyorsunuz?" diye bağırdı o sıra Hilal. Teğmen biraz irkilerek geri adımladı.
"Nedir bu öfkenizin sebebi?" Yüzündeki gülümseme yine yerli yerindeydi. Bir değişiklik olarak kasketini elinde tutuyor, tutkulu sarı saçlarının gözler önünde olmasını sağlıyordu.
"Yok bir öfkem falan. Evet, ne için gelmiştiniz?"
Genç kadının beyaz üniformasının sıktığı göğüslerinden gözlerini ayırmadan yaklaştı Leon. Dün gece evlilik mevzusu geçtiğinden beri aklında sadece Küçük Hanım ile yapabilecekleri vardı. Acaba bu asiliği, bu haşinliği herdem mi vardı?"Sizi Madam'ın yanına götürmeye geldim." Bir nefeslik mesafe bırakmıştı aralarında. Hilal'in nefesi kesilsin, boyun eğsin diye.
"Madam'a mı? Neden?" Leon, bu sual üzerine iyice gülümsedi. Anlaşılan o ki Albay Cevdet daha bir şey söylememişti Hemşire'ye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdanın Kucağında
Chick-Lit"Söylemesi zor lakin hislerim bu benim. Hiçbir karşılık beklemeden sonsuz bir sadakatle seviyorum sizi. Yalnız sizin kollarınıza huzuru bulacağımın acısıyla kıvranıyorum her gece soğuk yatakta. Gelmeyişiniz üzüyor beni. Şu yıkık dökük hayatımda tek...