Güneş çok parlak, keşke bende herkese öyle ışık verebilsem. Bu gün gerçekten kötü bir gün geçirdim. Ağlamak istiyorum ama gözlerimden yaş gelmiyor. Yüzümde nedenini bilmediğim gülücük. Kimseye hissettirmemeliyim içimdekini. Cafede oturup işte bu derin düşüncelere daldım. Bir yandan çayımı yudumlarken bir şarkı çalmaya başladı yan mağazadan. Ahh bu sesi tanıyorum. Seungri olması lazım. Evet, evet o. Sesi ne kadar içten ve şarkı sözleri ne kadar derin. 'Dünya'm da her zaman parlak bir gülümseme ile insanlar bana gülüyor mu?.. Ağlama. Artık ağlayamam. Ben her zaman sana bakacağım. Sana şarkı söyleyeceğim. Şimdi bana bakabilir misin? Burada duruyorum.' İşte bu sözler o anda ağlamaya başlamamı sağladı. Hayır durdurman lazım. Niye durmuyor? Bir şarkı sadece. Bir şarkı neden beni ağlatmayı başardı? İnsanlar bana bakıp iyi olup olmadığımı sordular. Hemen cevap vermeden, çayın parasını ödeyip çıktım. Yolda aklımdan bir sürü şey geçiyordu. Yağmur yağmaya başladı. İşte bu gerçekten bana iyi gelen bir şey. Sakince, yavaşça adımlarımı atıyorum. Hangi şarkısıydı çalan? Seungri ne yaşadın da bu kadar duygulu söyleyebildin? Kalbimi ele geçirdi sanki. Yanımdan geçen arabanın bana su sıçratması ile tüm bu düşünceler kayboldu. Üstümdeki çamur gelen yerlere bakarken. Araba durup geri gelmeye başladı. Şöför inip:
-Pardon iyi misiniz acaba?
-Sizce iyi gibi miyim?
-Gerçekten çok üzgünüm. Biraz acelemiz vardı. Çok özür dilerim.
-Tamam önemli değil.
Mükemmel bir gün geçiriyorum. İlerlemeye başladım. Arkamı döndüğümde şöförde arabaya binmişti. İnsan bir evine bırakabilir miyim diye sorardı. Ne diyorum gene yaa? Acelesi olduğunu söyledi. Bende yürümeye devam ettim. Araba geri gelmeye başladı. Beni mi takip ediyor? Bir sapık eksikti bu gün! Ben yürürken oda geri geri gidiyordu. Arabaya bakmadan hızlıca yürümeye başladım. Takip ediyor beni. Ne yapıcağım? Polisi mi arasam? Diye düşünürken arka kapı açıldı. Kaçmam lazım. Gerçekten kaçırıcaklar galiba. Filmlerde hep böyle oluyordu zaten. Hızlıca yürümeye başladım. Arkamdan bir ses:
-Pardon bir dakika bakar mısınız?
Tabi bakıyımda kaçır beni demi? Biri önüme geçti. Düşündüğüm gibii :"((
-Size sesleniyorlar galiba.
-Ne? Hıı tamam önemli bir şey değil.
-Zaten geldi bile. Çok şanslısınız.
Geldi dedi adam. Arkamda yani. Omuzumu tuttu. Çığlık mı atsam acaba? Neyse ilk önce derdini öğreniyim.
-Sizi o kadar çağırdım neden bakmadınız?
Beni kendine çevirdi. Eli hala omuzumdaydı.
-Seeen! Se..Se..Sengriii!
-Evet ben Se..Se..Seungri.
Benim dediğim şeyle dalga geçip birde gülüyordu.
-Niye çağırdın ne vardı?
Kıyafetime bakıp:
-Ne yok ki?
-Biraz ıslandım sadece!
-Biraz mı? Birazda çamura bulandın o halde.
-Yağmur yağıyor hem şöförün işiniz olduğunu söyledi. Sen gitsene işine!
-Seni böyle bırakıp işe gidemem. Benim yüzümden bu kadar çamur oldun gel benimle.
-Olmaz!
-Niye?
-İşin var geç kalırsın?
-Onları ararım şimdi problem yok.
Kolumdan tutup arabanın yanına götürdüp, kapıyı açtı. Üstüm bu kadar çamurken oturursam batar orası. Üstüme bakıp girmediğimi görünce:
-Temizleticek kadar param var arabayı. Hem böyle yaparsan daha çok geç kalıcağım.
Arabaya bindim. Şöföre :
-İlk önce mazağadan kıyafet alalım sonra otele götür.
-Otel mi?
-Evet yoksa benim evime mi gelmek isterdin?
-Durdur arabayı ineceğim! Ben o tip kızlardan değilim
-Ne diyorsun sen?
-Otele felan gelmem diyorum!
-Hahahaa sana bir şey mi yapacağımı zannettin? Maalesef vaktim yok.
-Nasıl yani?
-Seni otele bırakınca bir duş alıp kıyafetleri giyer çıkarsın. Bende röportaja yetişirim.
-Tamam anladım. Şeyy teşekkürler.
-Sende beni sapık zannettin. Asıl ben teşekkür ederim.
Çok kötü hissettim. Ön yargılı davrandım galiba.
-Özür dilerim.
-Önemli değil. Alıştığım bir şey zaten. Ben o kadar da sapık sayılmam. İnsanlar bazı davranışlarımdan dolayı abartıyor. Erkeğim ben sonuçta. Sanki kendileri hiç kızlara bakmıyor. Neyse geldik mağazaya şöför ile bedenine uygun kıyafet seç. Beni görürlerse yanlış anlarlar.
Dediğine uyup mağazaya girdim. Kadınların bakışı gerçekten çok kötüydü. Küçük görüyormuş gibilerdi. Kıyafetlere bakmadan çıktım. Seungri de arabadan inip peşimden geldi.
-Ne oldu?
-Kızların bakışını görseydin anlardın. Neyse eve gidiyorum.
-Gel benimle!
Kolumdan tuttu gene. Ne yapacak ki şimdi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Gözyaşım (Askıda)
Fiksi Penggemar"Ağlayamayan birinin gözyaşları nasıl akar? Hep içine akıtır öyle insanlar. İnsanlara güvenmezler hep maske takarlar. Mutlu olmak isteyen biri ve hayatına giren bir adam. Gerçek mutluluğu yakalayabilicekler mi acaba? Her rüzgar estiğinde bir parçası...