c2-2

451 10 0
                                    

Kolumdan dürtülmem ile gözlerimi araladım. Nisa gülerek telefonu bana gösterirken gözlerimi elimle ovalayıp sıradan kalktım ve telefonu elime aldım. Yan sınıftan Metehan ile konuşuyordu. Metehan Nisa'ya güzel güzel itiraflar ediyordu. Gülüp "Bu ne kızım?" diye mırıldandım. "Kaba bir çocuğu yola getirme vol 1.." dediğinde güldüm. Metehan cidden kaba, umursamaz ve gülümsemeden anlamayan bir çocuktu. Her şeyi kavgayla halletmeye çalışan, kızları sevmeyen biriydi ve şuan resmen Nisa'ya aşık olduğunu söylüyordu. "Ey aşk sen nelere kâdirsin!" diye bağırdı birden Nisa. Sınıf Nisa'ya dönerken o gülerek telefona bakıyordu. Gülerek başımı geri sıraya koydum ve gözlerimi kapattım.

🌸

Tostumdan bir ısırık daha alıp Kerem'e baktım. Kerem birden kolumdan tutup kaldırması ile tostum masaya düştü. Nisa Kerem'e bakıp "Kerem ne yapıyorsun?" diye bağırdı. "Nisa o sesini kes yoksa ben kesmesini bilirim." deyip beni sürüklemeye başladı. "Kerem, ne yapıyorsun? Karnım aç yemek yemem lazım. Dün de bir şey yiyemedim." deyince bana dönüp "Sus İlayda." diye bağırdı. Koridordaki bakışlar bize dönerken "Bağırma bana.." diye fısıldadım. Tiyatro salonuna beni itip kendisi girdi kapıyı kapatıp bana baktı. "Sen neler saklıyorsun bizden? Nisa'ya hadi güvenmiyorsun anlatmıyorsun! Peki ya ben? İlk başta diyorsun sonra devamını getirmiyorsun! Ya hepsini anlat ya da bana bir daha bir şey anlatma! Duydun mu beni?" yanağımdan süzülen yaşı silip iki elini de omzuma koydu. "İlayda, güzelim.. O evin içinde neler oluyor? Kardeşimin neler çektiğini bilmeden nasıl sana ağabeylik yaparım ben ha?" Elimin tersiyle göz yaşlarımı silip "Kerem yemin ederim anlatamam." deyip bir adım geri attım. Elleri yanlara düşerken "İlayda.." diye fısıldadı. "Özür dilerim." deyip tiyatro salonundan çıktım. Koşarak lavaboya giderken omzumdan tutuldum. "Nereye yolculuk?" sesiyle başımı yukarı kaldırıp sesin sahibine baktım. Kaşlarını çatıp bana baktı. "Neden ağlıyorsun?" sorusuna karşılık bir iki damla daha düştü gözlerimden. "Yok bir şey, rahat bırak beni." deyip geri çekildim. Eli omzumdan düşerken "İlayda," demesiyle ağzım araladı. Gözyaşlarımı silerken "Adımı nereden biliyorsun?" diye sordum. Alayla gülüp "Aynı okuldayız." deyince kafamı aşağı yukarı sallayıp "Her neyse," deyip arkamı döndüm "Her seferinde böyle kaçar mısın sen?" diye arkamdan bağırdı. "Seni alakadar etmeyen şeylere burnunu sokma Engin" deyip ona döndüm. Gülerek bana yaklaştı. "Küçük bir sıçan, beni hem kavganın ortasından çekiyor hem de bana baş kaldırıyor öyle mi?" Ona doğru bir adım atıp "Öyle." Yandan bir gülümseyip boyuma eğildi "Küçük sıçan, arkadaşlarına sor bakalım ben kimmişim. Ona göre inatlaş." deyip boyunu düzeltti. "Hem böylelikle başın belaya az girer." deyip göz kırptı ve arkasını dönerek gitti. "Aptal.." diye mırıldanıp hızlı adımlarla lavaboya doğru ilerlerdim

🌸

"İlayda baksana." sesiyle kafamı limonata bardağından kaldırıp Nisa'ya baktım. Pipet ağzımdayken gözlerim Nisa'daydı. "Şu uygulamaya baksana." deyip telefonu elime tutuşturdu. Pipeti ağzımdan bırakıp arkama yaşlandım. "Bu ne?" diye sormam ile "İstediğin kişiye mesaj atabiliyorsun. Ama ismin falan gözükmüyor, yani anonim olarak konuşuyorsun." deyip güldü. "Bana gelen mesajlara baksana." deyip mesaj yerine girdi ve mesajlardan birine tıkladı.

"-Bu güzelliğini neye borçluyuz?"  diğer mesaja girdim.

"-Rabbim yaratmış, tanışmadan olmaz. O yüzden tanışabilir miyiz?"

Telefonu Nisa'ya geri uzatıp "Gereksiz bir uygulama." dedim. Gözlerini devirip "Bir şeyi de beğensen şaşırırdım zaten." Limonata bardağını elime alıp "Limonatayı beğeniyorum." dedim ve içmeye başladım. Nisa gülüp telefonumu eline aldı ve "Sana da yükleyeceğim ve resmini koyacağım. Nasıl mesajlar gelecek merak ediyorum." demesiyle "Nisa yüklemeni istemiyorum." "Lütfen İlayda." derken telefonuma ilgileniyordu. "Kerem gelmeyecek mi?" diye sormam ile başını kaldırıp "Şey.. Söylemeyi unuttum. İşi varmış gelemeyecekmiş." deyince sadece kafa salladım ve camdan dışarıya baktım. Önümde sallanan telefon ile Nisa'ya baktım. "Biyografine de bir şeyler yaz, hadi ve de resmine bak." deyip telefonu elime tutuşturdu. "Ne yazayım ki?" diye sordum. "Yaşın ile bir söz yaz." deyince biyografi yerine tıklayıp yaşımı yazdım.

"

-18-Ruhumda üzüntümü gizleyecek köşe kalmadı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-18
-Ruhumda üzüntümü gizleyecek köşe kalmadı. Azalıyorum, azalıyorum bitmiyorum."

Yazıp telefonu Nisa'ya verdim. "Olmuş mu?" diye sordum. "Olmuş olmuş. Şimdi mesajları bekleyelim." deyip güldü. Sadece kafa sallamakla yetindim. "Gereksiz işler müdürüsün." diye mırıldandım. 

🌸

"Annecim?" deyip arkasından sarıldım. "Hoş geldin güzel kızım." deyince yanaklarından öptüm. "Ne yapılacak şöyle de yapayım." dedim. "Sen otur yemeğini ye baban gelmeden." deyince "Tamam." diye mırıldandım. Annem önüme makarna koyunca hemen üstüne yoğurt koyup yemeye başladım.

Yemeğimi yedikten sonra tabağımı lavabonun üzerine koydum. Tam yıkayacak iken zil çaldı. Annem yanıma gelip "Kızım hadi odana çık sen. Ben yıkarım." deyince babamın geldiğini anladım. Mutfaktan çıkıp odama ilerledim. Kapıyı yarım bırakıp annemgilin ne konuştuğunu öğrenmeye çalıştım. "Kız nerede?" diye sordu babam sertçe. "Odasında uyumaya gitti." "Git uyandır, getir yanıma. Konuşmam gereken şeyler var." dedi babam. Sesi yutkunmama sebep olurken omuzlarımı dikleştirip odamdan çıktım. Mutfağa ilerlerken babam "İlayda!" diye bağırdı. "Efendim?" deyip ona baktım. Su içme bahanesi ile mutfağa gelmiştim. Annemi boştan yere odama getirtemezdim. "Gel yanıma." deyince yavaş adımlarla yanına ilerledim. "Bir karar aldım. Artık okula gitmeyeceksin." deyince ilk başta güldüm sonra "Ne? Ne diyorsun baba sen?" diye bağırdım. "Sus ve dinle!" deyip elini masaya vurdu. "Artık okula gitmeyeceksin. Seni evlendireceğim." deyince gözlerim şaşkınlık ile büyüdü. "Böyle bir şey olmayacak!" gözlerini sinirle kısıp "Sen bana karşı mı geliyorsun lan?!" diye bağırdı. "Mehmet.." anneme dönüp dolmuş gözlerine baktım. "Anne sen karışma." deyip babama geri döndüm. "Evet karşı geliyorum çünkü karşı gelinecek bir konu bu!" diye bağırdım. Başımın yana düşmesi üzerine gözlerim doldu. "Boşa masrafsın! O yüzden evleneceksin! Şimdiden dünürcü çıktı bile! Akşam gelip isteyecekler seni!" gözümden bir yaş akarken "Tamam," deyip başımı kaldırdım. "Tamam evleneceğim." dedim. Babam mutluluk ile gülümserken "Aferin kızım doğru bir karar verdin." dedi. Gözlerine son kez nefretle bakıp arkamı döndüm. Annem kenara çökmüş ağlarken onun önüne gelip elimi uzattım. Elimi tutup kalkarken gülümsedim. Odama girip anneme sarıldım. Hıçkırarak ağlarken "Ağlama annem. Ben iyiyim." dedim sesim titrerken. "Engel olamadım kızım.." dedi. Ondan ayrılıp "Engel olacak bir konu yoktu ortada." deyip onu yatağıma oturttum. "Anne yardımına ihtiyacım var. Şimdi senin onayını alırsam akşam evlenmek zorunda kalmam." deyince eliyle göz yaşlarını sildi. "Ne onayı?" diye sorunca "Anne okumayı bırakamam. Son senem. Okul bitene kadar gitsem bu evden? Söz veriyorum sana, güzel bir yer kazanıp seni bu evden alacağım. Sadece bu dönem bitene kadar?" diye sorduğumda ne diyeceğini bilemez gözlerle bana baktı. "Lütfen anne.." diye son kez konuştum. Şimdi annem izin vermezse gidemezdim. Giderdim ama aklım annemde kalırdı. Annem onay vermezse evlenecektim ve hayatım sona erecekti..

c2 // Texting (Tamamlandı..)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin