"ben geldim!" diye bağırdı.
"hoş geldin!" kocasının kalın, çatlak sesi onu karşıladığında gözlerini devirdi. çantasını yere bıraktıktan sonra mutfağa yürüdü ve tezgahın arkasında dans ederek yemek yapan adama baktı. radyo açıktı, sesi kısık olsa da şarkıyı duymaya yetiyordu. fall out boy'dan dance, dance çalıyordu, anthea gülümsemeden edemedi.
"ne yapıyorsun?" diye sordu.
"lazanya. dolapta biraz muzlu pasta var." dedi adam buzdolabını işaret ederken.
"cheesecake yedim." dedi anthea. "akşam yemeğine kadar dayanırım."
susup en yakın arkadaşının kalçalarını ritme uygun bir şekilde sallayıp çatlak sesiyle şarkıyla eşlik edişini izledi.
"ee? neredeydin?" diye sordu adam göz ucuyla ona bakarak.
"dedim ya, öğle yemeğine gittim. the honey dew? dün konuşmuştuk."
"şu fotoğrafını çekmek isteyen manyak çiçekçi kızla mı?"
"derek!" dedi anthea gülüşüne engel olmaya çalışırken. "benim değil, aynısefaların fotoğrafını çekmek istiyordu."
"en az aynısefalar kadar güzel çıktığına eminim, çiçeğim." dedi derek berbat bir yunancayla. anthea'nın karşısındaki sandalyeye oturdu.
"her neyse." dedi anthea gözlerini devirirken. "evet, onunla buluştuk. çok tatlı biri."
"ondan hoşlanıyor musun?" derek heyecanla sorduğuda anthea alaycı bir ifadeyle koluna vurdu, bu da derek'in anthea'nın elini kavrayıp parmaklarını ve bileğini dikkatle incelemesiyle sonuçlandı.
"daha dün tanıştık!" dedi anthea, derek elini kontrol ederken. "ondan ne ara hoşlanabilirim?"
derek sırıtarak elini bıraktı. "ondan arkadaş olarak hoşlandın mı anlamında sormuştum, ama anladığın buysa..."
"şerefsiz." diye homurdandı anthea.
"nasıl geçti? bana onun hakkında daha fazla şey anlat. yıllardır kalbini çalan ilk kadını tanımak istiyorum."
"kalbimi falan çaldığı yok. daha dün tanıştık. bir şansım varsa bile yüzüğümle onu yok ettim zaten." anthea ısrarla tekrar ettiğinde derek gözlerini devirdi.
"sana onu çıkarmanı söyleyip duruyorum. evli olmak zor iş." dedi derek elini kaldırıp boş parmaklarını sallarken.
"yüzüğümü seviyorum." dedi anthea somurtarak.
"eh, ona o kadar para saydım. bir zahmet sev." derek sırıtırken anthea'nın yüzüğüne baktı. "ama ciddiyim. en azından birileriyle randevun olduğunda çıkarmalısın."
"randevu mu? o arkadaşça bir buluşmaydı." dedi anthea savunurcasına.
"kesinlikle."
"senden nefret ediyorum." dedi anthea başını iki yana sallarken, yüzündeki gülümsemeye engel olamıyordu.
"bir yerini kırdın mı?" diye sordu derek aniden ciddileşerek.
"böyle sorduğunda çok komik oluyor..." anthea iç çekti. "ama hayır, kendime dikkat ediyorum."
"evet, en son bunu dediğinde eve kırık bir ayak bileğiyle gelmiştin." derek onu nazikçe elinden tuttu ve peşinden sürüklemeye başladı.
"derek!" anthea homurdandı. "iyiyim."
derek onu aynanın karşısına oturttu, ardından sırayla kollarını ve bacaklarını kontrol etti. işaret parmağını anthea'nın dizindeki açık mor çürüğe bastırdı.
"buldum seni." dedi kendi kendine.
"iyiyim." dedi anthea tekrardan.
"iyi olman çok normal." dedi derek çekmeceye uzanıp ilaçlardan birini alırken. yapışkan maddeyi çürüğe sürerken iç çekti.
"bir çocuk değilim. bunu kendim de yapabilirim, biliyorsun." anthea gözlerini devirdiğinde derek ayağa kalktı ve arkasına geçip parmaklarını sırtında, boynunda ve kalçalarında gezdirerek bir kırığa dair iz aradı.
"yıllardır bunu söylüyorsun." dedi ellerini anthea'nın omuzlarına yerleştirirken. "ve ben de yıllardır tekrar ediyorum. yanlışlıkla kendini öldürsen fark etmeyeceksin, anthea. sana nasıl yetişkin muamelesi yapabilirim?"
"24 yaşındayım."
"ve hastasın."
evet. anthea acıyı hissedemiyor. analjezi, ya daha bilinen adıyla genel nöropati hastalığına sahip. bu bölüm de kocasıyla ilişkilerinin ufak bir özeti... daha fazlasını ilerleyen bölümlerde öğreneceksiniz. bu aralar çok güncelleme yapamayabilirim çünkü hayatımda daha fazla önem vermem gereken bazı şeyler oluyor, öyle işte, üzgünüm. görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
build god, then we'll talk |gxg
Short Storyelloise çiçeklerin fotoğraflarını çekmeyi seviyordu, anthea ise sarı renkli elbiseler giymeyi.