Sert bir şekilde kapı çalındı , az sonra kopacak kiyametten habersiz bir şekilde en sevdiğim programı keyifle izliyordum kapıyı açmaya yonelirken içime aniden bir korku kaplandı sanki kötü bir haber alacakmisim gibi bir histi bu , kapıyı acmamla birlikte mutlu Günlerimizin kapısını kapatiyordum sanki , kapidaki kişi Kardeşim Şilandi babamın kalp krizi geçirdigini ve suan ambulansla hastaneye kaldırıldığını sesi titreyerek söyledi aglamaktan gözleri şiş bir vaziyette bana bakan Şilan'a sadece boş bir şekilde baka kaldım O an kalbime bir bıçak yemiş gibi bir acı saplandı nefes bile alamiyordum anlık şoka girdiğimi Şilanin kolumdan sarsarak - Abi nolursun bir şey söyle ! demesiyle şokun etkisinden kısa sürede çıkabildim. - Şilan babamı hangi hastaneye kaldırdılar ? Güçlü durmaliydim kardeşim beni güçsüz görse daha çok etkilencekti. - İzmir Tepecik Bölge Hastanesi hadi çabuk gidelim nolursun! - Tamam gidiyoruz babamada bir şey olmucak sana söz veriyorum. Bu kapıdan da tekrar girecek sağ salim , dedikten sonra taksiye atlayıp hemen İzmir Tepecik Hastanesine vardım, koşar adımlarla yogun bakımın önüne geldim , içimde hala tarifsiz bir korku vardı. Annemi kaybedeli daha 1 yıl bile olmamıştı bizim yüzümüz hiç mi gulmeyecekti? Sürekli acı mı çekecektik? gibi düşünceler aklımdan geçip duruyordu, yoğun bakımın önünde duran Ablam , Helin , Sare umutsuz bir şekilde ağlamaklı bekliyorlardi. Beni gören Helin boynuma sarılarak - Abi babama birsey olmucak değil mi ? babamda bizi annem gibi bırakıp gitmicek değil mi ? - Gitmicek kuzum bizim babamız güçlüdür öyle bırakıp gitmez bizi, ablamla o an göz göze geldim, normalde içimizde en güçlü olan Ablamin içindeki korku burdan farkedilebiliyordu. Ablamı ilk kez bu kadar güçsüz ve çaresiz bir şekilde gördüm. Tam o sırada yoğun bakımın kapısı açıldı 5 kardeş kapıya pür dikkat gözlerimizi çevirdik az sonra dönüşü olmayan acilarimizin baslamasinin habercisini verecek olan Doktoru bekliyorduk kapı açıldı ve doktor ablama bakarak - Malesef hastayı kaybettik başınız sağolsun . O an dünyamız başımıza yıkıldı çok sevdiğimiz Babamız artık olmayacaktı yanimizda , biz bunu atlatabilirdik Ablamla peki ya kardeşlerimiz ? onlar daha çok ufakti nasıl bu kadar acıya dayanabilceklerdi ? Nasıl alisabilceklerdi? O gün annemin öldüğü günün resmen tekrarını yaşadık yine aglamaktan harap olmuştuk. Hastaneden nasıl çıktık hatırlamıyorum bile o acı beynimi uyusturmustu o an sadece hatırladığım ablamın çığlık sesleri.... Evet bir başımıza kalmıştık simdi , ablam 21 yaşında , Ben 18, Şilan 11 Helin 8 , Sare 6 ama yasadiklarimiza bakılırsa bu yaşlardan daha olgunduk Babamı toprağa verdiğim gün artık evin tek erkeği olarak Babalık görevini üstlenmiştim. güçlü durmaliydim ki 4 kız kardeşim de güçlü durabilirdi 1 haftayı atlattiktan sonra Babamın işi olan marketciligi ben ustelendim , üstlenmek zorunda kaldım bir bakıma hiç bir zaman sevmediğim ve büyük konuşup yapmam dediğim işi şimdi kendi rizamla yapacaktim şunu anladım ki bu hayatta hiç bir zaman büyük konusmucaksin çünkü zamanin Sana ne gösterecegini asla bilemezsin Ablam Ege Üniversitesi Tıp Fakultesinde 3. Siniftaydi bu hafta okula gitmesi konusunda ısrarciydim çünkü psikolojikmen çökmüştu hiç değilse okul biraz kafasını dağıtırdi ve derslerinden geri kalmazdı Ablam buna itiraz ederek okulu bırakmak istediğini bizlere annelik babalık yapacağını kesin bir ağızla ifade etti - okulu bıraktın abla peki ya sonra? -Sonrası ne Barış? - Sonrası şu Sevgi Hanım onca verdiğin emek en önemlisi Annemle Babama doktor olacağına dair verdiğin söz? - Ne sözünden bahsediyon sen onlar yok artık ! Sözünde hiç bir anlamı yok Barış anlamıyor musun! bir abla olarak benim size bakmam lazım 3 ufak kardeşim var ben onları kimseye muhtaç etmem ! - Peki ya ben? Ben Kimse miyim? Benim gittiğim dershane zaten iyi değildi söylenip duruyordum bırakcam hem markete bakarım hemde kendim hazırlanırim üniversite sınavına sen okuluna gidiceksin Abla itiraz istemiyorum! - Ama Barış - Amasi yok abla konu kapandı! Ablamı güç bela ikna etmiştim peki ya ben taşıyabilecekmiydim bu kadar sorumluluğu altından kalkabilecekmiydim bunların, Ahh baba Ahh diye içimden geçirdim keşke bizi birakmasaydin... Aksam ablam yemek sofrasıni kurunca 6 tabak getirdiğini farkettik o an kimse bişey demedi sadece birbirmize acıklı bir şekilde bakmakla yetindik en ufagimiz Sare dayanamayıp - Ben babamı çok özledim Abla Helin bana dedi ki bidaha Babamızi asla goremicegiz Niye goremicegiz Babam nereye gitti? - Şeyyy Sarecim şimdi Babamız Annemizin yanına gitti yani suan çok mutlu bizide her zaman gorebiliyor ama biz onları malesef göremiyoruz biz mutlu olursak eğer onlarda mutlu olurlar anladın mi o yüzden üzülmek ağlamak yok tamam mı -Peki Ablacim diyerek elini kocaman açıp - Babacim annecim siz beni görebiliyormussunuz ben artık aglamicam üzülmeyin. Eminim ki hepimiz o an aglamamak için kendimizi zor tutuyorduk Helinin sessiz sessiz gözünden damlalar düşüyordu bir bir kulağına eğilip - Sstt sen ablasın bak Sare üzülcek seni böyle görmesin hadi bitanem topla kendini. Başını sallamakla yetindi Helin. Bir gün daha böyle bitmişti...