*Şarkı bir yerden tanıdık gelecek mi acaba :') Sözlerini iyi dinleyin finalle birlikte!*
Ona çeyrek kala Jongin gözlerini açmaya başladığında alt taraflarında bir şeylerin kıpırdandığını hissetmişti. Dün gece geç uyumuştu sevgilisiyle tartışmaktan. İkisi de binalarının puanları hakkında saçma şeyler şeyleri savunuyor ve değiştiremeyecekleri olayları tekrar tekrar konuşuyorlardı. En sonunda barışmışlardı her zamanki gibi telefonda, uzun süren dakikaların ardından.
Bugün haftasonu olduğundan erken kalkma gibi bir zorunluğu yoktu ikisinin de zaten. Yine de bir şeylerin onu uyanmaya sevk ettiğini düşünüyordu esmer olan, esnedikten sonra başını aşağı çevirdiğinde gördüğü şeydi bu. Belki de görmeyi en son bekleyeceği şey.
Battaniyenin altında biri vardı hem de hareket ediyordu, tam açacakken aniden gelen zevk dalgasıyla kalbi hızlanıvermişti. Nefesleri ritmini kaybederken kaldırdı örtüyü. Şortu ve iç çamaşırının çıktığı battı ilk gözüne. Dikkatini ikinci çeken şey ise bacaklarının arasında biri duruşu ve bu kişinin büyük bir açlıkla kendisini emiyor oluşuydu aynı zamanda.
"Tanrı aşkına Do Kyungsoo!"
Adıyla inlenen çocuk, başını kaldırıp sırıttı hafifçe. Saçları terden alnına yapışmıştı. Muhtemelen bir süredir altındaydı o battaniyenin. Yanakları tatlı denebilecek şekilde kızarmış, dudakları olduğundan çok daha dolgun gözüküyordu. İkisinin arasındaki Jongin'in aleti ise sertleşmişti çoktan. Zonkladığını yeni yeni fark ediyordu. Hala uyanamamıştı tam olarak.
Kalçasını düzeltip daha da çok soktu kendini onun güzel dudaklarının arasına. Ruhunun bedeninden uçup gittiğini hissediyordu. Eli başına doğru uzanmış, saçlarını çekiştiriyordu küçüğün. Kalp ritmi yükselmişti. Geleceğini hissettiğinde daha sert çekmeye başladı ama Kyungsoo olduğu yerden uzaklaşmaya başlamıştı.
Kaşları çatılmış bir şekilde baktı soyunan çocuğa. İlk başta ne olduğunu anlayamamıştı lakin sonrasında sol dudağı yavaşça yukarı kalkmış ve yüzünde çekici bir sırıtış oluşturmuştu. Hazırlanıp hazırlanmayacağını soracaktı aslında. Yine de ona güvenip kendi canını yakmayacağını düşündü.
"Accio lube."
Küçük kutu eline gelmişti direk. Penisine boylu boyunca sürdüğünde içi gıdıklanmıştı Gryffindor'lunun. Deliğine de iyice yedirdiğini gördükten sonra dudaklarını ısırdı açlıkla. Her saniye daha çok istiyordu beyaz tenli, yumuşak ve pürüzsüz bedeni yakınında. Yıllarca bu fırsatı kaçırmış olduğuna inanamıyordu.
Ondan her uzak duruşunda, her kavga edişinde onun dudaklarına yapışmak varken anlamsızca binlerce şey yapmıştı. Artık pişmanlıklara yer yoktu. Kyungsoo onundu. Bundan sonraki her saniyesini bıkmadan ona sahip olarak, ruhundan başlayarak, geçirecekti.
Şu anlık deliğine sahip olmakt öncelikti çünkü sevgilisi her saniye biraz daha gömüyordu içine sertliğini. Onun nefes almasını bekleyip bir anda değiştirdi pozisyonlarını. Altında güzelce gülümseyen çocuğa bakıp dudaklarına saldırdı acımadan. Başından beri bunu yapmayı bekliyordu. Hiçbir şey bir tutulamazdı Do Kyungsoo'nun dudaklarıyla.
Alt dudağını dişleyip daha derine hızlıca gömülürken inliyorlardı birbirlerinin ağzına. Kanının aşağıda daha çok toplandığını hissediyordu. Yumuşak belinden tutup sıktı onu. Göz bebeklerinin büyüdüğünü görebiliyordu. O da sona yaklaşmıştı kendisi gibi.
Elini daha aşağı sürükleyip kavradı penisini. Giriş hızıyla aynı hızda çekmeye başladı. Hala dudakları kenetliydi birbirine. Nefeslerini üflüyorlardı yüzlerine. Birkaç saniye sonra Jongin'in eli, Kyungsoo'nun kasılıp gevşeyen deliği ve yatak batmıştı. Örtüye sildi avuç içi ile parmaklarını esmer olan. Ardından yavaşça çıktı içinden kısa olanın. Hala nefes nefeselerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ona Çeyrek Kala // KaiSoo
Short StoryGryffindor ve Slytherin kavgalarını çok mu severdiniz? Gelin bir de Ravenclaw ile tanışın. -Azra