*CBX ile dinleyelim mutlu olalım!*
Ona çeyrek kala Kyungsoo Bathilda Bagshot'un ünlü kitabına gömülmüş, nefes almadan ezber yapmaya çalışıyordu. Sınav dönemi yakındı ve o tembellik edip yalnızca bir hafta kala başlamıştı yüzlerce sayfayı ezberlemeye.
Normalde böyle sorumsuzluklar yapmazdı ancak üstün zekalı pezevenk arkadaşı Sehun, olmayacak birine gönlünü kaptırınca onu elde etmesi için tonlarca taktik ve jöle harcamışlardı. Bir ara Slytherin'li çocuğun parlatıcı bile sürdüğünü yakalamış olabilirdi. Açıkçası sert, soğuk görüntüsünün altında birilerinden hoşlanabilen kırılgan bir çocuk yatmasını seviyordu.
Aşk hayallerde varolabilecek gibi dursa da.
Kitabın en sevdiği bölümlerinden birine gelmişti sıra: Millicent Bagnold. Harry Potter'ın Adını Anmayı Sevmediği Kişi'nin lanetinden kurtulduğu dönem Bakanlık'ın başında olması bir yana, kendi binasından oluşu onu çok mutlu ediyordu.
Heyecanla gülümserken sol tarafta birinin aguamenti dediğini duymasıyla akan su sesi kulaklarını irite etmişti. Yavaş yavaş damlalar akıyor, nedense o bardağı bir türlü dolduramıyordu. Başını çevirmeden baktı göz ucuyla kim olduğuna. İşte oradaydı Gryffindor'ların en burnu havada olanı. Kütüphaneyi kendi evi gibi kullanıyordu. Yüzünü buruşturup döndü önüne.
Kitabı yarım bırakmak gibi bir niyeti yoktu. En azından kendisi öyle sanıyordu ancak su seslerinin artmasıyla expelliarmus diye mırıldandı sağ elindeki asasıyla. Su dolu bardak Jongin'in üstüne dökülürken hemen asasını bırakıp kitabını okuyormuş gibi yaptı. Gülmemek için sertçe dudaklarını birbirine bastırmıştı. Yine de göğsü sarsılmadan edemiyordu.
Kırmızı atkılı çocuk etrafına bakınıp ne olduğunu anlamaya çalışırken birkaç sıra sağında gördüğü kişiyle ayağa kalktı. Böylece üstündeki sular daha çok akmıştı yere.
"Sen!"
Parmağıyla işaret etti onu. Kyungsoo ise başını kayıtsızca kaldırıp omuz silkmişti. Gözüyle onun ıslanan pantolonu süzüp bir şey olmamış gibi düz ifadesini takınmıştı.
"Ne olmuş bana?"
"Sen yaptın bunu!"
"Kanıtlayabilir misin?"
"Sen cidden..! Nasıl..! Neden?!"
Cümlelerini bir türlü tamamlayamazken onun bu şaşkın hallerine istemeden güldü Ravenclaw'lu çocuk. Dudakları aniden kalp şeklini almıştı ve Jongin de aynı hızla unuttu ne diyeceğini tamamen. Üç yıldır onu tanımasına rağmen ilk defa dudaklarının bu şekilde güzel kıvrıldığına şahit oluyordu.
"Kalp..."
İstemsizce çıktı ağzından kelime. Gülmeyi kesip dediğini anlamaya çalıştı Kyungsoo esmerin.
"Ne? Ne dedin?"
"Hiç! Unut gitsin."
Bir anda cimciklenmiş gibi sıçrayıp ona bağırdı, sonrasında tekrar oturdu yerine. Önünde duran kitaplardan birine elini uzattı. Yeşil başka bir el de kitabı ona vermişti. Kütüphanenin en önemli özelliklerinden biri de istediğin kitabı vermesiydi. Sonuçta yukarı doğru uzanan raflara her zaman ulaşılmıyordu. Rastgele bir sayfa açıp okumaya başladı sanki anlayacakmış gibi.
Jongin'in bu hareketini garipsese de tek kelime etmeden favori kısmına döndü Kyungsoo. Bu çocukla daha fazla uğraşayamayacaktı okuması gereken şeyler varken.
***
Esmer olan birinin yanağını dürtüklemesiyle ağzını şapırdattı. Uykusunun en tatlı yerindeydi, kimdi bu onu bölen münasebetsiz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ona Çeyrek Kala // KaiSoo
Short StoryGryffindor ve Slytherin kavgalarını çok mu severdiniz? Gelin bir de Ravenclaw ile tanışın. -Azra