Cedar Wells, Arizona
4 Aralık 2006
''Bu büyük bir delik''
''Büyük delik,'' diye tekrarladı Sehun.
''Ben de öyle dedim. Bu büyük, kahrolası bir delik. Ve nehir bir şekilde deliğin içinde sıkışıp kalmış.''
Sehun çaresizce başını salladı. Sevgilisi demire yaslanmış kamyona bakıyordu. Diğer tarafta batmakta olan güneşin kanyona doğru süzülen ışıkları soluk pembe, bej ve somon rengi toprağı, kireçtaşlarını ve kumaştaşlarını altın rengine boyuyordu. ''Luhan, Büyük Kanyon'u yaratmak için doğa milyonlarca yıl çalıştı. Zaten kanyonun burda olmasının nedeni de Kolorado Nehri. Nehir olmasaydı böyle bir doğa harikası olmazdı.'' Luhan sevgilisine dönüp bakışlarını genç adama dikti. Sevgilisinin dudaklarındaki alaycı gülümsemeyi gören Sehun kafalandığını anladı. ''Stanford'a gitmemiş olmam aptal olduğum anlamına gelmez üniversiteli çocuk,'' dedi Luhan. ''Öyle demek iste...'' cümlenin devamını getirmeden hemen Luhan araya girdi. '' Bak Sehun, Büyük Kanyun'un nasıl oluştuğunu biliyorum. Erezyonun ne demek olduğundan da haberim var. Neden burada durmak istediğini bile bilmiyorum.''
''Çok yakından geçiyorduk.''
''Ben şimdi ne dedim? Hunnie, söylediklerimin tek kelimesini dinlemedin mi?''
Luhan bu ruh halinde olduğunda kazanmanın yolu yoktu. Üniversitede, sevgilisinden uzakta geçirdiği yılların ardından Sehuni Luhan'ın alışkanlıklarını ve takıntılarını yeni baştan öğrenmek zorunda kalmıştı. Luhan'ın kıymetli Impala'sıyla ülkeyi dolaştıkları son aylarda bu alışkanlıkların büyük bölümünü çözdüğüne inanıyordu.
Sevgilisini çözmüş olması, yine de ara bir farkında olmadan tuzağa dönüşmesine engel değildi.
''Muhteşem bir manzara,'' dedi Sehun konuyu değiştirmeyi umarak. Son birkaç dakika içerisinde değişen ışık ve gölgeler iki sevgiliyi tamamen farklı bir boyuta geçmiş gibi hissetmesine yol açmıştı. Manzara bütünüyle değişmişti. Rüzgarın taşıdığı keskin çam kokusu Sehun'un burnunun gıdıklanmasına yol açtı. Rüzgar köknar ağaçlarının dallarının hışırtısını da onlara kadar taşıyordu. ''Bu yolculuğu yaptığımız için memnunum.''
''Ben de,'' dedi Luhan. Yüzünü, sevgilisinin yüzüne yaklaştırdı. Tek elini Sehun'un yanağına koyup dudaklarını onun dudaklarına sürttü ve alt dudağını dişlerinin arasına alıp hafifçe ısırdı. Geri çekilip Impala'dan indiler.
Soğuk yüzünden deri ceketinin fermuarını sonuna kadar çekmişti. Botlarının çevresindeki kar sertti, en az bir haftalık olmalıydı.'' Hiç fena sayılmaz.'' dedi Luhan.
''Büyük bir delik için.''
''Yalan mı?''
''Daha çok... Eksik,'' dedi Sehun.
''İstersen beni cezalandırabilirsin. Ah, bekle bir saniye... Öyle bir otoriten yok. Yani canın cehenneme.''
''Hiç sanmıyorum'' dedi Sehun. ''Artık kasabaya gitmek üzere yola çıksak iyi olur.'' Bunu söylediği anda, Luhan'ın bunu emir gibi görebileceğini kavradı. Bu konuda Luhan'la sürekli kavga ediyorlardı ama sonucu hiç anlayamadığı bir şekilde seksle bitiyordu.
Luhan ters bir bakış attı ama sevgilisine cevap vermedi. Korkuluğu itip yürümeye başlamakla yetindi. ''Gitsek iyi olacak''
Otoparka vardıklarında yolun kenarına park etmiş bir araba daha olduğunu gördüler ama etrafta kimse yoktu. Tek kelime etmeden arabalarına ilerledikleri sırada Sehun bir şey duyduğunu sandı. Durdu ve Luhan' durdurmak için elini kaldırdı. ''Şşş.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Witch Canyon
PertualanganSehun ve Luhan, Büyük Kanyon'a gitmişti ve bu, zevk için çıktıkları bir gezi değildi. Doğa harikası kanyonun yakınlarında esrarengiz cinayetler işleniyordu. Uzun aralıklarla, kırk yılda bir işlenen bu cinayetlerin üzerinde o güne dek fazla durulmamı...