1

87 13 10
                                    

es-Selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh Cumanız mübarek olsun. Allahu Teâlâ hazretleri nice cumalara, mübarek günlere sağlıkla, âfiyetle eriştirsin. İslâm'ı ve müslümanları aziz kılsın; kötü insanları, zalimleri, fâsıkları, fâcirleri ıslah etsin. Islahı mümkün olmayanlara Kendisi ne muamele edeceğini bilir; bizi şerlilerin şerrinden korusun...

İbnün-Neccar'ın Cerîr radıyallahu anh'ten rivayet ettiği bir hadîs-i şerîfle sohbetime başlamak istiyorum. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki;

Mâ min ehadin yekûnü fî kavmin ya'melü fîhim bil-meâsî yakdirûne alâ en yugayyirû aleyh, illâ esâbehümüllâhu bi-ikâbin kable en yemûtû.

Sadaka rasûlullâh, fî mâ kâl, ev kemâ kâl.

Bu hadîs-i şerîf kişi ve toplumla ilgili; kişinin toplumla ilişkileriyle, davranışlarıyla ilgili. Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyorlar: Mâ min ehadin; "Hiç bir kişi yoktur ki", yekûnü fî kavmi; "bir kavmin içinde, bir insan topluluğunun içinde de yer alan hiç bir kişi yoktur ki", ya'melü fîhim bil-meâsî; "o topluluğun içinde Allah'ın yasakladığı isyanlar, günahlar işleniyor."

Meâsî, ma'sıyet kelimesinin çoğulu; ma'sıyet de isyan kelimesiyle aynı kökten... İsyan, fî'lan vezninde masdar; ma'siyet de masdar-ı mîmisi. İkisi de, netice itibariyle Allah'ın emrine karşı gelmek, dolayısıyla günah demek oluyor. Ama birtakım bölgelerin, birtakım toplulukların genel yönetime isyan etmesi değil de kulun Allah'ın emrini tutmayıp Allah'a karşı gelmesi, ona isyan etmesi; dolayısıyla günah mânasına geliyor.

Bir kavmin içinde bir insan ve onların arasında günahları işliyor. Kavmin içinde, kavmin gördüğü anladığı, bildiği şekilde, onların arasında aldırmadan, pervasızca günahları işliyor.

Yakdirûne alâ en yugayyirû aleyhi; "Bu günahı işleyen kişiyi de kavim değiştirmeye muktedir, yani engellemeye muktedir, men edebilirler ama men etmiyorlar. Kişinin günah işlemesine aldırış etmiyorlar ve durdurmuyorlar. Günah işlemesini engellemiyorlar."

İllâ esâbehümüllâhu bi-ikâbin kable en yemûtû; "O toplum âhirete göçmeden evvel, ölmeden evvel, o toplumun fertlerinin hepsi Allah'ın bir kahrına, ikâbına, cezasına dünyada da mâruz kalırlar. Allah onlara dünyada da bir ceza verir."

İyiliği Emretme Kötülüğü Engelleme GöreviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin