Diyor ki: İnsanların hepsi tarağın dişleri gibi Allah katında eşittir. Ne siyahın beyaza üstünlüğü vardır, ne beyazın siyaha üstünlüğü vardır. Ne Arab'ın Acem'e üstünlüğü vardır, ne Acem'in Arab'a üstünlüğü vardır. İnsanlar eşittir. Hazret-i Adem'in evlatlarıdır. Hazret-i Adem de topraktandır, asılları topraktan, yâni hepsi eşittir. Birisi ötekisine zulüm etmemeli, baskı yapmalı, hakkını çiğnememeli.
İslâm'ın en önde durduğu hususlardan birisi, zulmü engellemektir. En çok, "Zulüm yapmayın!" diye zulmü yapmamayı tavsiye eder insana...
Zulüm de, insanın her türlü haksızlığıdır. Her türlü haksızlığa zulüm denir.
Yâni odanın içinde, kendi başına hiç kimse yokken hatalı bir iş yapsa bile; ikinci bir şahıs yok, ezilen, baskı altında kalan, canı yanan ikinci bir şahıs yok; tek başına odada bir günah işlese bile, o yine zalimdir, kendi nefsine zulmetmiştir. Neden?.. Kötü kul olduğundan, ahirette cezasını çekecektir de, kendisini mahvediyordur. Onun için, (zàlimün linefsî) oluyor. Kendisine karşı zulmeden ikinci bir şahıs olmadığı halde, dağ başında çoban olsa bile, kendisine karşı bir günah işlediği zaman, zalim olmuş oluyor o da.
İslâm zulmü istemiyor. En tabii sıralama, bölen sırasına göre sıralamamız gerekirse, İslâm ilk önce doğru inancı istiyor. Şirki, yâni putlara ve saireye tapıp Allah'a şirk koşmayı şiddetle reddediyor. Kur'an-ı Kerim buyuruyor ki:
(İnneş-şirke lezulmün azîm)
"Şirk koşmak çok büyük bir zulümdür."Bakın îtikaddaki bir yanlışlığı da, İslâm zulüm olarak tarif ediyor. Çünkü ondan, gerçekten bir sürü başka zulümler çıkıyor. Adam sapıttığı için, yanlış kurallardan dolayı, götürüyor karısını mabedde yakıyor, tanrıya kurban ediyorum diyor. Kavmin içinden seçilmiş en güzel kızı Nil nehrine atıyorlar, "Nil nehri bize kızma, al sana bir kız veriyoruz!" diyorlar vs. Yâni batıl bir inançtan bir sürü toplumsal suçlar, günahlar, haksızlıklar çıktığı için, puta tapmak, yanlış inanç, çok büyük bir zulüm oluyor.
Cenâb-ı Hak erhamür-rahimîn olduğundan, kullara rahmetiyle muamele ediyor. Ve rahmetine aykırı işlerin yapılmasına rıza göstermiyor. Onun için, önce itikad doğru olacak; bir...
Ondan sonra kişilere zulmedilmeyecek, kimse kimseye zulmetmeyecek. Hakkâniyet olacak, adalet olacak, zulüm olmayacak. Bunu emrediyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyiliği Emretme Kötülüğü Engelleme Görevi
Literatura faktu[M. Es'ad Coşan -rahmetullahi aleyh- Dersleri] "Hocam, bu böyle senin fantezin midir? İslâm'ı güzel göstermek için söylediğin övücü sözler midir? Yoksa gerçek mi?" Sohbetin Yer ve Tarihi: 1 Eylül 2000 / Mekke |١٨.٦.١٨|