8

18 4 0
                                    

Kendini bilen, Allah'tan korkan insanlardan bazıları, yemekle vakit çok geçiyor diye sulu bir şeyi karıştırır, içerlermiş hemen öyle. Yâni çiğneyeceğim diye zaman harcayıp da, zamanım hebâ olmasın diye hemen içer, ondan sonra çalışmasına devam ederlermiş.

Rahmetle analım Ali Yakub Hocamızı da. Çok mübarek, çok dürüst bir alim idi. Allah cümle geçmişlerimize rahmet eylesin, ruhları şâd olsun... Mübarek, Mısır'da kütüphane müdürlüğü yaptığı zamanlar, anlatmış arkadaşına: Bardağın içine üç dört tane hurma koyuyormuş, suyun içine; daireye gidiyormuş. Sonra gelinceye kadar hurmalar suyun içinde iyice yumuşuyormuş ve suyu şerbet yapıyormuş. Eve gelince onu içiyormuş, hurmaları yiyormuş. Yemek bu. Bir daha koyuyormuş, gene yemek bu... Yâni hurmayla, suyla idare ediyormuş.

Tabii başka yemekleri yemeğe gücü yettiği halde, imkânı olduğu halde; "Ben oraya iki saat, bir saat harcayamam!" diye, sıvı yiyeceği yeyiverip çalışmasına devam etmek, zamanın kıymetini çok iyi anlamak demek.

Halbuki bizler, hem kendimize döndürelim nazarlarımızı, hem de başkalarına bakalım: Ne kadar çok zamanlar harcıyoruz. Yapmamız gereken işleri yapmıyoruz. Değerlendirilecek vakitleri değerlendirmiyoruz. Haftanın iki günü tatil diyoruz, çalışma bitti, işte bundan sonra tamam diyoruz. Ayaklarımızı uzatıyoruz, dairede çalıştım, yorgun geldim diyoruz. Yazın bir ay, iki ay tatil diyoruz vs... Halbuki ömür çok kıymetli, çok aziz. Geçen zamanlar bir daha geri gelmiyor ve ondan sonra insanlar pişman olacak.

Bu hadis-i şeriften aldığımız derse göre, ne yapmamız lâzım?.. Hiçbir zamanımızı boşa geçirmememiz gerekir. Daima hayırlı, verimli, sevaplı bir çalışma içinde olmalıyız. Bu nedir?.. İslâm'ı öğrenmek, İslâm'ın emirlerini, yasaklarını hayatında uygulamak, İslâm'ı başkalarına öğretmek, başkalarına hayırlı işler yapıp hayır dualarını almak; millete, ümmete, Kur'an-ı Kerim'e, dine hizmet etmek, Allah'ın rızasını kazanmak; böyle huzuruna yüzü ak, alnı açık varmak...

Allah bunu cümlemize nasib eylesin... Çalışkan müslümanlar olalım, verimli müslümanlar olalım; ümmetimize, dinimize en güzel tarzda hizmetler edelim!.. Şahsımıza, kendimize, ailemize hizmet edelim!..

Kişinin ailesine yaptığı hizmetleri de, İslâm güzel hizmetler olarak değerlendiriyor. Çünkü aileni geçindirdiğin zaman, çoluk çocuk harama bakmıyor, haram yemiyor, çalmıyor, çırpmıyor... O da kıymetli bir şey!

Yâni bunlar da yasak değil; alış-veriş, geçimi sağlamak için faaliyet... Hepsi meşru ve sevap. Hatta, "Doğru sözlü, doğru özlü bir tüccar Arş-ı A'lâ'nın gölgesinde gölgelenecek!" diye müjdeliyor Peygamber Efendimiz. Çünkü doğru sözlü, doğru özlü. Çünkü o beldeye lâzım olacak malı, metaı uzaklardan alıyor, getiriyor; uygun bir fiyatla merhametli bir şekilde satıyor, sevap kazanıyor. O faaliyetle para da kazanıyor ama, Allah sevap de veriyor.

Dinimizin güzelliklerini okudukça anlayacaksınız, ben de fırsat buldukça güzelliklerini ifade etmeye çalışacağım.

Allah-u Teâlâ Hazretleri cümlemize İslâm'ın kıymetini bilmeyi nasib etsin... Hayatımızı İslâm'a göre geçirmeyi nasib eylesin... Rızasını kazanmayı nasib eylesin... Peygamber Efendimiz'in yolunda yürümeyi, Efendimiz'in sevgisine, şefaatine, iltifatına, teveccühüne ermeyi nasib eylesin... Ahirette de ona komşu olalım, sohbetine erelim... Rabbimiz cemâlini göstersin, rıdvân-ı ekberine cümlemizi vâsıl eylesin...

Bihürmeti ismihil-a'zam, ve bihürmeti nebiyyihil-muhammedinil-mustafâ aleyhis-salâtü ves-selâm...

Esselâmü aleyküm ve rahmetullâh, aziz ve muhterem kardeşlerim!..

~

01.09.2000
Mekke

İyiliği Emretme Kötülüğü Engelleme GöreviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin