Ondan sonra, kişilerin birbirleriyle muamelesinde dürüstlük olacak, sözü doğru olacak, özü doğru olacak. Allah'ın kendisini gördüğünü, bir gün mahkeme-i kübrâda hesab vereceğini düşünerek hareket edecek. Her şeyi vicdanına danışarak, elini vicdanına koyarak insafla, adaletle halledecek. Bunu emrediyor.
Kuvvetli ve çok yönlü temizliği emrediyor. İtikadın temizliği, gönlün temizliği, bedenin temizliği, çevrenin temizliği... Çeşit çeşit... Yâni İslâm'ın o kadar güzel prensibleri, esasları, tavsiye ettiği öğütleri var ki, saysak, ulaştırabilsek, anlatabilsek bütün cihan halkı müslüman olur. Ama biz müslümanlar bu cevheri güzel anlatamadığımız için, müşteri yok diyoruz ve insanlar maalesef yanlış yanlış inançlara kapılıyorlar. Bazen bir sapık insan bunları derliyor, topluyor üçyüzünü, beşyüzünü bir ormana götürüyor, hepsi intihar ediyor, yakıyorlar kendilerini...İşte buyurun, batıl bir inancın ne kadar büyük bir zulüm getirdiğinin 20. Yüzyıl'daki misali...
Şimdi, müslüman kendisine zulmetmeyecek, bir... İkincisi; toplumda başkasının zulüm etmesine de meydan vermeyecek, zulmün de karşısına çıkacak. Günahın, haramın, haksızlığın, zulmün yapıldığı yerde, müslüman onu engellemeye çalışacak.
--Hocam, bu senin böyle fantazin midir? İslâm'ı güzel göstermek için söylediğin övücü sözler midir? Yokta gerçek mi?..
Evet, gerçek! Çünkü, "Müslümanın yapması gereken farzlar nelerdir?" diye anlatan kitapların hangisine baksanız, Kur'an-ı Kerim'in mealini okusanız, "Emr-i bil ma'ruf ve nehy-i anil-münker müslümanların boynunun borcudur, farzdır." diye orada görürsünüz.
El-emr-i bil ma'ruf ve nehy-i anil-münker ne demek?.. Müslüman iyiliği emredecek, yaptırmaya çalışacak, iyiliği yaymaya çalışacak. Kötülüğü de engellemeye, önlemeye çalışacak. Ya fiilen yaptırtmayacak, ya nasihat olarak söyleyecek, ya da gönlüyle buğz edecek ki, bu da imanın en aşağı derecesi. Çünkü imanı bile ortaya koyamıyor.
Kendisi zulmetmeyecek ama, başkası zulmederse ona da müsaade etmeyecek. Kendisi günah işlemeyecek ama, başkasının da günah işlemesine izin vermeyecek. Nasıl bir şefkatli baba çocuğunun sigaraya alışmasını istemiyorsa, içkiye alışmasını istemiyorsa; daha kötüsü, uyuşturucuya alışmasını hiç istemiyorsa; bir anne kızının kötü yollara düşmesini hiç istemiyorsa...
Bunun gibi, toplumda bulunan öteki insanlar da bizim bir kere Hazreti Adem'den kardeşlerimiz, bütün insanlar kardeş. Ne kadar güzel, İslâm ne kadar güzel anlatıyor. Kardeşimizin kötülüğünü istemememiz lâzım!..
Karşımızda bir kadın varsa, ya annedir; annelere hürmet edilir. Ya birisinin eşidir; eşlere, evlilere saygı gösterilir hürmet edilir. Ya da birisinin kızıdır; kendi kızımızı nasıl korumak isteriz, kız da korunacak, saygı duyulacak bir şey meselâ... Peygamber Efendimiz böyle anlatıyor. Yâni bütün imkânlarını, kötülük yollarını kapatarak anlatıyor. Yâni kötülük yapamazsın; çünkü ya annendir, ya birisinin eşidir, ya birisinin kızıdır.
Sen böyle bir şeyin kendine yapılmasını ister misin?..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İyiliği Emretme Kötülüğü Engelleme Görevi
Não Ficção[M. Es'ad Coşan -rahmetullahi aleyh- Dersleri] "Hocam, bu böyle senin fantezin midir? İslâm'ı güzel göstermek için söylediğin övücü sözler midir? Yoksa gerçek mi?" Sohbetin Yer ve Tarihi: 1 Eylül 2000 / Mekke |١٨.٦.١٨|