Israrla çalan kapı sonunda beni uyandırmıştı.Saat ne zamanda öğleni geçmişti anlamadım.Sanırım bu aralar çok fazla uyuyorum.Bu halimle koşarak kapıyı açtım.Gelen Marrie'ydi..Şimdi hatırladım,bugün dışarıya çıkacaktık."Günaydın tatlım,daha hazır değil misin yoksa,elini çabuk tut çıkıyoruz." Sonunda beklediğim zaman gelmişti.Kaç ay sonra dışarıya çıkacaktım."Kapının sesine uyandım.Hemen hazırlanıyorum." Hava sıcak olsa da benim kendimi sıcak tutmam gerekiyordu.Kısa kollu bir t-shirt üstüne de en sevdiğim hırkamı giyindim.Pudra rengi bir pantolonla da bunu tamamladım."Vay bu ne şıklık Nadia Hanım" diyerek beni sevindirdi Marrie.Acaba doğru mu söylüyordu,yoksa üzülmeyeyim diye yalan mı söylüyordu.Neyse,bunun pek önemi yok.Zaten bundan sonra güzel olup olmamamın önemi kalmadı.Tam çıkarken peruk takmayı unuttuğum aklıma geldi.Bu halde çıkarsam kimse bir şey demese bile ben rahatsız olurum."Haydi Nadia,çok güzelsin bu kadar oyalanmana gerek yok tatlım." Sanki kendisi hiç oyalanmıyordu.Evden çıktık ve arabaya bindik.Yol boyunca ikimiz de konuşmadık.Kendimizi çalan müziğe verdik.Benim en sevdiğim restoranın önünde durduk.Bu restoran benim çocukluğumdan beri var.Babamla buraya kalamar yemeye gelirdik.En sevdiğim şeydi kalamar.Garson gelince ikimiz de soslu kalamar ve yanına beyaz şarap söyledik.Aslında bana alkollü içecek yasaktı ama çok nadiren bir kadeh içmeme izin veriliyordu."Nadia,yarın kızını takip edeceğim.Eğer bir şey görürsem sana söyleyeceğim.Ama kendini çok üzmeyeceksin.Bir olup bu sıkıntıyı halledeceğiz.Tamam mı tatlım?"Bu konuyu konuşup canımı sıkmak istemiyordum.Yine de Marrie'yi kırmak istemedim.Zaten benim için uğraşıyordu."Peki,bir şey görür görmez bana haber ver.Yanındakilerin resmini çek.Eğer Gloria da ordaysa o kızın evine gideceğim."Kızımı bu pisliğe kim bulaştırdıysa peşini bu kadar kolay bırakmayacaktım."Soslu kalamarlar ve beyaz şaraplarınız geldi.Buyrun efendim" Sabırsız bir şekilde kalamarımdan bir parça ağzıma attım.Bu muhteşem tadı özlemişim.Şaraptan da bir yudum aldım.İkisi de bana çok harika geliyor."Bugün için sana çok teşekkür ederim Marrie.Gerçekten böyle bir şeye çok ihtiyacım vardı."Biraz daha evde tıkılıp kalsaydım kafayı yiyecektim sanırım.Hava biraz serinlemeye başladı.Kendimi sıcak tutmam için şal istedim."Tatlım hava biraz soğudu.İstersen kalkalım." Buradan kalkmayı hiç istemiyordum ama hava gerçekten soğumuştu."Bunu tekrarlayacağız ama değil mi?" Tekrarlayabilirdik ama şarap içmemek şartıyla."Tabiki canım ne zaman istersen"Arabamız geldi ve yola çıktık.Sanırım bu sessizliği yarına borçluyuz.İkimiz de yarın olacakları düşünüyor gibiydik.Evin önüne gelince Marrie'ye sarıldım.Her şey için çok teşekkür ederim.Bana muhteşem bir gün yaşattın."Muhteşem bir gün...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Merhaba Hayat
Teen FictionKocası öldükten sonra kanser hastalığına yakalanan Nadia hayat mücadelesi veriyor.Kendini yapayalnız hisseden Nadia,en yakın dostu Marrie sayesinde yeniden "Merhaba Hayat" diyor. ○○○ "Kapağı hazırlayan Watty Hikaye Kapakları'na Teşekkürler. "