Bölüm Müziği : Sia - Breathe Me
Kaya'dan
Üstümdeki damatlığı göz ucuyla süzdükten sonra aynaya arkamı döndüm. Takım bana özel dikilmişti. Pürüz olmadığına emin olduğum için incelemeye gerek duymamıştım. Kutusundaki alyansı alıp sol yüzük parmağıma geçirdim. Hiçbir his vermiyordu. Bileğimdeki saate bakıp bir sigara daha içmeme vakit olup olmadığını kestirmeye çalışırken telefonum çalmaya başladı. Şu sıra da en son isteyeceğim şeylerden biri biriyle iletişime geçmek olacağından isteksizce telefona yöneldim. Komidinin üzerindeki telefona uzandığımda arayanın babam olduğunu gördüm. Sakince telefonu açtım,
"Efendim baba?"
"Kapının önündeyim henüz çıkmadın değil mi?"
"Gelmene gerek olmadığını söylemiştim." diye mırıldandım keyifsizce elimle perdeyi aralarken. Siyah sedan model arabanın şoför koltuğunda oturan babamı gördüm gelmişti. Neyse ki yalnızdı. O da arabanın içinden pencereme doğru bakıyordu, göz göze geldik.
"Bekliyorum Kaya." dedi ve telefonu kapattı.
Böylece bir sigara daha içme hakkımı kaybetmiştim. Telefonu pantolonumun cebine koyup yavaş adımlarla kapıya ilerledim.
Günlerden 5 Ekim, sonbahar ise bugünlük gelmekten vazgeçmiş kendini neredeyse yaz havasına bırakmıştı. Kuşların cıvıltısı belki bir saat sonra evlenecek normal birine mutluluk verebilirdi. Fakat bu ayrıntı bende farklı bir duygu uyandırmamıştı. Babamın benden tek kabul ettiği maddi şey olan arabanın ön kapısını açtım.
"Emniyet kemerini tak." diye ikaz ettim bindiğim gibi. Bu takıntımın sebebini en yakından bilen kişi olduğundan ikiletmeden taktı. Ben de emniyet kemerimi takarken konuşmaya başladı,
"Neydi kızın adı?"
"Ilgın." dedim durgun bir sesle.
"Nerede buluşacaksınız, nikah salonunda mı?"
"Evet,sanırım o çoktan varmış olmalı." dedim telefonumu kontrol ederken.
"Hayır yani anlamıyorum ki bu nasıl bir evlilik böyle oğlum? Nikaha bile ayrı ayrı gidiyorsunuz ben anlamıyorum ki ne yapmaya çalışıyorsun."
Babamın sitemkar konuşmasını derin bir nefes alarak bastırmaya çalıştım.
"Bunun formaliteden bir evlilik olduğunu biliyorsun baba. Orada beraber görünüp magazine malzeme vermemiz yeterli olacak."
"Ne olduğunu biliyorum fakat neden yaptığını asla anlayamıyorum." dedi konuyu kapatmama izin vermeyerek.
Birkaç iş maili dışında bir bildirim olmayan telefondan gözlerimi ayırıp yola diktim gözlerimi. Zihnim ise Taylan bey ile yaptığımız o konuşmaya kaymıştı.
Taylan bey ben ODTÜ'de inşaat mühendisliği okurken staj yaptığım büyük inşaat şirketinin sahibiydi. Stajdan sonra elimden tutmuş, yüksek lisansımı Cambride Üniversitesin'de yapmamı sağlamıştı. Bunun yanında yurt dışındayken aldığım diğer dil eğitimleri için de destek vermişti. 5 yıldır da Koçaklar inşaat şirketinin Taylan beyden sonra en yetkili kişisi ben olmuştum. O gün yine zorlu bir ihaleden sonra iş hakkında konuşurken Taylan bey birden bana "Hayatında biri var mı?" sorusunu yönelttiğinde bu konuşmanın bir evlilikle sonuçlanacağını düşünmemiştim. "Hayır." diyerek verdiğim cevap yalan sayılmazdı. Bensu ciddi düşündüğüm bir kız değildi. Daha doğrusu ben evlilik planı yapan bir adam değildim."Ilgını biliyorsun, yeni döndü New York'tan." demişti. Ilgın kendi kozmetik markası olan, babasının maddi nimetlerinden faydalanan Taylan beyin biricik kızıydı. "Evet." diyerek onayladığımda derin bir nefes alarak "Bir yanlış yapmış." dediğinde yüz ifadesi değişmişti.Genelde aile meselelerine dahil olmadığımdan çekinerek "Ne gibi?" diye sormuştum. "Ilgın orada yabancı bir adam ile beraber olmuş, şu an üç buçuk aylık hamile. Bebeğin babası orada ünlü bir modelmiş. İstemediğini söylemiş. Fakat Ilgın doğurmak istiyor doğuracak da." diye hız ve net bir açıklama yaptığında oturduğum koltukta dikleşip bu özel konunun benimle ne ilgisi olduğunu düşünmeye başlamıştım. Öyle ki Taylan bey benim gerildiğimi anlayıp konuya kendi devam etmişti. "Kaya, Ilgının bebek doğana kadar bir evlilik yapması gerek. Eğer evlilik dışı bebek sahibi olduğu yayılırsa prestiji düşecektir.Sahibi olduğu kozmetik markasına çok değer veriyor. Ayrıca bu onu çok yaralar. Senden isteğim bebek doğana kadar formalite bir evlilik." dediğinde istemsizce kaşlarımı çatmıştım."Peki bebek? benim soyadımı mı alacak eğer öyle olursa babası beni mi bilecek?" Aklıma gelen ilk sorular bunlardı. Bu çok büyük bir sorumluluktu. "Çevremize ve gazetecilere boşandıktan sonra Ilgının senin soyadını vermek istemediğini söyleriz." cevabı beni tatmin etmemişti. "Peki biz boşandığımızda bizim beraber bir işletme altında olmamız tuhaf gelmeyecek mi insanlara?" diye direkt aklımdakini sormuştum. Gülümsedi, bu asıl olay şimdi der gibi bir gülümsemeydi. "Bu iyiliğinin tabi ki bir mükafatı olacak, sen artık Koçaklar altında bir çalışan olmayacaksın, senin kendine ait bir Türkpençe şirketin olacak Kaya. Sana bunu vaad ediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DESTİNO (Kader)
General FictionMavi ve Kaya'nın yollarının kesişim noktası ikisinin de hayatlarının en büyük dönüm noktasının olduğu gün olmuştu. Mavi o gece renkli kişiliğini gökyüzünün karanlığı ile örtmüş, Kaya ise ruhunun ağırlığını dolunaya bırakmak istemişti. İkisinin planı...