Gökkuşağı

236 11 109
                                    

Medya- alakasız ama güzel.

Dipper Pines, bir yazardı.

Ve şu an, kitabının filme dönüştürüldüğü sette, başrolü oynamak için hazırlanıyordu.

"Ben ne yapayım?" demişti aradığı özelliklere uygun oyuncu bulunamayınca... Yönetmen de "Sana uyuyor karakter. Sen oyna." demişti rahat, neşeli bir tavırla... Normalde iş saatlerinde ciddi bir kızdı ama söz konusu ikizi olunca rahatlıyordu Mabel.

Dipper sonunda da kendini burada bulmuştu işte, makyaj masasının önünde, makyözün yüzünde yaptığı değişiklikleri yanları ışıklarla süslenmiş aynadan izliyordu.

"Bitmedi mi?"

Çocuksu bir ifadeyle sordu. Üstüne eğilen mavi gözlü fıstık gülümsedi.

"Bitmek üzere..."

Dipper içinden, hetero olsam sana yazardım diye geçirirken sarışın bir çocuk gelip masaya yaslandı. Üstündeki gömlek, çekecekleri sahne nedeniyle kasıtlı bir şekilde parçalanmış ve aralarından yapay kanlar akıyordu. Dipper'ın ise yüzü biraz daha beyazlatılıyor, üstündeki dizlerine gelen kazak biraz daha yıpratılıyordu.

Ve Dipper, şimdi çekecekleri sahne yüzünden yavaşça kızardı ve iğneli bir tonda söylendi.

"İti an çomağını hazırla. Ben de tam aptal sarışın nerede kaldı diye düşünüyordum."

Ben de tam ateşli oyuncu nerede kaldı diye düşünüyordum.

İçinden geçirdiği cümle ile nefesini dışarı verirken Bill sırıttı.

"Her dakika beni düşlediğini bilmiyordum."

"İyiymiş. Bunu bulmak için akşamdan beri hazırlanıyorsun galiba..."

"Seni öperken de bu kadar katı olabilecek misin bakalım, çikolata çocuk."

Dipper birden kızarırken kitapta böyle bir sahne yazmasına neden olan hayal gücüne küfür etti.

Sonra, hayalindeki erkeği oynayan kişinin bu kadar sapık ve havalı olmasına küfür etti.

Son olarak, yüzündeki makyajı bir türlü bitiremeyip yüzünü kat kat filli boya atılmış duvara benzeten beceriksiz ama seksi kıza küfür etti. Ama bunu içinden yapmadı.

"Sıçacağım yaptığın işe... Yüzümü hissetmiyorum."

Kız alınganca çekildi.

"Bitti. Biraz daha yanında kalmak istedim."

Göz kırpacakken Bill'in bakışlarını görünce kız dengesini kaybeder gibi oldu ve hemen uzaklaştı. Dipper ise yüzüne iğrenerek baktı.

"Kız gibi oldum."

"Sana her şey yakışıyor."

"Mal."

Dipper sinirli çıkarmaya çalıştığı sesle gülerken Bill de gülümsedi. Ne güzeldi Dipper'ın gülüşü... Çikolata çocuğun, onun yoğun bakışlarına tuhaf tuhaf baktığını görünce ufak bir öksürükle transtan çıktı ve filmi çekmeye başladıklarında sıkı dost olduğu kişiye bağırdı.

"MABEL NE ZAMAN BAŞLIYORUZ?"

"5 DAKİKA KALDI."

Kızın kameraman Soos'un yanına gittiğini görünce derin nefes verdi.

"Ben köprüdeyim."

Dipper başını sallayıp saçını biraz daha karıştırdı ve yapay köprüye yürüdü. Bir önceki sahnede kuduz köpekler tarafından kovalanırken bir uçurumdan yuvarlanmış ve yer altındaki bambaşka bir yere düşmüşlerdi. Mor, doğal taştan oluşan kristal köprüde Bill Dipper'ın yaralarını sarıyordu. Altlarından yer altı suyu berrakça akarken renkli taşlar tavandaki beyaz kristallere yansıdığında üstlerinde büyük ve sonsuz bir gökkuşağı oluşuyordu. Tabii ki bu sahneyi oluşturmak için yeşil ekran kullanacaklarından köprü dışında her yer yeşildi ve bu yeşil Bill'in kehribar gözlerini elaya doğru kaydırıyordu. Dipper Bill'in altındaki yerini alırken yutkundu. Bill ise yavaşça ellerini Dipper'ın belinde gezdirmeye başladı. Sözde yarasını sarıyordu.

Boyutlar Arası AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin