1.6K 146 86
                                    

Herkesin aynı odada kalmak istediği yeni öğrenci Baekhyun geleli 4 gün olmuştu ve Jongdae'nin yanında kalıyordu.

Neden son sınıfta geldiğini bilmiyordum, birbirimizle pek muhattap olmuyorduk zaten. Benim hala tek önemsediğim ideallerimdi, ve ideallerim arasında Baekhyun ile arkadaşlık kurmak yoktu.

Uyanma zilimiz çaldığında huzursuz bir şekilde gözlerimi açtım ki genelde huzursuz uyanmazdım. Ranzadan gürültülü bir şekilde inip çalışma masasının üstündeki telefonuma yöneldim. Askeri bir okuldaysanız, telefona çok ihtiyacınız olmuyordu ama ben yine de kullanıyordum.

Dokunmatik ekranda gezdirdiğim bakışlarım sonunda aradığımı, küçük takvim sembolünü, buldu. Takvim günlerden cumayı gösteriyordu, yani dönemin ilk hafta sonu gelmişti. Hiçbir zaman hafta sonunu sabırsızlıkla bekleyen biri olmamıştım fakat, iki gün ders olmayacağını bilmek rahatlamamı sağlıyordu.

Standart sabah rutininden sonra, yemekhaneye girdim. Her zaman oturduğumuz masaya baktığımda, henüz kimsenin gelmediğini gördüm. Okul hayatım boyunca ilk defa bu masada tek başımaydım.

Yan tarafıma koyulan tepsiyle yalnızlığım sona ermişti, kafamı kimin oturduğuna bakmak için çevirdiğimde grubumuzun en yeni üyesini gördüm.

Byun Baekhyun meraklı bakışlarını yüzümde gezdirerek yanımda oturuyordu, dudakları sıcak bir gülümsemeyle kıvrılırken şen bir sesle konuştu, "Günaydın Park Chanyeol."

"Günaydın Byun Baekhyun." Sesim onun neşeli sesi yanında fazla ciddi kalmıştı, inanılmaz renkli kişiliğinin yanında herkes sönük kalıyordu zaten.

Gülümsemesini yüzüne sabitleyerek önündeki yemeğe döndüğünde, bu sefer inceleme sırası bendeydi. Düzgün burnunu, sürekli gülümseyen ağzını, elmacık kemiklerini, siyah saçlarının alnına dökülüşüne. Tüm detaylarını incelerken, belki biraz aşırıya kaçmıştım.

Bir erkek için fazla olan güzelliğine dalıp gitmişken, utanmış olan sesiyle kendime geldim.

"Yüzümde bir şey mi var Chanyeol?"

Gözlerimi yüzünden çekip boğazımı temizledim, "Hayır sadece dalmışım, rahatsız ettiysem üzgünüm," dedim sessizce.

Mırıldanarak yemeğine geri döndüğünde, yavaş bir nefes aldım.

Derdin ne senin Park Chanyeol?

Kendime anlam veremiyor, kendimle çelişen hareketler yapıyordum. Üç günlük bir öğrenci için duvarlarını indirecek halim yoktu.

Yüzünü incelemeye dalıp gitmek, gerçekten duvarların sapasağlam.

İç sesim benimle dalga geçerken, masanın yavaş yavaş tamamlandığını fark ettim, Sehun, Jongin, Kyungsoo ve Yixing gürültülü bir şekilde bize katılmışlardı.

"Jongdae'nin nerede olduğuna dair bir bilgin var mı Baek?"

Kyunsoo'nun sorusunun üstüne herkes Baekhyun'a dönmüştü, fakat ben dönmemekte ısrar edip kahvaltıma devam ediyordum.

"Sabah erkenden çıktı, nereye gittiğini söylemedi," derken sesinin çatladığını fark ettim. Küçük yüzüne baktığımda bakışlarının yemeğinde olduğunu gördüm.

Shipwreck | ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin