(5.BÖLÜM) Beyaz ✴

4.7K 205 14
                                    

Herşey neredeyse şimşek hızı ile gerçekleşiyordu.

Gözlerimi kırpıştırıp tekrar açtığımda odanın içine karanlığın çökmüş olduğunu gördüm. Komidinin üzerindeki saat sabaha karşı dördü gösteriyordu. On saat fazla uyuduğuma inanamıyordum. Yataktan yavaşka kalkıp odanın ışığını açtım. Üzerime giymek için rahat kıyafetler konulmuştu masanın üzerine." Ne gerek vardı ki, zaten haftasonu eşyalarımı alacaktım" diye mırıldandım kendi kendime. Buz mavisi bir atletle, yine aynı renk bir pijama altı seçtim. Siyahlar içerisinde nefes alan bu adamın beyaz takıntısı nereden geliyordu anlam veremiyordum. Bana ayrılan kıyafetlerin çoğu beyaz renkti. Üzerimden çıkardıklarımı da dolabın bir köşesine yerleştirdim.

Acıkmıştım, karnımın zil çaldığını fark ettim ama normal bir açlık değildi bu. Karnımda resmen mehter marşı çalıyordu. Mutfağa gitmek için odadan çıktım. Merdivenlerden çıkarken, Erdener' le karşılaşmamayı umuyordum, çünkü soğuk bakışlarının odak noktası olmak istemiyordum.

Mutfağın kapısına yaklaştığımda ışığın açık olduğunu görmemle, Erdener'in sesini duymam bir oldu. Hemen geri adım attım. Sesinden anladığım kadarıyla öfkesi hala geçmemişti. Ama bir kaç saat öncesi kadar da sinirli değil gibiydi. Sessizce odama geri dönmeyi düşünürken başka birinin sesini duydum.

"Ne yapmayı planlıyorsun?"

"Hiçbir şey. Aynı şekilde yoluma devam edeceğim."

Bu konuşmanın neyle ilgili olduğunu merak etmiştim. Sırtımı duvara yaslayıp dinlemeye başladım. Pusuya yatmış bir aslan gibiydim, kulaklarımı açmış, avımın hareketlerini dinliyordum. Tabii biri beni yakalarsa olacak olanları düşünmek bile istemiyordum.

"Pietra seni tehdit ettiğine göre pek de iyi tanımıyor."

Erdener'i tehdit edecek kadar aptal olanın kim olduğunu merak etmiştim doğrusu..

"Muhtemelen canına susamış olmalı," dedi Erdener. "İşlerimi bozmaya kalkarsa yaşatmam, gerçi onun gibi bir pisliği her hâlükârda yaşatmayı düşünmüyorum."

"Yanındaki şu kız, işlerine dahil ettiğini bilmiyorlardır, ama öğrenmeleri uzun sürmez."

"Bilselerde umrumda değil. Bildiğim tek şey ona zarar veremezler."

Cam bir şeyin masaya sertçe çarptığını duyunca yerimden sıçradım. Gitmeyi düşündüm ama içimdeki Arven, "Acaba Zarar görmesini istemediği kişi ben miyim?" diye dürtmeye başlamıştı. Öyle olması hoşuma giderdi sanırım ama bana yaklaşım şekli hiçbir zaman benim olmayacağımı hatırlatıyordu.

"Peki, sen öyle diyorsan öyledir."dedi adam ve mutfakta bir hareketlilik başladı.

Parmak uçlarımda koşar adım merdivenlerden indim. Birinci katın merdiven başına geldiğimde karanlığa gizlenip bekledim, diğer adamı görmek istiyordum. Hafifçe başımı öne eğip aşağı baktım, Erdener kadar olmasa da uzun boylu, yapılı bir adamdı. Siyah saçları dalgalıydı. Bulunduğum yerden yüzünü net göremiyordum ama onun da yakışıklı olduğunu tahmin edebiliyordum.

Adam kapıya geldiğinde Erden'e döndü."Kendine dikkat etmeni söylemeyeceğim,"dedi sadece fazla ileri gitme, sonra pişman olabilirsin."

Şuan görüş açıma girdiği için yüzünü daha net görebiliyordum, tahminimde yanılmamıştım, gerçekten de yakışıklıydı. Yüzündeki ifade insana huzur veren bir çekiciliğe sahipti. Yakalanmak istemediğim için geri çekilmek zorunda kalmıştım. Panikten Erdener'in ne cevap verdiğini duymamıştım. Çok geçmeden kapı kapandı, bu da demek oluyordu ki Erdener'in birazdan bu merdivenleri tırmanacak olmasıydı. Odama geri dönmeyi düşündüm ama hissettiğim açlık dayanılır gibi değildi.
Bütün cesaretimi toplayıp tekrar yukarı çıkmaya karar verdim. Birkaç basamak çıkmıştım ki Erdener de ilk basamakta belirdi.

Soğuk PatenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin