2

5 2 0
                                    

Kapıda babamı görünce şaşırdım . Babam dediğine bakmayın o benim üvey babam olur . Ben küçükken bir trafik kazası geçiren kardeşim ve babamı o kazada kaybettim. O gün benim en acı dolu gunumdu. Sevdiklerinin değerini onları kaybedince anlarsın ya hey ışte bendede tam öyle oldu . Babamla pek anlasamazdim annemlede öyle,  tek anlaştığım kişi kardesimdi. Oda zaten bir anlık hatanın kurbanı oldu.

Ağaca yaslanmis beni bekleyen üvey babamın yanına gittim. Beni görünce olduğu yerde silkelenip karşıma dikildi. Yüzünde taşıdığı o iğrenç tebessume anlam veremedim.

-hadi yürü annen bekliyor.

-tamam ... diyebildim sadece cevap vermeye korktum bir an .
Bütün yol boyunca utanmadan olanları baştan sona anlatmaya başladı.
-zaten bizim sana guvenmemiz hata seni hastaneye bile goturmeyecektik. Olseydinde bizde rahata kavussaydik . Ama nerde o günler .

-nediyosun sen ya beni hergün dövüp hastanenin önüne atmaktan sıkılmıyosunda gelip birde bana burda laf salatasimi yapıyorsun . Evdeki o iyi niyetli kızın olmasa sana bir saniye bile katlanmam anladinmi?

Yıllar önce yapmam gereken şeyi su an yapmıştım . İlk kez ona cevap verebilmistim. Ne hissettikleri umrumda değildi. Belki eve gidince yine dayak yiyecektim. Ama bu yaptığım beni bir nebze olsun rahatlatmisti.
Söylediklerim karşısında buz kesilmisti ki bana el kaldirmasiyla elini tutmam bir oldu. Sanki ben artık eski ben değildim . İçimde eski nazlidan eser yoktu. Ve artık oyle de olmayacaktı.
Hızla oradan uzaklaştım. Evin önüne geldiğimde cantamdan çıkardığım anahtarla sessiz bir şekilde kapıyı açtım uvey kardeşimin uyuduğunu düşünerek . İçeri girdiğimde annem mutfağın kapısına yaşlanmış öylece bekliyordu. Kollarını birbirine bağlamış bana bakıyordu.
-Sen benden habersiz nasıl intihar edersin he ...?

Sanki o orada yokmuş gibi davranarak odama girip bir kaç kıyafet alıp dusa girdim.
-heyyy kiminle konuşuyorum ben ya seni niye dogurdum ki ben zaten böyle bir şeytan doguracagimi bilsem doğmadan oldururdum seni .
Ben o sırada bornozumu arıyordum. Tam banyonun kapısını kapatacakken annemin söylediği söz beynimin kan sicramasina neden oldu.
-zaten baban ve kardesinde senin gibiydi. ücünüzden oldum olası nefret etmişimdir zaten ki onlarda cehennemi boyladi zaten.
Beynindeki hücreler sinirden ölmüş olabilirdi. Gözlerimin kizardigini dudaklarımi aglamamak için sıkıyordum. Arkamı dönüp anneme doğru bir hamle yaptım. Baş parmağını kaldırıp
-onların... adını...azına alma bidaha..! Hickirarak konuşuyordum ne babama nede kardeşime laf soyletmezdim.
-sende onları ozlediginden yanlarına gitmeye calismissin ama becerememissin , Dedi bileklerine bakarak.
-allah sizi kahretsin diyerek banyoya hızlı adımlarla ilerledim. Arkamdan konuşmaya devam etsede aldırış etmeden buz gibi suya bıraktım kendimi . Suyun her yüzüme carpisi beni dahada rahatlatiyordu sanki . Gozyaslarimi birakiverdim çünkü nekadar içimde biriktirirsem bu canımı daha acitiyordu. Rahatlamaya ve güçlü durmaya ihtiyacım vardı . Ve yarın zorlu okul süreci başlayacaktı.  Bunu düşünerek kafamı toparlamaya çalıştım . Çantamı ve kıyafetlerimi hazirlayip kendimi yatağa attım. Kafamın iyice yerine gelmesi için kulakligimi takip müzik dinlemeye başladım. O sıra haberlerde gezerken bir haber gormemle yataktan ziplamam bir oldu . Bu nasıl olurdu. Zaman bu kadar hizli mi koparirdi insanları hayattan . Resmi biraz büyütüp haberi iyice inceledim.

"Ecem özkan kullandığı aşırı doz  uyuşturucu yüzünden hayatını kaybetti . Olayın soruşturması devam ediyor ..."

Bir insan hayatı bu kadar kisamiydi yani . Yaşanılanlara anlam veremiyorsunuz o an. Daha bir gün önce konuşup azarldigim kız şimdi toprağın altındaydı . Nefes dahi almıyordu. Bu da nedense benim caninin yanmasına neden oldu. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Elimden ne gelebilirdi o kiz icin . Yatağa uzanıp uyumaya calissamda uyuyamadim. Elimi başımın altina koyarak telefonumun alarmini ayarlayıp uykuya daldım.

Pencereden gelen gunes yüzünden uykumdan yarım saat önce uyandım. Kafamı agritmamasi için dün ayarladigim alarmı kapattım. Mini okul etegimi giyip üzerine siyah deri ceketimi giydim. İçinde bulunan beyaz v yaka t-shirt etegimin içine sokup siyah uzun saçlarımı tepeden topladım . Çantamı ve telefonumu alıp odadan çıktım. Saat 12:30 tu. Okula daha yarım saat vardı. Evden çıkıp yavaş yavaş okula doğru yürümeye başladım. İki arka sokakta bulunan küçük bir bakkaldan bir sigara alıp dudaklarimin arasına sıkıstırıp bakkalcidan aldığım çakmakla sigara mi yakıp yoluma devam ettim. Agzimdaki dumanı uflerken okulun yakınlarındaki bir parkta banka oturdum. Önüme uçan gazete kagidindaki yazı dikkatimi çekti. Dün ki olay nasıl unutmuştum . Yakınlarda bir camide bugün defnedilecekti. Önce kolumdaki saate bakıp 25 dk olduğunu görünce gitmeye karar verdim. Hızlı adımlarla olduğum yerden dogrulup çantamı sırtıma takıp camiye doğru yürümeye başladım. Bir kaç sokak ötede olan camiye yaklastigimda çok az kişinin olduğunu farkettim. Bir adam ve bir kız vardı . Kardeşleri olmalıydı ki neden bu kadar az olduklarına anlam veremedim. Yanlarına yaklaştım biraz daha hoca gelmişti. Dua okumak için on tarafa geçmişti . Hocanın önünde bulunan tabut ve tabutun üzerindeki resim çok can yakiyordu. Bankın üzerinde duran şalı alıp kafama attım ve bende cenazenin yanına gittim. Yakınlaşınca farkettimki bu adam dün  hastanede benim bilekligimi bulan çocuktu. Adı şeydi poyraz . Evet oydu. Onu bu halde görmek canımı yakiyordu. Namaz kilindiktan sonra cenazeyi taşımak için camideki bir kaç adam gelip poyraza yardım ettiler ve kaldırıp arabaya doğru devam ettiler . Ben kızın iyi olmadığını farkedip yanına gittim. Kollarından tutup onu banka otutturdum.

-iyi misin?

-nasıl iyi olayım , gormuyor musun kardeşimi götürüyorlar .

-tamam seni anlıyorum . Bende kardeşimi kaybettim. Seni gayet iyi anlıyorum.
Ona sarildim . Bunun iyi geleceğini düşündüm. Benim kardeşim öldüğünde benim sarılacak kimsem yoktu. Bu beni daha çok yikiyordu. Bunun ona iyi geleceğini düşünüp sarildim bir süre . Sonra ayağa kalktı ve peşinden koştu tabutun . Peşinden gitmeye çalıştım ama çoktan arabaya binmisti. Poyraz onu sakinlestirmeye çalışıyordu. Sonra biraz sakinlesince arabaya bindiler . Ben onları izlerken arkamdan biri
-kızım gel istersen arabada yer var dedi.

-kararsizdim . Ama gidip o kızın yanında olmak istedim. Kardeş kaybetmek dunyanin en acı seyiydi. O yüzden arabaya bindim ve mezarlığa gittik. Mezarlığa geldiğimizde araçtan inip ecemi gomduler . O kızın haykırışları bana beni hatırlatıyordu. Bu yüzden bende ağlamaya başladım. Kızın yanına gidip ona sahip çıktım. Herkes dağılırken poyraz ben ve ecemin kardeşi kaldık. Kiz mezarın başında ağlarken ben onu yanlız bırakıp poyrazin yanına gittim. Kolunu ağaca dayamış ve yüzünü koluna yaslamis ağlıyordu. Gözyaşlarımı silip yanına gittim.

-Poyraz iyi misin ?

Arkasini dönüp bana bakınca şaşırmıştı.

-Ben tanıyamadım ?

-hastanede tanışmıştık hani nazlı ben

-ah hatırladım kafamı kaldi ki senin burada ne işin var ?

-ecemle hastanede tanışmıştık. Haberlerde görüp gelmek istedim bir yardimim dokunur diye sen iyi misin?

-nasıl olabilirimki en yakın dostumu kaybettim . Onun bu halde göreceğim aklımın ucundan gecmezdi.
Konuşurken hickiriyordu ağlamaya başlayınca ona sarildim. Hayatımda ilk kez bir erkeğe sariliyordum. Ve ağlamaya başladım . Sonra kulağına şunu fısıldadım .  Hepsi gecicek sabret olur mu?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 09, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SIZINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin