-6-

402 14 0
                                        

Eve geçtiğimizde odama çıkarken annem ve babam beni çağırdı. Bende merakla onların yanına gittim ve oturdum. Annem mutlu bir şekilde gözlerime bakıyordu.

"Jae."

"Efendim anne?"

"Jimin ile ne yaptınız kızım?"

Gözlerim devirdim. Ve yalan söylemek zorunda kaldım.
"Sandığınız gibi bir şey yapmadık. Arkadaşça sohbet ettik."

Babam bana hak verdi.
"Evet. Sonuçta aynı okulda okuyacaklar. Biraz araları ısınsın."

Gülümseyerek babama baktım.
"Artık odama çıkabilir miyim. Çok yorgunum."

"Tabikide kızım. İyi geceler."

"Sizede.!!"
⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯
Annem ile babamın gereksiz sorularından kurtulduktan sonra odama çıkıp üstümü değiştirdim ve kendi yatağıma attım.
Jimin'i düşünmeye başladım.

"Yıldızlar dönene kadar beraber olmayı istiyorum Jae!"

Bu sözü söylediği andan beri kafamda dönüp duruyordu. Bal dudakları, kahverengi olan, ama gökyüzünü andıran gözleri...Bana seslenişi...en ufak bir ses tonu bile kalbimin ritmini değiştirmeye yetiyordu. Peki bu neydi? Aşk mı?
Daha onu çok fazla tanımama rağmen bir anda duygularımı ele geçiren bir çocuğa, aşık mı olmuştum?

Hafifçe kapanan gözlerim ile kendimi uykunun kollarına bıraktım.
⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯
Gözlerimi güneşin tenime değen ılık ışıkları ile araladım. Ve yatağımdan doğruldum. Lavaboya gidip günlük işlerini karşıladıktan sonra giyinip saçımı başımı yaptım.
Çünkü bu gün Jimin ile buluşacaktık. Olabildiğince güzel giyinmeye çalıştım.

 Olabildiğince güzel giyinmeye çalıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Baştan aşağıya hazırlandıktan sonra aklıma Jimin'i aramak geldi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Baştan aşağıya hazırlandıktan sonra aklıma Jimin'i aramak geldi. Gözüm dünkü verdiği kağıdı arıyordu. Sanırım kotumun cebinde kalmış olmalı. Diye düşünüp kotumu aradım ve buldum. Numarayı yazıp telefonu çaldırdım ve Jimin çıktı. Sanırım daha yeni uyanmış olmalıydı. Çünkü sesi hem çatallı hemde çok seksiydi.

"Kedicik?"

"Günaydın Babacık."

"Günaydın kedicik."

"Gelecek misin?"

"Bakıyorum da birleri çok heyecanlı." *dedi gülerek.

"Yaa babacık!! Hadi ama sana ihtiyacım var."

"Ahh bekle kedicik yarım saate ordayım." Dedi ve telefonu suratıma kapattı. Bende heyecanla aşağıya indim. Annem, babam ve So-Min beraber kahvaltı ediyorlardı. Bende oturmadan hızlıca ağzıma salatalık attım.
Annem ve babam benim açıklama yapmamı bekliyormuş gibi bakıyordu. Ağzımdakini bitirip,
"Jimin ile dışarı çıkıcaz da." Dedim.

"Çimin kim abya?"

"Çimin değil So-Min. Jimin."

"Çimin."

So-Min beni güldürürken bir anda telefonun çaldı. Arayan yine Tae'ydi.

"Mmh. Ben geliyorum."
Dedim ve masadan ayrıldım.

"Tae?"

"Jae, telefonlarıma neden cevap vermiyorsun?"

"Duymadım. Üzgünüm."

"Ah neyse. Seni özledik. Bu gün buluşalım mı?"

Duraksayarak;
"B-bugün mü?"

"Evet. Hem çok eğleniriz."

"Ben bu gün başka bir arkadaşım ile buluşacaktım." Dedim üzgün bir şekilde.

"Eee...senin bizden başka arkadaşın yok ki..."

Evet biraz az arkadaşım vardı. Bunu kabul ediyordum ama yüzüme vurması beni üzmüştü.

"Tae ne demeye çalışıyorsun?"

"Ben-b..."

"Anladım ben! Hadi güle güle."

"Jae! Bir saniye sen yanlış an..."

Sinirle telefonu kapatıp masaya geri döndüm.

"Arayan kimdi annecim?"

"Tae!"

"Ah onları da bir ara eve davet etmeliyiz."

Annemin bu dediğine gözlermi devirdim ve telefonumla ilgilenmeye başladım.
⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯
Bir süre sonra kapı çalındı ve bende koşarak kapıyı açtım.
Jimini gördüğüm anda nutkum tutulmuşa döndüm. İnanılmaz derece yakışıklı görünüyordu. Meleğe benziyordu. Dağınık saçları, kırmızı dolgun dudakları ve üstüne giydiği salaş kıyafetler ona o kadar yakışmıştı ki...aklımı başımdan alıyordu.

"Kedicik?"

Cevap vermeyecek kadar dalmıştım ona. Tam o sırada babamla annem geldi.

"Oo Jimin! buyur gel."

"Teşekkürler efendim ama ben Jae'yi almaya geldim."

Diyince silkelendim.

"E-evet. Biz çıkıyoruz. Görüşürüz anne! Görüşürüz baba!" Diyip Jimin'in koluna girdim ve beraber hızlıca arabaya binip evden ayrıldık.

"Kedicik bu ne telaş?"

"Ahh! Soru yağmuruna maruz kalmanı istemedim."

Sadece güldü ve arabayı kullanmaya devam etti. Bende o sırada telefonumu kapattım. Kimsenin aramasını istemiyordum. Onunlayken sadece ikimizin olmasını istiyordum.
⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯
Bir süre sonra AVM gibi bir yere geldik ve Jimin arabayı otopark'a park ettikten sonra arabadan indik. Jimin beni sırıtarak süzdü.
Bende onun bu haline baktım.
"Ne oluyor? Neden gülüyorsun?"

"Bu kıyafetlerini son giyişin olacak." Diyince, bende kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Hmm. Niyeymiş?"

"Çünkü sana daha güzellerini alıcaz. Mesela aşırı kısa olmayanlardan."

"Hayır! Ben istemiyorum." Dedim ayağımı vurarak. Jimin bir anda ciddileşti ve üstüme yürümeye başladı. Bana doğru attığı her adımda bende bir geri adım atarak ilerliyorduk. En son sırtım duvara yaslandı ve derin bir nefes alarak kendimi yaşanacaklara hazırladım. Sanırım onu kızdırmıştım. Bunu bakışlarından anlayabiliyordum.

Oylamayı unutmayın!!!

I love u Daddy Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin