-4-

396 14 0
                                        

Herkes masadaydı ve kendi aralarında konuşuyorlardı. Jimin beni görünce hafifçe sırıttı ve dudağını ısırarak beni süzmeye devam etti.

*ah tanrım ona karşı koyamıyordum.

Yanına geçtim ve hiç bir şey olanmış gibi oturdum. Bir süre sonra Jimin kulağıma yaklaştı.

"Gidelim."

Dedi ve ayağa kalktı. Bende onunla beraber aya kalkıp annemlere baktım.

"Biz Jae ile dışarıya çıkıyoruz. Arabanın anahtarı bende."
Anahtarı gösterdi ve arkasını dönüp yanımızdan ayrıldı. Bende annemlere göz kırpıp,
"iyi akşamlar." Dedim ve Jimin'i takip ettim.

Evden çıktığımızda bir anda Jimin durdu ve geri dönüp beni süzmeye başladı.
*ah tamam Jimin! Ama utanıyorum

"Üstündekini değiştir."

Sinirim bozulmuş bir şekilde güldüm.
"Hahh. Ne?"

"Üstündekini değiştir Jae."

"Niyeymiş?"

"Çünkü kısa!!"

"Bence iyi."

"Hiçbir şey giymeseydin."

"Abartma Jimin!"

Jimin bana daha fazla yaklaştı kalçamı tutup kendisine bastırdı.

"Bunları anca benim yanımda giyebilirsin. Beni azdırdığına göre diğer erkekleri de kolayca azdırabilsin bu kıyafetle."

Beni kıskandığını anlamıştım. Hoşuma gitmişti ama eğer hep böyle yapacaksa dolabımdaki bütün kıyafetlere göz atması gerekirdi. Daha fazla ısrar etmeyerek ofladım ve anahtarımla içeriye girdim.

"Ahh...tekrardan merhaba!
Ben..şey, biraz üşüdüm de üstümü değiştirmeye gidicem. Size iyi eğlenceler." Dedim ve gülümseyip hızlıca odama çıktım.

" Dedim ve gülümseyip hızlıca odama çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 Üstümü ve ayakkabılarımı değiştirip telefonumu aldım ve hızlıca evden çıktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üstümü ve ayakkabılarımı değiştirip telefonumu aldım ve hızlıca evden çıktım. Jimin beni arabanın içinde bekliyordu. Bende arabaya binip emniyet kemerimi taktıktan sonra yine Jimin'in keskin bakışlarına maruz kaldım.
Gülümseyip arabayı çalıştırdı ve evin önünden ayrıldık.
⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯⋯
Saat akşam 21.30'du.
Ve biz Jimin ile büyük bahçe gibi bir yere gelmiştik. Etrafta kimse yoktu. Sadece çiçekler, ışıklar, yıldızlar ve biz vardık.
Jimin elimden tuttu ve beni sürüklemeye başladı.

"Nereye gidiyoruz Jimin?"

"Şşşş!! Bekle."

Jimin bizi yüksek bir dağa getirmişti nerdeyse her yer görünüyordu. Bir anda arkama geçti ve gözlerimi kapattı.

"Babacık ne yapıyorsun hiç bir şey göremiyorum."

"Ben senin arkandayım kedicik. Kendini bana bırak ve adım at sadece."

Jimin sıcak nefesini boynuma üfleyerek konuşmuştu. Ve bana sımsıkı sarılmıştı. Şu an kendimi zaten hiç olmadığım kadar güvende hissediyordum. Sonsuza kadar da böyle kalabilirdim.

Adımlarımı yavaşça attım.

"Dur!" Diyince, beni biraz daha kendine çekip kulağıma eğildi.

"Hazır mısın kedicik?"

"Evet babacık."
Dedim heyecanla ve gözlerimi açmasını bekledim.
Jimin gözlerimi açtı ve kendimi Ay'ın karşısında buldum. Gökte bir sürü Dilek balonları ve gece süsleyen yıldızlar vardı.
Hepsi o kadar güzel görünüyordu ki...şaşkın bir şekilde Jimin'e döndüm.

"Jimin burayı nerden buldun?"

"Beğenmedin mi yoksa?"

Koluna hafifçe vurdum.
"Beğenmemek ne şapşal. bayıldım."

Jimin gülerek arkamdan sarıldı ve boynunu öptü. Şu an sadece Ayı ve balonların ayın ışığıma gidişini izliyordum. Bir de arkadamdaki mükemmel Ay çocuğunun nefesinin tenime değişini...

Bir kaç güzel dakikadan sonra Jimin arabadan Dilek balonunu getirdi. hayatımda 1 kere bile olsun Dilek balonu uçuramamıştım. Bu ilkim olacaktı!

"Sanırım bunu ilk defa seninle yapıcam."

"İlk inlemelerini de benimle yapacaksın merak etme bebeğim."

Jimin'in böyle demesi güldürürken balonu hazırlaması için ona yardım ettim.
İçine ateşi yaktıktan sonra artık uçmaya hazır hale gelmişti.

"Evet. Hazır mısın kedicik?"

"Hazırım babacık. Ama ne dileyeceğiz."

Jimin belimden tuttu ve kendine çekerek dudaklarıma yumuşak ama uzun bir öpücük kondurdu.

"Beraber olmayı!"

Elindeki balonu bende kavradım.

"Biz ol...." *sözümü keserek

"Yıldızlar sönene dek beraber olmayı..."

Dedi ve alnını alnıma koyup 3'ten geri saymaya başladı. Balonu gökyüzüne bırakacağımızı anladım.

"3...2...1..."

Balonu gökyüzüne serbest bıraktık. İkimizde birbirimize sarılarak balonun havada süzülüşünü izliyorduk. Sanırım hayatımda yaşadığım en özel anlardan birisiydi.

Jimin bana dönüp dudaklarıma tekrardan yapıştı. Bende ona karşılık verecekken bir anda telefonum çaldı.
Arayan Tae'ydi!

Jimin telefonumun çalmasına sinir olmuştu. Bu yüzden açmama engel olup kolunu tutmuştu.

"Açma."

"Bu güzel anı hiç bölmek istemiyordum. Ama ya önemli bir şeyse..."

Jimin bu söylediğimin üzerine tatlı bir surat yapıp, "lütfen." Deyince telefonu kapatıp cebime koydum ve dudaklarına yapıştım.
O da bana gülerek karşılık verdi.

Romantik Jiminie iş başında. ;)
Oylamayı unutmayın!!!

I love u Daddy Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin