Bu aralar cok geliyorum kendime. Bi anda uyaniyorum ter icinde. Sayiklamalarimi kendimden baska kimse duyamiyor. Bir odanin icine hapsolmus gibiyim. Yuttugum sozler kurtlandi icimde. Kussam sessizlik fiskiracak icimden. Uyusam hazmedilmemis kelimeler. Bir siskinlik hali gozlerimde ve sozlerimde. Kendimi ifade edemiyorum. En son "en fazla icimde ölürsün" dedigimde, dusunememistim belki bu anlari. Belki kaderimle bas basa kaldim artik ben. Gece sayiklamalarim başlıyor yine sanirim. Bagiriyorum sesim cikmiyor. Kendi icimde boguluyorum yine. Kirik bir yuzum var yine gece. Satir aralarimi satirladim. Caresizligimle yetiniyorum bu aralar. Uyumaktan baska bisey yapamıyorum dicekken, baska bir dusunce de variyor icime. Ben uyuyamiyordum ki de. En son ne zaman rahatça uyumustum ki. Aylar oldu sanki. Sonsuzluk gibi esiyor ruzgar. Alistim ama artik. Ruzgarin artik yuzume vurusu da kiramiyor, sasirtamiyor beni. Bari ruzgar yüzümden vuruyor. Ya arkamdan donen seyler? Belki bir senaryoydu. Hikayenin sonuna noktayi oyle bir vurdun ki, gece sayiklamalarim bitmiyor. Gozlerim yaslanmis. Gece agir geliyor kapaklarına. Boyle huzun muydu beni ucuruma yuvarlayan, yoksa mutluluklarda yuzerken sonumun ölüm oldugunu bilmek miydi guzel olan? Bilemiyorum.. Böyle yasamaya yaşamakta demiyorum oysa ki. Gecelerde ölüyorum. Sabahlari zaten uyanamiyorum. Uyanmak disinda hic gitmediğim hayallerde kayboluyorum. Hic gitmedigim yerlere gidiyorum arada. Sokaklar arasında kayboluyorum. Caresizce evimin yolunu buluyorum tabi sonunda. Bu aralar kahve benim arkadasim oldu, dostum gibi. Sigara ise efkarli gunlerde degil her kahvemin sonunu tamamlayan bir ask olmustu. Bir duble raki daha isterken hayallerimden yine sayiklamaya basliyorum. Ve geliyor muydum gidiyor muydum yine bunu bilmiyordum..
Yazının devamı gelecektir. "Gece Sayıklamaları 1,2,3" olarak bölüm icinde yazılacak ve diger "İç Ağrılı Adamlığım? bolumune geçilecek. Sağlıcakla kalın, bölümleri heyecanla bekleyin :)