Günler zordu Hermione için, çok zor... Ailesinin yanına dönmek yerine Kovuk'a gitmenin iyi bir fikir olduğunu sanmıştı ama çok yanıldığını görüyordu. Her yer anılarla doluydu; mutlu, hüzünlü, korkulu, neşeli... Ron'un Hermione'yi ilk defa çağırdığı yaz, Harry'nin doğum gününü birlikte kutladıkları akşam, hortkuluk avına çıkmadan önce Molly teyzeden gizli buluşmaları, Hogwarts'a yoluna düşmelerinden önceki son gecelerinde yaptıkları sohbetler... Kalbi geri dönülmez şekilde kırılmış, ruhu onarılmaz şekilde yaralanmıştı ama Ron'u özlüyordu. Dostluklarını, paylaştıklarını, masum çocukluk anılarını. Bellatrix'in elinde işkence çekmek için Hermione'nin yerine gönüllü olan o genç delikanlıya ne olmuştu da, bu kabusun içinde bulmuştu kendini?
Kovuk'taki hüznün tek sebebi Ron'un affedilmez davranışı değildi elbette. Fred'in kaybından sonra Molly ve Arthur diğer evlatlarının hatırına kendilerini toplamış, acılarını gizleyecek kadar güçlü kalmışlardı. Ancak George eskisi gibi değildi. Fred'le kaldıkları daireyi boşaltmıştı, baba ocağına dönmüştü. Dükkan hala açıktı, Fred'in yerine Lee Jordan geçmişti. Lee'nin de çok iyi olduğu söylenemezdi ama ikizini kaybeden o değildi sonuçta. Ailesinden kimseyi kurban vermeyecek kadar da şanslıydı, o yüzden George'a göz kulak olmak ve işleri yürütmek en çok ona kalmıştı. Hermione, her ne kadar yoğun bir depresyonun içine gömülse de, George'un yaşadığıyla kıyaslamıyordu kendi acısını. Her espri yaptığında, Fred'in cümlesini tamamlamasını bekler gibi bir hali vardı genç adamın, George'u öyle görmek Hermione'nin içini dağlıyordu adeta.
Ama, yine de çok da kötü değildi. Hiç olmazsa gündüzleri. Belki Molly'nin kızı şımartmak için ne gerekiyorsa yapmasıydı, belki Arthur'un normal hayata dönmesi için gösterdiği çabalardı, belki de sadece Ginny'ydi, biricik kız kardeşinin yanında olmasıydı sebep. Ginny gerçekten dayanıklı bir kızdı, ve diğerlerini ayakta tutacak kadar da güçlüydü. İlk iş olarak Hermione'yi bir kuaföre götürüp kırpık saçlarını düzelttirmişti. Eskiden hemşire olduğunu iddia eden güzellik uzmanı, formülünü sır gibi sakladı kendi icadı bir iksirle Hermione'nin saçının orantısız kısımlarını uzatmış, ardından da saatler süren başka bir işlemle düzleştirmişti ki, olur olmaz kabarmasın. Koltuğa çakılı beklediği saatler sırasında Hermione bir kaç kez "Yetti beee!" diye bağırarak kaçmaya çalışmış, ama "Güzellik emek ister!" ya da "Güzellik sabır ister!" ya da "Güzellik için acı çekmeye razı olacaksın!" türü azarlardan sonra sinip kuzu kuzu beklemişti. Yine de sonuçtan memnun kalmıştı. Aralarında altın ışıltılar göze çarpan saçları yüzünü açığa çıkarmış ve ifadesini yumuşatmıştı.
Ancak Ginny işkence etmeye doymamış olmalıydı ki, alışverişi de aradan çıkarmaya karar vermiş, Bakanlık'ta işe başlamasını bahane ederek yeni kıyafetler, ayakkabılar ve makyaj malzemeleri aldırmıştı. Hermione normalde kendisi ile barışık bir insan olmasına rağmen, olaydan sonra görüntüsü konusunda aşırı çekingendi, hem kendini çok çirkin buluyor, hem de güzel ya da iddialı kıyafetlerden uzak durmak istiyordu. Hatlarını saklamak için hep uzun kollu gömlekler, çuvaldan farksız pantolonlara bakmış, Ginny ise kırmızı ağırlıklı cesur renklerle dolu giysiler seçmişti. Ne de olsa kırmızı Gryffindor rengi olduğu kadar 'yeni bir başlangıç'ın da rengiydi. Üstelik yaşına uygun ama ciddi bir iş yerinde giyilebilecek kadar ağırbaşlı.
Ginny'nin terapi dediği alışveriş seansından sonra elleri kolları poşetlerle dolu Kovuk'a döndüklerinde, bir sürü baykuş postası bulmuşlardı. Bütün arkadaşları mektuplar yollamış, ince şakalarla nasıl olduğunu sormuşlardı. Aralarında Draco'dan gelen bile vardı, genç adam McGonagall'ın verdiği FYBS konularını içeren notları göndermeyi bahane ederek kısa bir mektup yollamıştı. Mektupta sadece
"Hey Granger,
McGonagall seni kahırdan öldürmeye karar vermiş olmalı, konular o kadar ağır ki, notlara bakmak bile migrenimi azdırıyor. Umarım o kaplan kırması korkunç kedin hepsini yer yoksa fazla yaşamazsın. Ayrıca o dişi Weasley'ye de söyle, bir an önce okula geri dönsün, Potter düz duvara tırmanacak hale geldi, bana bile kibar davranıyor, niyetinin iyi olduğunu zannetmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçinde - Darkness Within (Dramione) (+18)
Fanfiction"Neden?" diye sordu Hermione yüzünü kapatarak, "Değiştiğini sanmıştım. Senden hoşlanıyordum. Neden bana bunu yaptın?" "Ben değildim." dedi Draco perişan bir halde, "Ben o kadar aşağılık biri değilim." Dikkat: Yetişkin içerik. Şiddet içerir.