Bir geminin limanını bulma çabası gibiydi hayattaki amacım.
Sürekli olmayan birilerinin varlığını arıyordum.
Mührü sol yanında taşıyanlardandım.
Öyle bir geçmezliği vardı ki ellerimi kollarımı bağlıyordu.Şöyle,
Hani her bağırışında duyulmayı bekler gibi.
Her susuşunda "Ben söyleyemiyorum,içime atıyorum."cümlesini söylemesen bile anlamasını bekler gibi.
Gelmeyecek birini bekliyorum biliyorum.
Hiç geçmesede yokluğu varmış gibi yapıyorum.
Sanki her zaman beni duyacakmış gibi.
Ama bu eylemim " mış" ve "gibi" lerde kalıyor.
Çünkü olmayacakmış gibi geliyor artık.
Sende sus şimdi duymuyor bağırmaya gerek yok ki.
Eğer seni duymak isteseydi-ki asla duymayacak- kalbinin bir atışına bile bin bir türlü anlam yüklerdi.