ADELA
Off! Saat gecenin yarısı ve ben arkadaşlarım yüzünden eve yeni gelebildim . Merdivenleri üstümdeki bu yorgunlukla çıkamayacağım için asansörü çağırdım , asansörün gelmesini beklerken Jane hanımın merdivenlerden halsiz bir şekilde indiğini gördüm. Uzun sarı saçları birkaç günde yıpranmış yüzüne halsizlik çökmüştü . Gerçekten cok bitkin görünüyordu. Bunun nedenini merak ettim . Bana uykusuz kızarık gözleriyle bakıp baş selamı verdi. Tam yanımdan geçecekken ona yönelttiğim soruyla durdu : " pek iyi görünmüyorsunuz , neyiniz var ? " bana buruk bir tebessüm yollayıp " dün gece eşim biraz rahatsızlandı hastaneye götürdük. Bir kaç parça eşyasını almak için geldim . " dedi . Ah! bilmiyordum nerden bilebilirdim ki . Alemlere akmaktan eve geldiğimmi vardı. Joseph bey gerçekten çok iyi biriydi . Ona birşey olmasına üzülmüştüm. Jane hanıma geçmiş olsun dileklerimi iletip , bir an once eve girip güzel bir duş almak için ayaklarım beni aceleyle henüz gelmiş olan asansöre yönlendirdi . Daha fazla ayakta duramayıp asansöre girdim ve yere oturdum. Bugün yeterince ayakta kaldım. Zaten ne kadar halsiz ve bitkin olduğumu asansörde ki yansımam bana adeta haykırıyordu. Ben ne hale gelmiştim böyle! Saçlarım akşam ki partinin eseriyle sağa sola savrulmaktan dağılmış , mavi gözlerimin altı uykusuzluktan çökmüş, makyajım tamamen akmıştı . Birden Jane hanıma üzülmek yerine kendi halime acımak geldi içimden kesin o da bana acımıştır zaten . Bu düşünceme göz devirip bulunduğum katta duran asansörün kapısına boş boş baktım , kapı açılmıştı iyi güzel hoşta şimdi kim kaldıracak beni oturduğum yerden . Topuklular beni mahvetti . Ayaklarıma uzanarak ayakkabılarımı çıkardım. Sonra da asansörün demir kollarından tutunarak ayağa kalkmaya çalıştım . Çalıştım diyorum çünkü kalkamadım . Bir kez daha var gücümle kalkmayı denedim bu sefer başardım . Sanırım bir kaç gün topuklu ayakkabı giymesem iyi olurdu . Çünkü bu sızının geçmesi çok zor geliyordu. Bir an önce eve gitsem diye iç geçirdiğim sırada yerde baygın yatan birini fark ettim . Siyah saçları dağımış iri cüssesiyle kapının önünde sırtı dönük bir şekilde uzunlamasına yatıyordu. Acaba yardım etmeli miydim ? Ne saçmalıyorum . Asıl bana biri yardım etsin . Acaba ben de mi kendimi yere atsam ? Elbet birileri bizi bulurdu . Daha fazla saçmamalamak adına siyahlı adama biraz daha yaklaştım. Kaslı vücut yapısı vardı. Fiziği gerçekten harika denebilecek kadar güzeldi. Ona yakın olmak için bir adım daha attım . Ayak baş parmağımla sırtını dürttüm . Acaba ölmüş mü ? Ayyy! İnanmıyorum . Fısıltıyla ' beyefendi ' diye seslendim . Tamam korkmamalıyım nefes alıyordur. Hem birini öldürecek olsalar buraya mı atarlar . Bir kez daha seslendim ama yine hareket yoktu. Bu geceyi sorunsuz atlatmalıydım o yüzden topuklarımın üzerinde dönüp daireme yöneldim . Bence ben yardım etmesem elbet birileri yardım ederdi . Ben olsam ederdim ama bu halle çocuk uyanır falan bu halimi görürse beni cehennem zebanisi sanıp korkabilirdi . Kendi kendime gülüp çantamdan anahtarı çıkaracağım sırada kısık bir ses duydum,lanet olsun ama ya sen ölmemiş miydin?
Ne ölmesinden bahsediyorum ben Allah aşkına! Omzumun üzerinden yan tarafa baktım , kalkmaya çalışıyordu ama başarılı olduğu söylenemezdi . Onun durumunun benden daha kötü olduğuna kanaat getirdim . Adımlarımı ona yönlendirdim. Tekrar sereserpe yerde yatıyordu. Ne vardı sanki bu kadar içecek. Tamam bende içtim . Ne diye bokunu çıkarıyorsun be kardeşim. Düşüncelerimden sıyrılıp yerde yatan siyahlar içindeki adamın omuzlarından tutup yüzünü kendime çevirdim. Allahım sana geliyorum ! Nurilerin cennete sığmadı da dünyaya mı gönderiyorsun. Tövbe yarabbi ne diyorum ben ! Bu gecenin özelliği ne de herkes içiyor anlamadım . Neyse sapık gibi iyi kestim adamı zaten insallah gözlerini açmaz diyerek koltuk altlarından tutup eve sürüklemeye çalıştım. Sesli bir şekilde çekici çağıralım anca çeker seni bizi eve diye hayıflandım. Aman sanki anlıyor... nolur bu gece bitsin artık neden ben yani anlamıyorum . Tekrardan koltuk altlarından tuttuğum gibi o iri cüsseyi evime taşımaya başladım . Içeri girdim . Yarın bana teşekkür et siyahlı dedim. Off kime diyorum ki tabi anlamazsın çünkü türkçe söylüyorum. Kendi kendime gözlerimi devirip kanepenin önüne kadar geldim . Hadi bakalım Adela hanım göster içindeki Hulk'u öyle diyorum çünkü bu adamı ondan başkası taşıyamaz. Tamam abartmayalım bu gece Hulk falan gelmez. Önce omuzlarından kavrayıp dik tutmaya çalıştım sonra sırtının arkasından elimi bağdaş olacak şekilde geçirdim ve kaldırdım . Zar zor gövdesini koltuğa koyup ardından uzun bacaklarınıda koltuğa yerleştirdim . Cidden çok yorulmuşum. Oysa ki şimdi sıcak su dolu küvetimde köpük banyomu yapmış tüm vücudumu gevşetimistim sonra da kendimi yatağa atmıştım . Bir de şu halime bak . Alkol ve ter kokusu fazlasıyla üzerime sinmiş camış gibi koltuğa abanmış boylamasına yatıyordum . Peki bu kadar zahmete girdiğim yabancı kimdi? Bu hale gelecek kadar neden içmişti? Kapının önüne kadar kendisini nasıl atmıştı? Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi ?
Saçmalama Adela büyük ihtimal anahtarı yuvasına sokamamış orada öylece sızıp kalmıştı. İyi ki ben vardım ben de olmasam bu insanlık ne yapar . Dudaklarımdan ufak bir kıkırtı çıkınca karşımdaki de hafif kıpırdandı . Bu sefer yüzü bana dönüktü . Önüne dökülen dağınık saçlarına bir an dokunasım geldi . Uzun kirpikleri ve dolgun dudaklarıyla aklımı çelebileceğini zannediyorsa tabi ki yanılıyordu . Üstüme çöken yorgunlukla gözlerim ağır ağır kapanmaya başlayınca ben de direnmedim , yarın mutlaka her şey açığa çıkardı .☆☆☆☆☆
Yüzme gelen güneş ışınlarının verdiği rahatsızlıkla gözlerimi birkaç defa kırpıştırdım, başıma gelen ağrıyla beraber kaldırmaya çalıştığım kafamı tekrar koltuğa koydum. Ne vardı sanki bu kadar içecek. Başım çatlayacak gibiydi. Dün neler olmuşdu. En son asansör, Jahne hanım ve birden aklıma gelen kişiyle gözlerim yan koltuğu buldu. Hala oradaydı. Anlaşılan baş ağrısı konusunda tek olmayacakdım. O hala uyuya dursun üzerimi değiştirip, dün tadı damağımda kalan duşumu almak için adımlarını odama yönlendirdim. Banyoya girince, kapıyı kilitleyip üstümdeki dünden kalma kıyafetleri kirli sepetine fırlattım . Duş kabinine girip suyu açdım ve soğuğa getirdim. Beni ancak soğuk su ayıltırdı. Yasemin kokulu şampuanını alıp bir miktar elime sıktım, ardından saçlarıma masaj yaparak köpürttüm sonra da çiçek kokulu duş jelimle vücudumu güzelce yıkadım. Yeterince oyalandığımı anlayınca,karnımda başlayan iç savaşa bir Ateşkes Antlaşması imzalamak için mutfağa gitmeye karar verdim. İç çamaşırlarımı giyip üzerine siyah taytım ve bol,salaş bluzumu geçirdim, saçımıda tepeden topuz yapıp odadan çıktım. Koltuğa kısa bir bakış atıp, onun hala uyuduğunu gördüğümde mutfağa yöneldim.O ne sever bilemezdim zaten şu an tek düşündüğüm kendi açlığımdı. Enfes bir menemen yapmak için tüm gerekli şeyleri hazırladım. Kahvaltılıkları da koyup,kısa sürede iki kişiye yetecek kadar yemekle masayı donattım. Sadece Bergamat otlu siyah çayımın demlenmesi kalmıştı ama arkamı dönmemle onu görmem bir oldu! Uyanmış ve karşımdaydı, gözlerimi ayırmadan hala daha uykusuz olan gözlerine baktım uykusundan yeni uyanmasına rağmen çok tatlıydı ve hala daha gözünü kırpmadan bana bakıyordu. tepkisiz kalmamak adına hemen kendimi toparladım ve dün gece yaşadıklarımızı bu yabancıya özet gecdim.
-"yesterday I fonud you unconsci ous in front of your door,I did not know what to do ,go I had to take you home."
Hiçbir yanıt vermemişti. Melül melül bana bakmaya devam ediyordu.
-" seni taşırken kendimi ne hallere soktum ama dosttum ya karşılığı bu mu" dedim.
hafifçe tebessüm etti.-"Neye gülüyorsa artık sanki Türkçe anlıyo "
-"Evet" dediği an utançla hemen arkamı döndüm.söylediklerimi duymasına mı yanayım yoksa Koskoca Amerika'da Türk denk gelmesine mi. Neden Türk denk gelir ki eşşek şansı işte lanet şey.
"Çay istermisin"dedim.Cevap vermemesine bozularak tekrar ona yüzümü döndüm. İlgili bakışları üstümdeyken çaydanlığı alıp bardağına çay koydum. Oturmadığını görünce oturması için işaret verdim. Bu sefer bakışlarını üzerimden çekerek gösterdiğim yere oturdu.
"Adela"dedim. Kendimi tanıtmak amacıyla. Çayından bir yudum aldı.
"Karan" dedi.
Hmm gerçekden güzel isim
-"Dün gece sanırım içkiyi fazla kaçırmışsın" bir müddet önündekilere bakarak ;
-"Sadece düne özel birşeydi" dedi.
Dünün anlam ve önemi ne ki ? Bak şimdi meraklanmıştım, bana neyse. Meraklı bakışlarımı ona yöneltip
"Peki neden " diye sordum. Tek kaşını kavisli bir şekilde kaldırıp
"Yalnız bir doğum günü" dedi. Sevgilin olmamasına şaşırdım diye mırıldandım. Beni duymuş olacak ki
" öyle saçma sapan ilgil alanlarım yok" ne demek saçma sapan ilgilerim yok aşkın neresi saçma kendine göre birini bulursan gayet güzel birşeydi
"Aşkı saçma mı buluyorsun"diye sordum.derin bir iç çekip"aşk var ama inancım yok diyelim"dedi.Daha fazla sorularımla bunaltmamak adına bişey sormadım ama o benden erken davrandı ve sandalyesini geriye ittirerek kalktı.
-" kahvaltı için teşekkürler ama benim artık gitmem gerekiyor , bu iyiliğini mutlaka ödeyeceğim"dedi ve mutfakdan çıkdı. Yanlış birşey mi yapmıştım yada hoşuna gitmeyecek konu mu açmıştım. Tabi ki çocuk çenebazlığımdan sıkılmış olmalıydı. Kapının kapanma sesini duyduğumda ayağa kalktım , iştahım kaçmıştı. Nasıl olsa yan komşum mutlaka evde şeker biter. Maksat Türk geleneğini yaşatmak olsun dimi ama ...
Bu ilk kitabımız bize destek olmanızı bekliyoruz
Vote ve yorumlarınızı bekleriz .
Sizin düşünceleriniz bizim için önemli . 😍😍😍Şimdiden teşekkürler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VECA
ChickLitKaranlığın pençesinden kurtulamadan adımlarını ıslak zemine basarak ilerliyordu. Yağmur damlaları vücudundaki kanlarıda alıp götürüyor feci bir ses gürültüsü uyandırıyordu. Kafasından geçen tek şey intikamdı. Ellerinden tuttu ve karşısına geçti . G...