*-*BÖLÜM2*-*

1.4K 57 0
                                    

...

Yıldızlar tüm güzelliğiyle geceyi parlatan aya eşlik ediyordu. Güzel bir geceydi. Tek sorun bendim. Baştan sona ben.

 Araba sahil yolunda ilerlerken aklımı kurcalayan düşüncelerden biriydi bu. Gitmek istemiyorum dedikçe neden zorla götürüyor? Neden? Oraya giden tek mühürlü benim. Neden sadece ben?Pencereyi açtım. İçeri serin bir rüzgar hücum etti. Ayın sudaki yansımasına baktım. Denize saçılmış incilere benziyordu. “Ben niye gidiyorum? Ne işim var orada?” daha fazla kendimi tutamayıp açmıştım çenemi.

 Bu sorunun cevabını şimdi alamayacaksın Esmer.”

 Yüzüne baktım. “Hangi soruma cevap alabildim ki zaten! Benimle ilgili her şeyi benden habersiz yapıyorsun! Bana sormuyorsun bile!”

 “Bana aitsin ve koyduğum kurallara uymak zorundasın.”

 “Hayır değilim! Hiçbir şeyi yapmaya zorunlu değilim!” Ayaklarımı rahatsız eden şu gıcık topukluları çıkarıp arka koltuğa fırlattım. “Parti midir balo mudur her ne haltsa, ben ona gitmiyorum tamam mı!”

 “Geliyorsun.” Sesi sakin ve bakışları yoldaydı.

 “Gelmiyorum durdur arabayı!” cevap vermedi. Arabayı da durdurmadı. “Dur dedim sana manyak!”

 Kapılar kilitli değildi. Hafif bir hareketle kapıyı araladım. Dönüşemeyeceğim düşünülürse, araba bu hızla ilerlerken atlayamazdım. “Şu hurda yığınını durdur hemen!” son model bugatti feyron’a hurda diyerek bir ilki gerçekleştirmiş bulunmaktayım.

 Ama yine durmadı. Peki öyleyse. Benden günah gitti. El frenini çekmemle beraber tekerleklerden çıkan acı feryatlarla araba durdu. Fırsattan istifade indim hemen arabadan. “Beni rahat bırak! Gelmek istemiyorum. Çok istiyorsan kendin git!”

 Sahile doğru yürüdüm. Bu gün o aptal partiye gitmiyorum. Beni zorlayamaz!

 Kumlar serindi. Yürüdükçe rahatladığımı hissediyorum. Neden bu hayatı yaşamak zorundayım? Aptal bir kazma dişin kuklası olmaktansa… Ölmek ve kurtulmak en iyisi. Daha fazla dayanmaya gücüm yok. Bir vampirden emir almak istemiyorum! Bir şeylerin zorla bana yaptırılmasını istemiyorum! Tek çare ölmek. Güzel bir ölüm olacak. Ondan da, o mühür denen küçük noktadan da kurtuluyorum. Evet. Ölmek en iyisi olacak. Ama kardeşimi ve annemi de göremeyeceğim.

 Zaten mühürlendiğimden beri görememiştim ki!

 Annem, intihar etmenin günah olduğunu söylemişti bir keresinde. İntihar edip ölürsen cehenneme gidersin.

 Hayatım zaten cehennemden ibaret değil miydi?

 İskeleye doğru ilerlemeye devam ettim. Kimseler yoktu ortalıkta. Engelleyen olmayacaktı. Rahat rahat ölebilirim.

 Denize saçılmış inci taneleri buradan bakınca daha yakından görülüyor. Sanki elimle tutabilecekmişim gibi.

 İskelenin en ucundayım şimdi. Yüksek bir yer değildi. Ama dibe doğru yüzersem ve yüzeye çıkmazsam kurtulma şansım olmazdı. Hem de hiç. Eğer şanslıysam kolayca ölebilirim.

Derin bir nefes aldım. Son nefesimi.

 Güzel bir akşamda ölecektim. Ay ışığı ve yıldızlar eşliğinde. Son bir kez baktım yıldızlara. Suyun dibindeyken göremeyecektim çünkü.

 Nefesimi bırakmadan kendimi denize bırakmıştım ki, daha ayaklarım bile suya değmeden belimden yakaladı! Birlikte denize düştük.Ben dibe doğru yüzmeye çalıştıkça, o beni yüzeye çekmeye çalışıyordu. Deli gibi çırpınıp tekmeler savurmaya başladım. İşe yaramıştı! Ondan kurtuldum. Dibe doğru bıraktım kendimi. Nefesim kesilmişti artık. Kalbim yavaş yavaş uykuya dalıyordu. Görüşümü engelleyen siyah benekler büyüdü… büyüdü… büyüdü… tamamen kapladılar her yanımı.Artık ölüyorum Baran Kızılören! Senden kurtuluyorum!

*-*MÜHÜR*-*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin