1.3

2.2K 240 76
                                    

saat gecenin üçüyken, yoongi'nin gözlerine tek damla uyku girmiyordu. duyduğu tek ses yanında uzanan sevgilisinin düzenli nefes alış-verişleriydi. kendininkileri duyamayacak kadar dalmıştı. katlanması biraz daha sancılı olsa dayanılamayacak baş ağrısıyla mücadele ediyordu. aklından geçen her bir düşünce bilinçaltından gelen bir film misaliydi ve o, sanki bu filmin seyircisiydi. bu sırada yatakta hareketlenen sevgilisine kaydı bakışları. onu aslında, tam anlamıyla sevmiyordu. sanki seviyordu fakat sevgi kalıbına yaklaşamıyordu da. gerçek sevginin ne olduğundan emin değildi zaten. bazen bir bilge gelsin ve ona her şeyi öğretsin istiyordu.

canının sıkıldığından emin olmaya başladı bir süre sonra. her şeyi çok aceleye getirdiğinin farkındaydı. daha tam olarak tanımadığı bu insana sevgiliyken alışmak güçtü. sadece onun kendisine ettiği teklif kendisinin heyecanlandırınca hemen kabul edivermişti. bu heyecanın geçici olduğunu ve sadece bir sevgilisinin olması için sevgili yaptığını fark etmişti fakat artık çok geçti.

hoseok gün içinde aklına düşüp düşüp duruyor ve vicdan azabını rahat bırakmıyordu. ona haksızlık ettiğinin farkındaydı fakat elinden bir şey gelmezmiş gibi hissediyordu. yoongi, çoğu kez, ölümü pahasına bile olsa adım atmazdı. 

uyanan sevgilisi gözlerinin ovuşturdu ve yoongi'ye dönüp gülümsedi, yoongi refleks olarak karşılık verse bile bu gülüşün sahte olduğu çok belliydi. sevgilisi bozuntuya vermedi ya da fark etmedi ve kollarını yoongi'ye sardı. kafasını omzuna yasladı ve uykusuna devam etmek için gözlerini kapadı. on dakika sonrasında yoongi uyuduğuna emin olduktan sonra yavaşça yataktan kalktı ve üstüne hırkasını geçirdi. yanına aldığı telefonu ve kitabıyla kapısına ilerledi. odasına son bir bakış attı ve sessiz olmasına dikkat ederek kapısını kapattı.

balkonuna geldiğinde şu sıralar okumaya başlamayı sürekli ertelediği kitabına baktı. 'Hermann Hesse - Demian'.

tanıtım yazısına göz attıktan sonra okumak için ilk sayfasına geldi. birkaç kez baştan okumasına rağmen kendini veremiyor ve sayfanın yarısında aklı tekrar başka yerlere kayıyordu. en sonunda pes etti ve kitabı bıraktı. internete girmek için girdiği telefonunu eline aldığında bir süre gündeme baktı, haber akışını gözden geçirdi ve yarım saatini harcadı. esnemeye başladığında son kez mesajlarını kontrol etmek için her zaman girdiği mesajlaşma uygulamasına girdi. sessize aldığı herhangi bir sohbetten mesaj yoktu ve gördüğü kadarıyla herkes bu saatte horul horul uyuyordu.

bir kişi hariç. sık kullanılanlar yerinde en üstte sevgilisini bile hâlâ geçen güzel olan hoseok aktif görünüyordu. sevgilisinin arkadaşlarından birinin adı daha hoseok'tu ve hoseok'ları karıştırmamak için ona güzel olan demişti. yalan söyleyemezdi, kendi hoseok'u gerçekten güzeldi. yüzündeki aptal sırıtış silindiğinde kiminle mesajlaştığını merak etti ve uykusu kaçtı. bir süre ekrana boş boş baktıktan sonra gecenin verdiği cesaretle mesaj attı.

yoongiebungie:

bu saatte neden ayaktasın?

kiminle yazışıyorsun?

matchmaker - yoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin