2.0 Final

2.5K 193 152
                                    

Final ve bölüm 2273 kelime, hedefim 1500'ü geçmekti ama hızımı alamadım. Kitapta beni kurgu açısından tek tatmin edecek düzeyde olan bölüm olduğu için benim için yeri ayrı. Keyifli okumalar. |  

"Hoseok yaptığımız şeyin doğru olduğundan emin misin? Yani ne bileyim, siber suça falan girmiyor mu?" Hoseok endişeli sesiyle konuşup duran ve sürekli oynattığı bacağıyla masayı sallayan Seokjin'e inanamadığını hissetti.

"Seokjin altı üstü iPhone'umu bul üzerinden Namjoon'u arıyoruz. Ateşinin çıkmadığına eminsin değil mi?" bıkkınlıkla verdiği nefesini ve küçülen akciğerleriyle daha da eğilen belini hissettiğinde rahatsız oldu ve dikleşti. Seokjin ile birlikte saatlerdir bu masada oturmuş plan yapmaya çalışıyorlardı fakat bu performansla bir arpa boyu ilerleyememişlerdi. Sırf bu yüzden saatler önce çok saçma diye aklından savuşturduğu fikirlerine muhtaç düşmüştü. "Bulabildin mi bari bir şeyler?" aniden tekrar dikkatini dağıtan Seokjin ile irkildiğinde hâlâ bu olan saçmalıklara inanamıyordu. Onlar gayet normal insanlardı, geri dönemiyor oluşlarının nedeni olabilecek her türlü korkunç ihtimal her geçen saniye canını daha çok sıkıyorken ne yapacaklarını düşünüp duruyordu.

"Hayır, sanırım bu uygulama geçmişte kalmış, bağlanamıyoruz bile baksana şuna." kendisine birkaç saniye önce umutlanmış gözlerle bakan arkadaşının tekrar donuklaşan bakışlarını görmek içini daha da çok boğuyordu. Ne olmuş olabilirdi, o kadar çok ihtimal vardı ki kafayı yiyecekti. Dolan gözlerine daha fazla hakim olamayacağını anladığında Seokjin'in yanından ayrılıp onu da rahat bırakmaya karar verdi.

"Ben mutfağa gidiyorum, susadım." Seokjin sakince kafasını salladığında  hastaneden ayrılır ayrılmaz geldikleri Seokjin'in evini incelemeye başladığında, en son iki sene önce gördüğünü evin fazlasıyla değiştiğini fark etti ve bu sadelik kusan evin  gözüne çok rahatsız edici geldiğini fark etti.

Elinden bıraktığı su bardağını lavaboya koyduğunda yalnız başına ağlamak üzere tuvalete ilerledi, kesinlikle patlamak üzereydi. Şu anlık tek dileği biraz şanstı.

Hoseok'un on beş dakikadır tuvalette olduğunu fark eden Seokjin üzülmesinin bir şeyi değiştirmediğini tekrardan anımsadı, bu hisleri yalnız başına atlatmayalı çok uzun zaman olmuştu. Kim Namjoon adlı yürüyen meleği hayatına girdiği andan itibaren çiçekler açmış hâldeydi. Ne zaman üzülse gelip sırtını sıvazlar, saçlarıyla ve yüzüyle oynardı ve sadece varlığı bile yeterdi iyileşmesi için, varlığı bile.

Sevgilisi her nerede ise sağ salim geri gelmek zorundaydı.

Gözleri ekranı yanan telefona döndüğünde eline aldığı telefonu kurcalamaya başladı. O an gözlerine tek çarpan Namjoon'un iPhone'u yazısıyla birlikte gözüken konumdu. Deli gibi çığlık atmaya başladı ve ekran görüntüsü almak için titreyen ellerini zor zapt etti. Duyduğu seslerle endişelenen Hoseok klozetin üstünde akıttığı göz yaşlarını silip tuvaletten koşarak çıktı. "Seokjin! Ne oldu!?"

"Te- telefondaki uygulama çalıştı, Hoseok, bir konum bilgisi var bunda!" Hoseok aniden büyüyen gözleriyle telefonu eline alıp ekrana baktı. Verilen konum her saniye değişiyor ve biraz daha sağa ilerliyordu, hareket halinde olmalıydılar. "Seokjin, polise gidiyoruz."

*

Karakolda yarım saattir oturuyor ve bekliyorlardı. İkisi de en başında bu kadar endişeli değildi, en azından içlerindeki ses onlara bir yerlerde Yoongi'yi bulmuş, oturup onunla ilgileniyor ve dış dünyadan uzak tutuyorlardır, bize ulaşacaklar diyordu fakat polisin onları bulamadığı her an o ses gittikçe kısılıyor, iğrenç bir sessizliğe dönüşüyordu. Neredeydiler, birlikteler mi yoksa hiç görüş(e)mediler mi? İçlerinde sinsice umutsuzluğa kapılmalarını bekleyen canavarları bekliyordu.

matchmaker - yoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin