2.Bölüm Her şeyin başlangıcı part 2

70 5 0
                                    

Yazarın Ağzından
Pownee kabilesinin reisi kızılderili kabilelerinin ortak meclisinin bilge başkanı oturan boğa nam-ı değer tatanka 33 yaşında genç bir liderdi. Bütün kabileler arasında saygı duyulan bir liderdi. Güzel karısı 3. Çocuklarını doğururken hayatını kaybetmişti geçen yıl. Evet genç yaşına rağmen 3 çocuğu olmuş ve dul kalmıştı. Tatanka karısını çok seven bir adamdı. Kabile reisleri tatankanın hayatına devam etmesini ve yeni bir eş almasını istiyorlardı ama tatanka bu teklifi net bir şekilde red ediyor ve ölen karısına ihanet edemiyceğini söylüyordu. Zaten 3 erkek çocuğu vardı neslini devam ettiricek. Sadece küçük bir kız çocuğu olsun istemişti yıllarca ama artık 3 yaşında küçük bir kızı vardı. Tatanka dostu Richard için üzülsede hem onun emanetine sahip çıkmıştı hem de hep istediği gibi küçük bir kızı olmuştu. Oğulları zaten küçük Elizabeth'i çok seviyordu. Smith ailesi kabileye ziyarete geldiklerinde başta oğulları olmak üzere tüm kabile Elizabeth'e bayılıyordu. Bu topraklarda sarı saçlı biri bulunmazdı ve Elizabeth'in saçları güneş gibiydi. Elizabeth o kadar cıvıl cıvıl bir çocuktu ki kabileye geldiğinde ordan oraya koşturup dururdu. Elizabeth küçük bir çocuk olduğu için her şeye yabancıydı sürekli sorular sorardı. Kabilenin yaşlısının yanına oturup saatlerce ona sorular sorar gördüğü her şeyi öğrenmek isterdi. Kabilenin yaşlısı sabit kaya ise gördüğü ilgiden oldukça mutluydu. Küçük Elizabeth'e kızılderili efsaneleri anlatırdı. Kabile çadırlarının olduğu yere atıyla yavaşça ilerleyen tatanka kabile üyelerinin ilgisini çoktan çekmişti. Kabile bir şeylerin yanlış olduğunu çoktan anlamıştı normalde tatanka büyük bir coşkuyla naralar atarak kabilesine geldiğini belli ederdi. Yaralı olduğunda bile atını asla yavaş sürmezdi. Kabile kamp alanının girişine çoktan toplanmıştı. Kabilenin gözcüsü şahin göz reisin önünde ki kanlar içinde ki küçük Elizabeth'i görünce her şeyi anlamıştı. Crow kabilesi amaçlarına ulaşmıştı anlaşılan. Hızlıca kalabalıktan sıyrılarak koşmaya başlamıştı. Reisin yanına geldiğinde gözleri kapalı küçük Elizabeth'i görünce ister istemez yüreğine büyük bir ağırlık oturmuştu. Reisin gözlerine bakarak "yoksa" diyebildi sadece. Tatnka hızla "Hayır merak etme küçük Elizabeth yaşıyor ama smith ailesinin geri kalanı onun kadar şanslı değildi. Kabileyi meydana topla 2 cenazemiz var."dedikten sonra hüzünle öksüz kalan Elizabeth'in saçlarını yavaşça okşadı. Saçlarının okşandığını hisseden küçük kız tatanka'ya iyice yaklaştı ve uykusuna devam etti. Kısa bir süre sonra çadırının önüne gelen tatanka Elizabeth'i kucağına alıp atından dikkatlice indi. Seyis hızla öne atılıp reisinin atını alıp suyunu ve yemeğini vermek için atların olduğu yere götürmeye başladı. Kamp alanının yakınında ki göle 2 tane stand yapılıp odunlar atılamaya başlamıştı bile. Smith ailesi ne kadar beyaz insanlar olsalarda pownee kabilesi için onlar da kabile üyesı sayılıyorlardı. Karı koca çok kibar ve nazik insanlardı diğer beyazlara nazaran onları küçük görmüyorlardı bilakis onlara saygı duyup onları seviyorlardı. Tatanka uyuyan Elizabeth'i kız kardeşine uzattı. "Onu yıka ve üzerini değiştir. Merak etme üzerindeki kan onun değil."dedikten sonra odunların toplanmasına yardım etmeye gitti. Tatanka'nın kız kardeşi kara dul oldukça cesur ve iyi bir insandı. Kocasının kabileye ihanetinden sonra kendi elleriyle ona cezasını vermişti. Küçük Elizabeth'i oda çok seviyordu. Elizabeth'in annesi Katherine ona zor zamanlarında destek olmuştu. Kara dul'un hiç çocuğu olmamıştı ama yakın arkadaşının çocuğunu kendi çocuğu gibi görüceğini biliyordu. Küçük Elizabeth kucağında yiğenlerini de yanına alarak kalabalıktan uzak gölün kenarına gidip Elizabeth'in kıyafetlerini çıkarmaya başladı. Abisinin çocukları da onların yanına duruyor küçük baltalarıyla onları koruduklarını düşünüyorlardı. Elizabeth'i gölde yıkadıktan sonra en küçük yiğeni oolje'nin tuttuğu havluyla Elizabeth'i kurulayıl sarmıştı. Yiğenelerini de alıp çadıra gider gitmez kabiledeki kadınların verdikleri küçük giysileri Elizabeth'e giydirdi. Elizabeth'in halen şokun etkisinde olucak ki bunca zaman ağzından tek bir kelime bile çıkmamıştı. Onu yatağa yatırmış ve üstünü örtmüştü. Alnını öpüp tam kalkıcakken Elizabeth elini tuttu ve "Teyze annem ve babam nerde?" Dedi. Genç kadının istemeden gözleri dolmuştu. "Elizabeth annen ve babanı kötü adamlar öldürdü. Ama üzülme onlar gökyüzünden seni izliyorlar. Onlar her zaman senin yanında olucaklar. Yüce ruhlarla birlikte hepimizi koruyup gözlüyorlar."dedikten sonra yanından kalkmış ve yiğenlerini Elizabeth'in yanına gönderdi. En büyük yiğeni Hantaywee ortanca yiğeni Mıgısi ve en küçük yiğeni Oolje hep birlikte Elizabeth'in yanına yatmış, ona sarılıyorlardı. Oolje Elizabeth'in saçlarını okşuyarak "Üzülme Elizabeth benim annemde öldü. Hem sevin annenle benim annem gökyüzünde ruhları kardeş olmuşlardır. Bak bizde burada kardeş olduk şimdi. Hem biz seni hep koruruz dimi abi." Dedikten sonra diğerleri de ona eşlik etmiş ve Elizabeth'i koruyacaklarına yemin etmişlerdi. Kara dul çadırdan çıktık sonra cenazenin yapılacağı yere gelmişti. Karadul'un gelmesiyle Kathrine ve Eichard'ın cesetlerini ateşe vermişlerdi. Bütün kabile tek bir ağızla savaş çığlığı atıp geleneksel danslarını yapmaya başladılar. Kızılderili olmayan kardeşlerinin ruhunu gökyüzüne yüce ruh'un yanına göndermişlerdi.

Beyaz KızılderiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin