20. bölüm

3.5K 224 170
                                    

Magnus'un evinin kapısında öylece beklerken ellerim titremeye başlamıştı.

Saat yediye beş vardı, heyecandan erken gelmiştim ama hala kapıyı çalamadım.

Evlerine de ilk defa geliyordum.

Sakin ol Alec, sakin ol.

Kapıyı tıklatma cesaretini gösterdiğim zaman saniyeler içinde kapı açıldı.

"Hoşgeldin Alec."

Magnus, üstüne giydiği önü açık gömleği ve boynundan sarkan kolyeleri ile nefes kesici görünüyordu.

"Harika görünüyorsun." Dememle dilimi ısırmam bir oldu. "Şey sanırım az önce sesli düşündüm."

"Her zaman sesli düşünmelisin bence."

Önümden çekilip içeri geçmemi sağladı.

Tüm bedenim o denli gergindi ki...

"Koltuğa geç Alec, ayrıca rahat olabilirsin. Gerilme çünkü beni de geriyorsun."

"Elimde değil ne yazık ki."

"İçki olarak ne alırsın?" Dediğinde ikili koltuklardan birisine kurulmuştum.

"Şey... ben içmeyi sevmem."

"Bu konuda ısrarcı olacağım, en azından bana eşlik etmek için içmelisin."

"Ben... olabilir. Kendine ne koyuyorsun bana da ondan koy."

Yanımdan uzaklaşırken tedirgince etrafı incelemeye başladım. Buraya ilk defa gelmiştim ve evin dekoru cidden mükemmeldi.

Magnus'un evi olduğu barizdi.

"İçkiler geldi." Diyerek iki elinde iki kadehle hızlıca yanıma çöktü ve birisini bana uzattı.

Zoraki bir gülümseme ile ona bakıp bana uzattığı kadehi aldım.

"Alexander, saçların bile gerginim diye bağırıyor. Bak... gergin olmana gerek yok. Zaten ilk andan bu kadar hızlı gitmemiz de anlamsız olur. Sadece... oturup sohbet edelim tamam mı? Rahatla biraz."

"Ben... teşekkür ederim." Dedim elimdeki kadehle oynarken. "Fazla gerginim."

"Rahatla" diyerek bir bacağını koltuğa doğru çekip bana döndürdü bedenini. Rahatla deyip böyle hareketler yapması...

"Çalışıyorum..." dedim onun açıkta duran göğüsüne bakmamaya çalışarak. Ama bakıyordum ve bunu fark ediyordu.

"Ok ve yay kullanmaya ne zaman  karar vermiştin?"

"Küçükken." Dediğimde neredeyse kahkaha atacaktı.

"Cidden  çok açıklayıcı oldu. Aslında şöyle sorsam daha iyi, nasıl karar verdin?"

"Silahları biz seçmeyiz Magnus, silahlar bizi seçer."

"Bu çok havalı, her zaman 12'den vuracağın o zamandan belliymiş."

"Bak bu güzeldi." Dediğimde elini alnıma düşen saçlara doğru attı ve parmaklarını saçlarımda gezdirmeye başladı.

"Saçların çok güzel."

"Seninkiler de öyle." Dedim yutkunmakta zorlanarak. Kokusu resmen sarhoş ediyordu.

"İçkini iç Alexander."

Elimdeki içki bardağını dudaklarıma götürürken gözlerimi onun üstünden alamıyordum.

İçki o kadar berbat bir tada sahipti ki boğazımın yanması ile bardağı geriye doğru çekmem bir oldu.

My Little Nephilim (Malec)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin